EN GÜZEL 4 KAPI
Dünyadaki en eski spor otomobil üreticilerinden biri olan Masera- ti, Bologna’da yarısı zemin, yarısı bodrumda küçük bir atölyede kurulmuş. 1914 yılından bu yana otomobiller üreten İtalyan marka, 100. yaşını kutladığı geçtiğimiz yıl 36.500 adet otomobil üreterek kendi adına önemli bir rekor kırdı. Bunda elbette Quattroporte ve Ghibli modellerinin payı büyük oldu. Maserati nin çatal
şeklindeki ünlü logosuysa Roma Deniz Tanrısı Neptün’ün üç uçlu mızrağından geliyor. Markanın doğduğu atölye bugün bir gece kulübü olarak kullanılıyor. Yeni yaşını kutlaması adına gittiğimiz Modena’da amiral gemisi Quattroporte’yi- de kullandık. Otomobilin tasarımında elbette sportif kardeş Gran Turismo’dan önemli şekilde ilham almmış agresif burun yapısında geniş radyatör ızgarası ve
ince farların etkisi büyük. Tehditkar bir burun yapısına sahip olan Quattroporte, 5262 mm uzunluğunda ve 3171 mm aks mesafesine sahip. Fakat yatık C sütunu ve kısa tutulan bagaj bölümü sebebiyle olduğundan daha küçük ve dinamik görünüyor. Güçlü bir omuz çizgisiyle bezeli profilde ön çamurluklardaki solungaçlar da dikkat çekiyor. Ördek kuyruğu benzeri bagaj kapağının ardındaysa 530 litrelik bir alan saklı.İç mekana geçildiğinde ilk dikkat çeken, orta konsoldaki şık analog saat oluyor. Multimedya sisteminiyse diğer Fiat modellerinden tanıyoruz. Ekran çevresindeki alanın büyüklüğüyse göze biraz garip geliyor. Direksiyon simidinin tasarımı içinse kararsız kaldım diyebilirim. Günümüzde bir otomobile isim vermek ciddi anlamda maharet gerektiren bir iş olsa da Maserati Quattroporte ismini yaklaşık 50 yıldır kullanıyor ve anlamı basit bir şekilde “dört kapı” demek. Bugün birçok marka yeni sınıflara yelken açıyor olsa da dört kapılı bir sedana spor otomobil motoruyla hayat verme fikrini İtalyan marka çoktan keşfetmişti. Asıl radikal kararıysa 2 sene önce veren Maserati artık Ghibli ve Quattroportede dizel bir motora görev veriyor, bu durum tıpkı Porsche nin SUV üretmesi gibi bir durum, sonuçta üreticiler eninde sonunda tüketicilerin taleplerine boyun eğmek zorunda kalıyor. Kaput altındaki dizel motor, Maserati logosunu taşıyor fakat dizel motor konusunda tecrübe sahibi olan VM Motori tarafından geliştirilmiş. 3,0 litrelik turbo beslemeli motor 275 HP güç ve 1800 d/dde 600 Nm tork üretiyor. Gaz tepkileri emirlere makul bir şekilde tepki verirken,Sport modunda dizel motor sebebiyle yaşanan gecikme en aza iniyor. Tabii motor sesiyle dünya çapında haklı bir ün salmış olan Maseratinin dizel motorundan da beklentiler yüksek. Bir ses jeneratörü ve V motorun işbirliği sayesinde Sport modunda duyulan ses gerçekten etkileyici ve benzinli bir motordan ayırt etmek zor. ZF tarafından geliştirilen tork konvertörlü şanzımansa işini iyi yapıyor ve direksiyon arkasındaki devasa kulakçıklarla dilenirse manuel olarak da değiştirilebiliyor. Sport modunda vites değişim hızı tatmin edici boyutlara ulaşıyor. Maseratinin uzun yıllardır kullandığı Skyhook süspansiyon sistemi Quattroportede de vücut bulmuş. Bu sistem sayesinde amortisör sertliği değiştirilebiliyor. Sport modunda ulaşılan sertlikle dikiz aynasından arkaya bakmadığınız sürece kendinizi bir anlığına Gran
Turismo kullanıyor gibi hissedebilirsiniz. Bu sertlik sayesinde uzun virajlarda karoserin yatma açısı azalıyor ve dalgalanmalar da minimuma iniyor. Otomobilin büyük cüssesi de hesaba katıldığında virajlarda bir ray üzerinde gidiyor izlenimi edinmek işten bile değil. Eğer otomobili makam otomobili olarak kullanmak amacı taşıyorsanız Normal modda kullanmak en iyisi, çünkü yoldaki bozukluklar ister istemez iç mekana yansıyor. Sonuçta Quattroporte, sürüş esnasında sahibini mutlu etmek için yaratılmış ve Mercedes S Serisi ve BMW 7 Serisi gibi otomobillere göre daha düşük bir konfor seviyesine sahip. Ön aksın bozuk zeminlerdeki başıboş hareketleriyse direksiyon tepkilerine yansıyarak konforu baltalayabiliyor; burada spor otomobil hissinin biraz abartıldığı izlenimine kapıldım. Tabii 35 yanaklı ve geniş tabanlı lastikler sebebiyle bütün yük süspansiyon sistemine düşüyor. Birçok markanın kullanmayı adet edindiği elektrik destekli direksiyon sistemleri yeri- neyse Quattroportede hidrolik direksiyon sistemine yer verilmiş. Direksiyon ağırlığı biraz daha azaltılsa ve tam turlarda sistemden duyulan vızıltı sesleri kesilebilse, sistemin keyifli olduğunu söyleyebilirim. Başarılı bir performans sunan dizel motorun Italyadaki kullanımım süresince 100 kmde ortalama tüketim seviyesi 9,6 litre seviyesinde kaldı. Verdiği hislere göre makul bir tüketime sahip olan motorla birlikte kişiliği kendine özgü olan bu otomobil, sahibini arka sağ koltuktan çok sürücü koltuğunda ağırlamak istiyor.