Mârifet Kapısında Çözüm Aramak

Mârifet Kapısında Çözüm Aramakmarifet

‘İbrahim Hakkı Hazretlerinin de dikkat çektiği gibi günümüz insanlığının ekseriyeti, Mevlâsına değil de dünyaya hizmeti kendine düstur edinmiş durumda. Fakat gördük ki dünya onu hizmetinde kullanıyor. Kullandıkça da hedefi büyütüyor. Ancak artık çark insanoğlunun kendini öğütüyor.”

Küresel krizin başlangıcı olarak 2008 son çeyreğini temel alırsak, yaklaşık 3 yıllık bir zaman geçti. Bu süre zar­fında G 7 ve G 20 liderleri ile maliye- finans yöneticileri birbiri ardına zirveler yaptılar. Fakat yeni finansal mimari ve çıkış konusunda henüz tatmin edici bir ilerleme kaydedemediler. Standard & Poors Dere­celendirme kuruluşunun, 18 Nisan 2011’de dünya ekonomisinin lokomotifi kabul edilen ABD’nin AA A olan kredi notunun derecesi­ni “durağan”dan “negatif’e çevirmesi de bunun göstergesi. Fakat işin daha da drama­tiği, ABD’nin borçlanmada da sınıra geldiği gerçeği. ABD Hazine Bakanı Timothy Geith- ner, 16 Mayıs 2011’de ABD Kongre üyeleri­ne hitaben yazdığı mektupta, Washington yönetiminin borçlanma sınırına ulaştığını ve özel önlemler kapsamında Federal emeklilik fonlarına ait bazı alımlarm durdurulacağını açıkladı.

ABD’nin temerrüde düşmemesi için kamu borçlanma sınırının 2 Ağustos’a kadar yükseltilmesi gerektiğini belirten Geithner, devletin gelir ve harcamalarına göre bu ta­rihin değişebileceğini ama ABD’nin progra­mına sadık kalarak tahvil ihalelerine devam edeceğini belirtti. Çünkü ABD’nin kamu borcu 14.3 trilyon dolara ulaşmış durumda. Bu aynı zamanda gayri safi yurtiçi hasıla­sının da yüzde 100’üne denk geliyor. Yani ABD, bir yılda ürettiği değer kadar borçlan­mış durumda. Oysa borçlanmanın kontrol edilebilir sınırı olarak yüzde 60 genel kabul görüyor. Bir kişi, kurum veya devlet, en faz­la gelirinin yüzde 60’ı kadar borçlanmalıdır. Eğer borçluluk yüzde 60’ı geçerse tehlike ka­pıda demektir.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*