CANLI KADINDA ÖLÇÜLEBİLEN PELVİS ÇAPLARI: Doğum olayında çocuğun anne pelvi- sinde geçeceği uzun yolun genişlik olarak doğuma ne kadar uygun olduğunun ortaya konması için anne pelvisinin büyüklüğü bazı özel noktalardan ölçülür. Biz burada yalnız canlı bir kadında ölçülebilecek olan pelvis çaplarından söz edeceğiz, Bunların dışında diğer bazı çok önemli pelvis çapları daha vardır, ancak onları canlı bir kadında ölçme olanağı yoktur. 1) Konjugata diagonalis: Simfizis pubisin alt kenarıyla promontorium arasındaki uzaklıktır. Kadında normalde 12,5-13 cm.’dir. Konjugata diagonalis şöyle ölçülür: Ölçümü yapacak olan doktor ya da ebe-hemşire bir elinin işaret ve baş parmağını jinekolojik pozisyonda yatmakta olan kadının vaginasmdan arkaya-yukarıya doğru uzatır. Arka-yukarıda parmağının ucunda hissettiği kemik çıkıntısı promontoriumdur. Bu çıkıntıya değdikten sonra elini simfizis pubisin alt kenarına değecek biçimde hafifçe yukarı kaldırıp simfize dokunduğu noktayı diğer elinin bir parmağıyla işaretler ve daha sonra bu yeri kaybetmeksizin vaginadan içeri uzatmış olduğu iki parmağını geri çeker ve promontoriuma değdiği parmağın
ucuyla, aynı elinin simfizis pubis altına gelen noktası arasındaki uzaklığı ölçer. 2) Konjugata vera: Simfizis pubisin arka yüzüyle promontorium arasındaki uzaklıktır. Kadında normalde 11 cm.’dir. Parmakla ölçülmüş olan konjugata diagonalisten 2-2,5 cm. çıkarmakla, bu uzaklık bulunabilir. Konjugata vera yaklaşık 9 cm olursa doğum zor olabilir. 6 cm.’lik bir uzaklık gösterecek normal vaginal dağım olanaksızdır. Bu durumda sezaryen tek seçenektir. 3) Birinci çap: Bu çap pelvimetre denilen ve büyük bir pergele benzeyen bir aletle ölçülür. 5. bel omurunun “Diken çıkıntısı” ile simfizis pubisin ön yüzü arasındaki uzaklıktır ve 20 cm.’dir. 4) İkinci çap: Bu çap 24 cm. olup, karşılıklı her iki “Spina iliaka anterior superior”lar arasında uzanır. Bu çap da pelvimetreyle ölçülür. 5) Üçüncü çap: Karşılıklı her iki “Krista iliaka’nnr en yüksek noktaları arasındaki uzaklık olup 28 cm.’dir ve pelvimetreyle ölçülür. 6) Dördüncü çap: Uyluk kemiklerinin karşılıklı ‘‘Büyük torkanter”leri arasında uzanır. Kadında normal olarak 32 cm’dir. Pelvimetreyle ölçülür.
PELVİSİNDİĞER ÇAPLARI: 1) Diameter media: Bu çap 11-12 cm. olup promontorium ile simfizis pubisin üst kenarının ortası arasında uzanır. 2) Diameter transversa: Pelvis üst darlığının enine olarak birbirlerinden en uzak noktaları arasında uzanan çaptır. 13-14 cm.’dir. 3) Diameter oblika: Pelvis üst darlığında ilium kemiği ile kuyruksokumu kemiğinin eklemleştiği noktayla karşı-ön tarafta ilium ile pubis kemiklerinin birleştiği noktadaki “Eminensia ilipubika” denilen kabartı arasında uzanır. 12-12,5 cm. kadardır. 4) Sagital çap: Bu çap pelvis alt darlığına ait olup “Kuyruk kemiği” ucuyla simfizis pubisin alt kenarı arasında uzanır. Kadınlardaki normal değeri 9,5-10 cm.’dir. Doğum olayı sırasında kuyruk kemiğinin tepesi arkaya doğru kayarak, bu çapın 2,5 cm. kadar büyümesi sağlanır. 5) Transvers çap: Bu da pelvis alt darlığına ait olan bir çaptır ve 10 cm.’dir Karşılıklı her iki “İskium tümseği” arasında uzanır. Hamilelik sırasında salgılanan progesteron hormonu, eklemler arasındaki bağları gevşettiğinden, doğum sırasında bu çap biraz büyüyebilir.
KADIN VE ERKEK PELVİSİ ARASINDAKİ FARKLAR: Kadın pelvisi doğum olayında önemli görevler üstlenmiş olduğu için erkek pelvisinden farklı boyut ve ölçümlerde yaratılmıştır. 1} Kadın pelvisinin bütün çapları erkeğinkinden daha büyüktür. 2) Kadın pelvisi daha sığ, fakat daha geniştir. 3) Kadın pelvisindeki ilium kemiği daha yatıktır. 4) Kadının promontoriumu daha az çıkıktır. Promontoriumun açıklığının arkaya bakan açısı, kadınlarda 120 derecedir. Bu açı erkekte 125 derecedir. Bu açı farkına göre, kadının kuyruksokumu arkaya doğru daha yatıktır. Erkekte kuyruksokumu daha dik bir pozisyondadır. 5) Kadının kuyruksokumu kemiği daha kısa fakat daha geniştir. 6) Kadının iki iskium tümseği arasındaki uzaklık daha fazladır. 7) Kadının pelvis kemikleri daha incedir. Kadın ve erkek arasındaki bu farklar ergenlik çağından sonra ortaya çıkar. Daha önceleri, iki cins arasında pelvis özellikleri bakımından belirgin bir fark yoktur.
UYLUK KEMİĞİ (FEMUR): Uyluk kemiği insan iskeletinin en uzun ve en kalın kemiği olup, uzunluğu vücut uzunluğunun yaklaşık olarak dörtte biri kadardır. Uyluk kemiğinin alt ve üst iki ucu ve bunlar arasında uzanan ve “Şaft” adını alan bir gövdesi vardır. Üst uçta dört oluşum göze çarpar. Bunlar “Uyluk kemiği başı”, “Uyluk kemiği boynu”, “Büyük trokanter” ve “Küçük trokanter”dir. Uyluk kemiği başı üst uçta kemiğin iç tarafında, bir kürenin yaklaşık 2/3’ü kadar büyüklükte ve üzeri eklem yüzeyi ile kaplı olan bir kemik parçasıdır. Bu parça “Leğen kemiği”nin dış yüzündeki “Asetebulum” adlı oluşumda bulunan“ Fasies lu n a ta ” adlı eklem yüzeyi ile eklem leşir. Bu eklem leşm e bacağ ı gövdeye b ağ lar. Uyluk kemiği boynu, b aşın hem en dibinden başlayıp onu şafta b ağlayan bir kem ik p arç asıd ır. Boyunla şaft arasın d ak i açı yaklaşık o larak 125 d ereced ir. Uyluk kemiği b aşı ile k alça kem iği ara sın d a bulunan ve “K alça eklem i” adını alan eklem in “Eklem kap sü lü ” uyluk kemiği boynuna tu tunur. Büyük tro k an ter, uyluk kemiği boynunun şafta yapıştığı bölgenin dış ve b iraz da ark a y anında bulunan bir kemik çıkıntısıdır. K üçük tro k an ter boynun alt u cunda ve b iraz ark a ta ra fta d ır. Alt ucu ark a yüzünden bakıldığında iç ve dış ta ra fta b irer kabarıklık ve b u n ların o rtasın d a b ir çukur görülür. İçteki kabarıklığa “M edial kondil” , dıştakine “L ateral kondil” denir. H er ikisinin üzeri eklem yüzeyi ile kaplıdır. Bu eklem yüzeyleri “K aval kem iği” ile eklem leşirler. K ondillerin o rtasın d a bulunan çu k u ra d a “K ondiller a ra sı çu k u r” denir. K ondillerin üzerini ö rten eklem yüzeyleri, alt ucun ön yüzünde b irleşirler ve tek bir eklem yüzeyi o lu ştu ru rlar. B una “D izkapağı kemiği yüzü” denir. Bu yüz dizkapağı kem iğinin ark a yüzündeki eklem yüzeyi ile eklem y ap ar. Y aşlı kişilerde uyluk kemiği k ırık ların a çok sık rastlan ır. Ç ocuklarda doğuştan k alça eklem i çıkık olabilir. Bu durum erken farkedilm ezse ya da tedavisi önem senm ezse topallık gelişir. Bu konu “Doğum sal K alça Çıkığı” başlığı altın d a ay rın tılarıyla incelenm iştir.