OCAKÇILIK i. (ocafcfi’dan ocakçı-lık). Ocakçı olma hali, ocakçınm yaptığı ış. (M) OCAKLI sıf. (ocak’tan ocak-lı). Ocağı olan, içinde ocak bulunan: Ocaklı bir mutfak.
Ocağa bağlı olan (yeniçeri). Kapıkulu ocaklarına bağlı olan kişilere verilen ad.|| Trablusgarp ve Cezayir’de kurulan ocaklara bağlı olanlara verilen ad.
Osmanlı padişahları ocaklı’lara «kullarım» diye hitap ederdi. Savaş zamanında ocaklılar için en büyük şeref padişahı korumaktı. Bu yüzden ocaklılar, savaşa katılmayan padişahları sevmezlerdi. Ocaklıların derece ve yerleri belliydi. Ocağa yeni giren bir ocaklı, bağlı olduğu odanın bütün hizmetleriyle yükümlüydü; ona odanın acemisi gözüyle bakılırdı. Gündeliği az olan bu ocaklıdan yemek parası alınmaz, hizmetine karşılık yemek verilirdi. Bu bağlılık ve saygı zamanla gelişen isyanlarda da kendini gösterir ve ocaklılar birlikte hareket ederek, isyanı yürütürlerdi. Bu yüzden padişah, sadrazam ve vezirler ocaklılardan çekinirler ve onların birlikte isyan etmelerini önlemeğe çalışırlardı. Ocaklılar, arkadaşları arasında bulunan sakatlara yardım etmek gereğini duyar ve odalarındaki sandıktan ihtiyaç ölFoto.
Süsünde para verirlerdi. Bundan başka esir olan bir ocaklıyı kurtarmak için aralarında para toplarlardı.
OCAKÇILIK
03
Şub