KAYBOLAN BOHÇA
Ebü’l-Hüseyin Nûrî’nin hizmetinde bulunan, daha evvel de Ebû Hamza ve Cüneyd-i Bağdâ- dî’ye hizmet etmiş olan Zeytûne isminde bir hizmetçi vardı. Soğuk bir gün idi. Ebü’l-Hüseyin Nûrî’ye; “Sana bir şeyler getireyim mi?” dedi. “Evet” buyurdu. “Ne istersiniz?” dedi. “Ekmek ve süt” buyurdu. İstediklerini getirdi. Yanında kömür vardı. Kömürü eli ile karıştırırken eli karardı. Böyle iken ekmek yiyordu Zeytûne onun bu hâlini küçümsedi. Bu düşünce ile dışarıya çıktı. Dışarı çıkınca yanına gelen bir kadın onun eteğine yapıştı ve; “Benim bohçamı sen çaldın” dedi. Halkı etrafına topladı. Zeytûne’yi zabtiyeler götürüp hapse attılar. Durumu haber alan Ebü’l-Hüseyin Nûrî vâ- liye giderek; “Bu kadın için tâkibât ve tahkîkat yapmayın” dedi. Vâli; “Ben bunu nasıl yapabilirim ki, karşıda dâvâcısı var” dedi. Ebü’l-Hüseyin Nûrî hazretleri kaybolan bohçanın gelmekte olduğunu söylediyse de vâli aldırış etmedi. Tam bu sırada bir kadın kaybolan bohçayı getirdi. Ebü’l-Hüseyin Nûrî’nin kerâmet ehli büyük bir zât olduğunu anlayan vâli yaptıklarına pişman oldu ve Zeytûne’yi serbest bıraktırdı. Ebü’l-Hüseyin Nûrî Zeytûne’ye; “Benim hakkımda küçümseyici düşüncelerde bulunacak mısın?” buyurdu. Zeytûne de hatâsını anlayıp pişman oldu ve; “Aslâ böyle bir şey düşünmeyeceğim” dedi ve tövbe etti.
KAYBOLAN BOHÇA
07
Kas