KALP KAYNAKLI ŞOK (KARDİOJENİK ŞOK): Şokun genel anlamda, kalbin vücuda yeterince kan gönderememesinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Kanamaya, endotoksine ya da sepsise bağlı olarak gelişen şoklarda kalbe yeterince kan gelmediğinden, onun da yeterli miktarda kan pompalayamadığını belirtmiştik. Kalbin yetersiz miktarda kan pompalaması, kendisine gelen kan miktarının azalmasından kaynaklanmayabilir. Eğer kalbin pompalama gücünde, yani kasılma gücünde bir azalma gelişecek olursa, bu durumda kalbe yeterli kan gönderilse bile kalbin kendisi bu kanı vücuda pompalayamayacaktır. Kalp-damar sistemi kapalı bir sistem olduğuna göre, eğer kalbin pompalama gücünde bir azalma olursa, doğal olarak kendisine dönmemekte olan kanın miktarında da bir azalma olacaktır. Kalbe dönmeyen kan ise özellikle toplardamarlarda göllenecek ve aktif kan dolaşımının dışında kalacaktır. Bunun yaratacağı sonuç ise kan kaybından farksız olacaktır. Yani vücut kan kaybetmeksizin tıpkı kan kaybetmiş gibi şoka girecektir. Kalbin kasılma gücünü, dolayısıyla kan pompalama gücünü ve pompalanan kan miktarını azaltan en büyük etkenlerden ikisi kalpte gelişen büyük infarktüsler ve kalbin kasılma ritminde gelişen bozukluklardır.
ŞOK BELİRTİLERİ: Kanamaya bağlı ve kalp kaynaklı şokun belirtileri genellikle aynıdır. Hastanın vücudu, soğuk ve terlidir. Bu soğuk bir terdir. Derisi soluk ve morarmıştır. Solunumu sıklaşmış, fakat yüzeyselleşmiştir. Bilinci derin komaya kadar gidebilen bozukluklar göstermektedir. Nabzının çok hızlı, fakat dolgun atmadığı görülür. Bazen de nabız hiç alınamayacak kadar hafiftir. Hastanın tansiyonu ölçüldüğünde, tansiyonun ileri derecede düşmüş olduğu görülür. Septik ya da 1 endotoksik şokta hastanın ateşi yüksek bulunur. Hasta titremektedir. Titreme diğer şoklarda da görülebilir. Hastalar idrara çıkamazlar.
KALP KAYNAKLI ŞOK (KARDİOJENİK ŞOK)
06
Kas