İşleri sizinle bittikten sonra sizi suçlu gösterdiler, Ama biz bu insana nasıl böyle delirttik demediler değilmi, Yaptığınız onca güzellikten sonra hiçbir şey yapmamışsınız gibi davrandılar değilmi, Sonra üstüne de sizi borçlu çıkardılar değilmi, İnsanca yaşamanın peşinde koşarken elleriyle sizi bir canavar haline getirdiler değilmi, Sonra da herkesi sizden korkuttular değilmi, Ama siz korkmayın Allah‘ın vade haktır…! Allah bu dünyadaki ...
Devamını Oku »Yazar Arşivi: Kursistem Moderator
HADÎSİ ÖĞRENİP ÖĞRETME METODLARI
HADÎSİ ÖĞRENİP ÖĞRETME METODLARI Râvîlerin Şeyhlerinden semaan (işiterek) hadîs rivayetinin mümkün olup olmadığını bilmek için, muhaddislerin yaşlannı bilmelidir. Bu hususta, A. İbnü’l Mübârek’in (Kitab’ut-Tarih) adlı kitabını yukanda zikretmiştik. Aynca, kimlerin kimlerden sema edip etmediklerini bilmek lâzım gelir. Bu ilim olmadan, mürsel ve sıhhati bilinemez. Abdullah İbnü’l Mübârek, tedlîs mevzuunda gayet şiddeüi davranıyor ve “Kendisine hadîsi tedlîs yapmaktan, semadan düşmenin daha ...
Devamını Oku »ÇOK HAT YAPTIKLARI HALDE HATÂLARINDAN DÖNMEYENLER
ÇOK HATÂ YAPTIKLARI HALDE HATÂLARINDAN DÖNMEYENLER Yine Abdullah îbnü ‘1 Mübârek’in talebesi Ali b. Hasen b. Şakîk, onun, Cehmiyenin sözünü nakletmemesi hususunda şu sözünü kaydeder: “Ben, Cehmiyenin sözünü nakletmektense, Ya- hudî veya Hıristiyanlannn sözlerini nakletmeyi tercih ederim.” Ebû Saîd ed-Dârimî de: “Onlann sıfat-ı İlâhînin tatili hususunda sözleri, Yahudi ve hıristiyanlann sözlerinden daha fâhiştir.” demiştir. Abdullah îbnü’l Mübârek, Ebû îsmet’in Ebû ...
Devamını Oku »NEFSİNE SÖZ GEÇİREN SULTANLARDAN ÇEKİNMEZ
NEFSİNE SÖZ GEÇİREN SULTANLARDAN ÇEKİNMEZ Abdullah îbnül Mübârek, söylenecek doğru bir sözün, bazan, ölümle karşılaşmak demek olduğunu” ifade ediyordu. O nefsinin razı olmayacağı zor bir işe hemen girişmemiş, evvelâ, onu terbiye ve ıslah ile razı etmiştir. Buna rağmen o, sultanların kadrini takdir ederdi. Hârûn ur- Reşîd’in vezîri Fadl b. Rabî, Abdullah îbnü’l Mübârek’in şu şiirim, onun vefatından sonra Hârûn ur-Reşîd’e ...
Devamını Oku »ABDULLAH İBNÜ’L MÜBAREK İNSANLARI DEĞERLENDİRİRDİ.
ABDULLAH İBNÜ’L MÜBAREK İNSANLARI DEĞERLENDİRİRDİ. İlmin temellerini atan Abdullah îbnü’l Mübârek’in, Kur’ân, hadîs ve edebi öğrendikten sonra, Kûfe’ye geçtiğini, H.150 senesinde vefat eden Ebû Hanîfenin yanında fıkıh öğrendiğini, muhtelif rivayetlerden öğreniyoruz. Küfe, Irak’ta, Fırat nehrinin suladığı ovada, Kerbelâ’nın cenu- bundadır. Mucâlid b. Saîd el Hamedânî El-KûfTden (v.H.144), pek az olmak üzere El-A’meş Süleyman b. Mihrân’den (v.H. 143) hadîs rivayet eder. ...
Devamını Oku »GÜNEŞİN YEDİ RENGİ
GÜNEŞİN YEDİ RENGİ Birçoklan, dinde en faydalı olanın, kendini ençok alâkad eden dal olduğunu iddia eder. Kimi hadîse, kimi fıkha, kimi ise, î dece Kur’ân-ı Kerîm içindeki emirlere uyulmasını savunur.] yüzden müslümanlann çoğu, biribirleriyle aynlıklara düşeri Herkes, kendi beyaz görünüyorsa, dinimiz de birçok yönüy bizlere doğru dürüst, olgun müslüman olmayı öğretir. Bizleıe, Kur’ân-ı Kerîm’in kesin emirleri yanında, Peygaml rimizin tavsiyelerine ...
Devamını Oku »Abdullah îbnü’l Mübârek’in çocukluğu hakkında pek malumat yoktur
Abdullah îbnü’l Mübârek’in çocukluğu hakkında pek malumat yoktur. Ancak genç yaşta, Merv’de ilim meclislerinde ilim ararken ona rastlıyoruz. Arapçasımn Merv’de geliştiğini, onu hocası Hammâd’ın takdir etmesinden anlıyoruz. Kuvvetli hafızasının ilim elde edişindeki önemini, arkadaşının naklettiği bir hâdiseyle izah ediyoruz: Sahr ismindeki arkadaşıyla uzun bir hutbe dinlemiş, arkadaşına hutbeyi ezberlediğini söyleyerek tekrarlamıştı. Buna rağmen o, hafızasına güvenip dayanmaz, işittiğini yazardı. Hattâ, ...
Devamını Oku »ABDULLAH İBNÜ’L MÜBÂREK’İN İLİM İÇİN MERV’DEN ÇIKIŞI:
ABDULLAH İBNÜ’L MÜBÂREK’İN İLİM İÇİN MERV’DEN ÇIKIŞI: Hicrî ikinci asnn ilk yansında, Tedvîn (Kitap hazırlama) âlimler arasında yayıldı. Bu âlimlerden birinin, bir tasnif veya bir mecmua hazırlamamış olması, nâdirdir. Hicrî birinci asrın sonu ve ikinci asnn başı böyleydi. Hadîs yazma yasağının son bulması ve mubah sayılması üzerine, sünnet, kağıt ve formalarda, defterlerde tedvîn edildi. Hadîs talebesinin elinde, sahifeler çoğaldı. Bu ...
Devamını Oku »Halîfelerin özel doktorları
İLMÎ VE FİKRÎ HAYAT İlmî ve fikrî hayata bir göz atalım. Yıkılan medeniyetlerin iı ri ve kalan müesseseler, tesirini göstermekte devam etti. Bunlardan, Cundî Şapur Tıp mektebinin tesiri önemliy “Halîfelerin özel doktorları” buradan yetişmişlerdir. Ayrıca, 1 nan Tıbbıyla Hind Tıbbı da Bağdad’da karşılaştı. Hind ilmi, B dad’da Yunan ilmini tamamlamağa hizmet ediyordu. Basra, bu tesirlerin en mühim merkezlerinden biri oldu. ...
Devamını Oku »Bağdad… Devrimizde bile ata sözlerinde zikredilen, misli görülmemiş zengin şehir
ÖRNEĞİ OLMAYAN BELDE Bağdad… Devrimizde bile ata sözlerinde zikredilen, misli görülmemiş zengin şehir. Kızgın çöllerden sonra, insanın birden ortasına düştüğü cennetten bir köşe… Dicle’nin münbit kıldığı, narenciye ve hurmalarla çeşit çeşit, rengârenk çiçeklerle, kışlan bahar olan şehir. Geçmişine şahit harabeleri, düşünen insanlar için birer ibret vesilesi!… Hârûn ur-Reşît zamanında, Bağdad’ın nüfusu 2,5 milyonu geçmişti. Bu devrin özelliği şöyle anlatılmaktadır: Servet, ...
Devamını Oku »ABBÂSÎLER DEVRİ
ABBÂSÎLER DEVRİ Hicrî ikinci asırda, devlet, Emevîlerden Abbâsîlere geçti (Hicrî 132). Abbâsîler devrinde büyük bir ordu, Batı Afrika ve En- dülüsten, Hindistan’ın bir kısmına ve Habeşistan’a kadar olan sahada devleti ayakta tutuyordu. İnsanlar, emniyetle ve bolluk içinde yaşıyorlardı. İslâm, tam bir şeref kaynağı idi; meşhur mücahitler, her tarafta hizmette, peygamberimiz(S.A.S.) in sünneti herkesçe bilinmekte ve bid’atlerle mücadele edilmekteydi. Hakkı söyliyenler ...
Devamını Oku »Merv valiliği,
MERV’DEKİ SOSYAL DURUM Hicrî 50 senesinde Araplar, ailelerim Horasan’a nakledip, orayı vatan edinmeye başlamışlardı. Horasan askerî valileri, din için savaşa (gazaya) çıkarlar, kış gelince Merv’e dönerlerdi. îslâmın zaferleri sırasında, Merv’de bir vali bulunuyordu. Merv valiliği, Emevî devleti boyunca devam etmiştir. Araplar, yerli halk ile temaslarını, “Merzuban” adı verilen muhtarlar vasıtasıyla devam ettirirlerdi. Merv’de üç dinî cemaat bulunuyordu: Hıristiyanlar, Ateşperestler, Yahudiler. ...
Devamını Oku »“Merv” deyince, “Merv-i Şâhcân” anlaşılmaktadır. Mânâsı, Melikin Ruhu demekti
DOĞU’NUN CENNETİ MERV “Merv” deyince, “Merv-i Şâhcân” anlaşılmaktadır. Mânâsı, Melikin Ruhu demektir. Bu, büyük Merv’dir. Horasan şehirlerinin en meşhurudur. Burada Abdullah îbnü’l Mübârek’in hocalanndan “Süfyân Bin Saîd es-Sevrî” gibi, arkadaşı İshâk B. Râhûya gibi, hadîs âlimleri ve mezhep imamlarından Ahmed İbnü Hanbel gibi, cemiyetin temeli, din âlimi, meşhur kimseler doğmuştur. Abdullah îbnü’l Mübârek, tarihçe çok eski olan bu şehrin, kimin ...
Devamını Oku »Sana kızmıyorum.. Bunu görmeye ihtiyacım vardı
SANA TEŞEKKÜR EDERİM Sana kızmıyorum.. Bunu görmeye ihtiyacım vardı biz duygusal insanlarız, Verdiğimiz değerin sevginin peşinden gidip kör olabiliyoruz, Hayatımızda olmaması gerekenleri sayenizde görebiliyoruz, Hayatımda olmaman gerektiğini gösterdiğin, Bana bu iyiliği yaptığın için sana yürekten teşekkür ederim,
Devamını Oku »Halid b. Velid r.a. Allah yolunda (bizzat savaşçı olarak katıldıkları hariç) 90 savaşta İslam ordularına kumandanlık etti.
Halid b. Velid r.a. Allah yolunda (bizzat savaşçı olarak katıldıkları hariç) 90 savaşta İslam ordularına kumandanlık etti. İster savaşçı, ister kumandan katıldığı hiç bir savaşı kaybetmedi. Vefat ettiği gün ise yatağındaydı. Diyordu ki; “Vücudumun (istisnasız) her yerinde ya ok, ya kılıç ya da mızrak yarası vardır. Ama ben ayağı bağlı develer gibi yatakta ölüyorum. Korkakların gözüne uyku girmesin.” Peki Hz. ...
Devamını Oku »Şuara Suresi 227
“Nihayet zulme gömülenler, nasıl bir devrimle devrileceklerini günü gelince öğrenecekler.” Şuara Suresi 227
Devamını Oku »Ali İmran 146
“Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostu çarpıştı da bunlar; Allah yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.” Ali İmran 146
Devamını Oku »Ali İmran 146
“Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostu çarpıştı da bunlar; Allah yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.” Ali İmran 146
Devamını Oku »Şuara 204-209
“Ne! Bunlar da mı azabımızın hemen gelmesini istiyorlar? Düşünsene bir: onlara yıllarca safa sürmeleri için fırsat versek; sonra vaad edilen azap başlarına gelse; Safa sürerek kaçırdıkları bu fırsatın kendilerine bir yararı dokunabilir mi? Dahası, Biz bir ülkeyi helak etmeden önce illa ki uyarıp hatırlatmışızdır; zira Biz, asla zulmeden biri değiliz.” Şuara 204-209
Devamını Oku »Muhammed Suresi 31
“Andolsun, içinizden, cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz.” Muhammed Suresi 31
Devamını Oku »