SÜLEYMÂN CEMEL

SÜLEYMÂN CEMEL:

Süleymân Cemel hazretlerinin yazmış olduğu t(Celâleyn Hâşiye8İ”nin kapak 8ahifesi.

Süleymân Cemel hazretlerinin yazmış olduğu t(Celâleyn Hâşiyesİ”nin kapak sahifesi.

Mısır’da yeti şen âlimlerin büyüklerinden. îsmi, Süleymân bin Ömer bin Mansûr el- Uceylî Ezherî olup, Cemel diye bilinir. Mısır’ın garb cihetinde Meniyyet-ü Uceyl denilen köyde doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1204 (m. 1789) senesi Zilka’de ayının onbirinci günü Kâhire’de vefât etti. Süleymân Cemel; muhterem ve fazilet sâhibi bir zât idi. Şeyh Hafnî’ nin sohbetlerinde yetişti. Kendisinden fıkıh ve diğer ilimleri okudu. Halve- tiyye yolunun edebini öğrenip, icâzet (diploma) aldı. Zamâmnın diğer büyük âlimleriyle görüşüp derslerinde bulundu. Şeyh Atıyye Echûrî’nin derslerine uzun zaman devâm etti. Salâh ve iffeti ile şöhret buldu. Hocası Şeyh Hafni, onu, körfez üzerinde evine bitişik bir mescide imâm ve hatip olarak ta’yin etti. Aynca Eşrefiyye ve Meşhed-i Hüseynî’de fikıh, hadîs ve tefsir dersleri verdi. Çok talebe yetiştirdi. Akşam ile yatsı arasındaki dersinde Celâleyn tefsiri, Sahîh-i Buhârî, Şemâil ve Mevâhib’i okuturdu. Zühd ve salâhı, günahtan kaçımp âhıret ile meşgûli- yeti ile meşhûr oldu. Sık sık âlimlerin ve evliyâmn ziyâretine giderdi. Vefatına kadar güzel ahlâk üzere yaşadı. Süleymân Cemel’in eserlerinden ba’zılan şunlardır:

1- El-Fütühât-ül- ilâhiyye bi tavdîhi tefsîr-i Celâleyn bid- dekâib-il-Hanefiyye: Dört cild hâlindedir.

2- Fütühât-ül-vehhâb bi tavdîhi şerhi menhec-it-tullâb: Şâfiî fıkhından Şerh-ul-Menhec’in beş cildlik matbû bir hâşiyesidir.

3- Takrîrât,

4- El-Fütühât-ül-Ahmediyye alel Hem- ziyye: Busayrî’nin Kasîde-i hemziyye- sini îzâh eder. El-Fütühât-ül-ilâhiyye bi tavdîhi tefsîr-i Celâleyn adlı eserden ba’zı bölümler:

Kâ’be-i muazzamanm yapılması: Allahü teâlâ, Kâ’be-i muazza- manın yerini, arzdan ikibin sene önce yarattı. Su üzerindeki beyaz köpük gibi idi. Yer onun altında serilip döşendi. Âdem aleyhisselâm yeryüzüne indirildiği zaman, tek başına yalnızlık hissetti. Bu hâlini Allahü teâlâya arzetti. O zaman Allahü teâlâ, Cennet yâkut- lanndan olan Beyt-i ma’mûr’u ona indirdi. Beyt-i ma’mûr’un yeşil zümrütten iki kapısı vardı. Kapısının birisi şark, diğeri garb tarafında idi. Beyt-i ma’mûr, Kâ’be-i muazzam anın yerine kondu. Sonra Allahü teâlâ; “Ey Adem! Sana Arşımın etrâfinda tavaf yapıldığı gibi senin tavaf yapacağın, Arşımın yanında namaz kılındığı gibi, yanında namaz kılacağın bir ev indiriyorum” buyurdu. Allahü teâlâ, Kâ’be-i muazzamamn bulunduğu yere Hacer-ül-esved’i de indirdi.

Sonra Âdem aleyhisselâm, Hindistan’dan yürüyerek yola çıktı. Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâma bir melek gönderdi. O melek ona Kâ’be-i muazzamayı bulabilmesi için rehberlik yaptı. Âdem aleyhisselâm Beyt-i ma’mûr’un yanına gelince, tavaf etti. Tavâfinı bitirince melekler; “Ey Âdem! Tavâfin mübârek olsun. Biz de senden ikibin sene önce bu beyti tavâf ettik” dediler. lbn-i Abbâs buyurdu ki; “Âdem aleyhisselâm yürüyerek gitmek üzere kırk kerre haccetti. Beyt-i ma’mûr, Nûh aleyhisselâm zamânmdaki tûfana kadar kaldı. Sonra Allahü teâlâ Beyt-i ma’mûru dördüncü semâya kaldırdı. Beyt-i ma’mûr’a hergün yetmişbin melek girer. Fakat oraya giren bir daha geri dönmez. Allahü teâlâ tarafından gönderilen Cebrâil aleyhisselâm, Hacer-ül-esved’i Ebû Kubeys dağında sakladı. Beyt-i ma’mûr’un yeri, îbrâhim aleyhisselâm zamânına kadar boş kaldı. Oğullan Ismâil ve Ishak aleyhisselâmm dünyâya gelmesinden sonra, Allahü teâlâ, Îbrâhim aleyhisselâma bir ev yapmasını emretti. îbrâhim aleyhisselâm, Allahü teâlâdan yapacağı evin yerini bildirmesini istedi. O zaman Allahü teâlâ yapacağı evin ve Cebrâil aleyhisselâmın sakladığı Hacer-ül-esved’in yerini bildirdi. Bundan sonra Îbrâhim aleyhisselâm, oğlu îsmâil aleyhisselâm ile berâber Kâ’be-i muazzamayı yaptı.” îmâm-ı Kastalânî de bu hususta şöyle demektedir: “Kâ’be-i muazzama on kerre yapıldı.

1- îlk önce melekler yaptı. Rivâyet edilir ki: Allahü teâlâ meleklere her semâda ve yerin her katında bir ev yapmalannı emretti.
Mücâhid (r.a.) ise, yapılan evlerin ondört tâne olduğunu söyledi. Rivâyet edilir ki: Kâ’be-i muazzama te’sis edildiği zaman yer yanldı. Bunun üzerine melekler oraya deve büyüklüğünde taşlar attılar.

2- Âdem aleyhisselâm tarafından yapılmıştır. Rivâyet edilir ki: Ona; “Sen ilk insansın. Bu insanlar için konulan ilk beyttir”denildi.

3- Şit aleyhisselâm tarafından çamur ve taşla yapıldı. Nûh aleyhisselâm zamâmndaki tûfana kadar bu hâli ile kaldı.

4- îbrâhim aleyhisselâm tarafından yapıldı. Allahü teâlâ îbrâhim aleyhisselâma, Cebrâil (a.s.) vâsıtasıyla, Kâ’be-i muazzamayı yapmasım bildirdi. Bu sebeple; “Dünyâda Kâ’be-i muazzama’dan daha şerefli bir yer yoktur” dendi. Çünkü onun yapılmasını emreden Allahü teâlâ, bu emri ulaştıran ve mühendislik vazifesini yapan Cebrâil (a.s.), onu bizzat yapan da îbrâhim aleyhisselâm, yardımcısı îsmâil aleyhisselâmdır.

5- Amelika kabilesi tarafından yapıldı.

6- Cürhüm kabilesi tarafından yapıldı. Cürhümlülerden Kâ’be-i muazzamayı binâ eden şahsın ismi, Hars bin Medâd el-Asgar’dır.

7- Kusay tarafından yapıldı.

8- Peygamber efendimiz (s.a.v.) tarafından yapıldı.

9- Kureyş kabilesi tarafından yapıldı. Bu inşâ sırasında Resûl-i ekrem de (s.a.v.) hazır bulundu. O zaman Peygamber efendimiz (s.a.v.) 35 yaşında idi.

10- Abdullah bin Zübeyr tarafından yapıldı. Mekke-i mükerremenin muhâsarasında, mancınıkla atılan taşlardan ba’zısı, Kâ’be-i muazzamayı tahrip etmişti. Abdullah bin Zübeyr önce istihare ve istişâre ettikten sonra, Kâ’be-i muazzamayı yıktı. Târih, 64 (m. 683) senesi Cemazilâhır ayında bir Cumartesi gününe rastlıyordu. Yıkma işi İbrahim aleyhisselâmm yaptığı direklere kadar vardı. Abdullah bin Zübeyr, bu yeni yapıyı îbrâhim aleyhisselâmın yaptığı direklerin üzerine kurdu. Abdullah bin Zübeyr, inşaatı 65 (m. 684) senesi Receb ayında bitirdi. Sonra fakirler için yüz tâne deve kesti ve fakirleri giydirdi. Daha sonra Haccac tarafından tamir ettirildi. Haccac, Hacer-ül-esved tarafındaki duvan, Rükn-ü Yemânî yanındaki garbı kapı ve şarkî kapı altındaki kısımları yaptırmıştır. Kâbe-i muazzamanın kubbesini, Abdullah ibni Zübeyr’in yaptığı şekilde bırakmıştır. Kâ’be-i muazzama, Haccac’ın ta’mir ettiği şekliyle günümüze kadar devâm etmiştir. İbn-i Abbâs (r. a.)buyurdu ki: “İbrâhim (a.s.), Kâ’be-i muazzamayı şu beş dağdan getirdiği malzemelerle yapmıştır. Tûr-i Sinâ, Tûr-i Zitâ, Şam’daki Lübnan dağı, Cizre’deki Cudi dağı. Temellerini ise, Mekke-i mükerremedeki Hirâ dağından getirdiği malzemeden yapmıştır.”

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*