ÖTANAZİ

ÖTANAZİ i. (yun. euthanasia, ağrısız, rahat olum > fr. euthanasie’den). Huk. öle-ceğı kesinlikle bilinen bir hastanın acısını dindirmek için hayatına son vermek suretiyle hekim tarafından İşlenen adam öldürme suçu. Bk. A.NHtKL.
ANSİKL. Huk. ötanazi’nin çeşitli şekillerde meydana gelmesi mUmkündür: hayatından ümit kesilmiş bir hastaya oksijen veten tüpün kapatılması gibi. Ceza hukuku yönünden ötanazi, bu fiili işleyen faile ceza verilip verilmemesi bakımından önem ka-
— CEŞ. DEV Ötede beride, çeşitli yerlerde, şurada burada: Arkadaşların ötede beride aleyhimizde olmayacak şeyler söylemeğe başlamışlar (R.N. Güntekin). |[ öteden be-rj, eskiden beri: Başladı demek doğru de~ git, öteden beri vardır (N. Ataç). II öteden beriden, çeşitli yerlerden yeya şeylerden, şuradan buradan veya şundan bundan; Ne konuştunuz? — öteden beriden Abasıyanık). j| ötesi berisi, çeşitli yerleri veya çeşitli şeyleri: Eh dedim, biraz başım dinlenecek, çünkü artık beni gördüğü yerde öteme berime dokunmuyor, yalnız kötü kötü bakıp geçiyordu (Sabahattin Ali). Bizim işimiz adam aramak. Biz buradan içeri ötesini berisini yoklamadan sinek bırakmayız (Kemal Tahir). (| ötesine varmak, ileri gitmek, haddini aşmak. II (Bir işin) ötesini beri etmek, bir işi tamamlamak, hale yola koymak. [| öteye beriye, çeşitli yerlere, şuraya buraya: Gizlenecek yer arar gibi, yavaş yavaş öteye beriye doğru yürümeğe başladı (Namık Kemal). [M]

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*