Genel

6. FASIL: HZ. PEYGAMBER’İN TOPLANTILARDA HALKI İSLÂM’A DAVET ETMESİ


Hz. Peygamber’in İlgili Ayet İndiğinde Yakın Akrabalarını ve Kureyş Kabilelerini İslâm’a Davet Etmesi

 

– Cenab-ı Hak “En yakın aşiretini uyar” (Şuara: 26/214) ayetini indirdiğinde Rasûl-ü Ekrem evinden çıkıp Merve tepesine gitti. Sonra,
“Ey Fihroğulları!”

diye bağırdı. Kureyşliler süratle Rasûlullah’a geldiler. Ebu Leheb b. Abdulmuttalib (bu kişi Rasûlullah’ın özbeöz amcasıdır)

 

İşte Fihroğulları yanındadır, söyle!” dedi. Rasûl-ü Ekrem
“Ey Ğalibogulları!”

deyince Fihroğullarından Benî Muharib ve Benî Haris yanından ayrıldılar. Rasûl-ü Ekrem
“Ey Luey bin Ğalibogulları!”

deyince, Benî Teym el-Edrem b. Ğaliboğulları yanından ayrıldı. Rasûl-ü Ekrem
“Ey Kâb bin Lueyoğulları!”

deyince, bu sefer Benî Amir b. Luey Rasûlullah’ın yanından ayrıldı. Rasûl-ü Ekrem,
“Ey Mürre b. Kâboğulları”

deyince, Benî Adiy b. Kâb, Benî Sehm, Benî Cumeh b. Amr b. Huseys b. Kâb b. Luey, Rasûlullah’ın yanından ayrıldı. Rasûlullah
“Ey Kilab b. Murreoğulları!”

deyince, Benî Mahzun b. Yakaza b. Murre ve Benî Teym b. Murre Rasûlullah’ın yanından ayrıldı. Rasûl-ü Ekrem,
“Ey Kuseyoğulları!”

deyince, bu sefer Benî Zühre b. Kilab Rasûlullah’ın yanından ayrıldı. Rasûl-ü Ekrem
“Ey Abdi Menafoğulları!”

deyince, Benî Abduddâr b. Kusay ve Benî Esed b. Abduluzza b. Kusay ve Benî Abd b. Kusay Rasûlullah’ın yanından ayrıldı. Bunun üzerine Ebu Leheb

 

İşte Abdi Menafoğulları senin yanında. Şimdi konuş!” dedi. Rasûl-ü Ekrem şöyle devam etti:
“Allah bana en yakın aşiretimi uyarmamı emretti. Sizler benim Kureyş’ten en yakın akrabalarımsınız. Ben Allah’tan sizin için herhangi bir nasib verme iktidarında değilim. Ahirette de size bir nasib veremem. Ancak siz lailaheillellah derseniz bu olur. Ben bu kelimenizle Rabbinizin katında size şahidlik edeceğim. Bunu söylediğiniz takdirde Araplar sizin emrinize girecek, Acemler size başeğecektir”.

Bunun üzerine Ebu Leheb, Rasûl-ü Ekrem’e hitaben

 

“Helâk olasıca! Bunun için mi bizi buraya çağırdın” dedi ve Cenabı Hak Ebu Leheb hakkında Mesed suresini nazil etti. Bu surede “Ebu Leheb’in iki eli de kurusun” denilmiştir.[1]

 

Cenab-ı Hak “En yakın akrabanı uyar” ayetini indirdiğinde Rasûl-ü Ekrem Safa’ya geldi. (Safa ve Merve Kâbe’ye yakın iki küçük dağdır). Rasûl-ü Ekrem Safa’ya çıktı, sonra şöyle bağırdı: “Ya sabahah!” (Bu imdat isteyen bir kimsenin kullandığı bir kelimedir). Böylece halk Rasûlullah’

ın yanında toplandı. Kimi bizzat geldi, kimi de elçisini gönderdi. Rasûl-ü Ekrem,
“Ey Abdulmuttalib oğulları! Ey Fihr oğulları! Ey Kâb oğulları! Acaba size, şu dağın eteğinde bir süvari birliği var ve üzerinize hücum etmek istiyorlar desem beni tasdik eder misiniz”

diye sordu. Onlar da

 

“Evet, ederiz. Zira senin yalan söylediğini görmedik” dediler. Rasûl-ü Ekrem
“Ben sizin için bir uyarıcıyım. Önünüzde şiddetli bir azab vardır”

dedi. Ebu Leheb

 

“Ey bütün gün gezen! Ey helâk olasıca! Sen bizi bunun için mi davet ettin?” dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ “Ebu Leheb’in elleri kurusun da helâk olsun” ayetlerini indirdi.[2]

 

 

 

[1] İbn Sa’d, (İbn Abbas’tan); Kenz, I/277

 

[2] Ahmed, (İbn Abbas’tan); Buhari, Müslim; Bidaye, I/38

 

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/75-76.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir