ENGİZİSYON

ENGİZİSYON

engizasyon

engizasyon

ENGİZİSYON
Engizisyon denilince akla herşeyden önce hoşgörüsüzlük, zulüm ve gaddarlık gelir. Engizisyon aslında, önce Batı Avrupa’da Katolik inancındaki sapkınlıkları ortadan kaldırmak için kurulan dinî bir mahkemeye (Papalık Engizisyonu), sonra da, İspanya Krallığı’nda, din adı altında siyaset yapan bir müesseseye (İspanyol Engizisyonu) verilen isimdir. Bunlardan birincisi, XIII. yy’da kurulmuş ve din için bir tehdit oluşturduğu düşünülen herkese, mesela, katharlara, büyücülere, kâhinlere karşı bir olağanüstü din mahkemesi gibi işlemiştir. İkinciyse,

İspanyol toplumunda derin izler bırakmıştır.

Engizisyon fikri (kelime Latince «kovuşturma» anlamında bir terimden gelir) neredeyse Kilise kadar eskidir. Sapkın mezheplerle mücadele etmek, sapkınları bulup cezalandırmak için ortaya atıldı. Teodosios, Hıristiyanlığı devlet dini olarak benimsedikten (380) sonra, sapkınlık, imparatora karşı işlenmiş bir suç olarak kabul edildi ve eskiye nazaran çok daha şiddetle cezalandırıldı. Eskiden rahiplerin ruhanî cezalar verdiği suçlara, Roma’nın son dönemlerinde idama kadar giden ağır cezalar uygulanmaya başlandı.

KİLİSE MAHKEMESİ

Ortaçağ kilisesinde, doktrin sapmalarını ortaya çıkarmak ve cezalandırmak, papazların göreviydi. Bu çok zor bir görevdi, çünkü sapkınlar kendilerini gerçek dindarlar olarak görüyor ve tanıtıyorlardı. Bemard de Clairvaux, XII. yy’da hâlâ, yolunu şaşırmışların güzellikle ikna edilmesi gerektiğini savunuyordu. Ama, yüzyıl sonra, Aquinolu Tommaso, ilahiyada medeni hukuk arasında var olan bağı vurgulamakta tereddüt göstermemiştir. Din sapkını iki kez asidir: bir yandan Tanrı’ya karşı gelmekte, öte yandan Tanrı’mn yeryüzündeki temsilcisi olan, yani, Tanrı’nın arzusunu temsil eden, papalığa ve krallığa karşı gelmektedir. Böyle bir suçu işleyen de ölümü hak eder!

XII. yy’da yeni mezhepler hızla çoğalıp güçlenince ve Kili-
se’nin birliğini tehdit eder hale gelince, papalık, kovuşturm; kişini ağır ağır piskoposların elinden alarak, kralların da dest le, özel bir örgüt kurmaya başladı. 1179’da, üçüncü Laterano Sili’nde Papa III. Aleksander, Kathar ve Fatarino sapkınların roz etti; «şiddete başvuran» bu sapkınlara karşı güç kullanm mallarına el koymanın ve hatta bunları köle gibi satmanın ca duğunu ilân etti. 1184’te- Verona Konsili’ni toplayan Papa II cius, piskoposlara sapkınları bulmak ve adalete teslim e zorunluğu getiren bir yasa çıkardı. Bu tarihte, asıl hedef, G Fransa ve Kuzey Ispanya’da gelişen Valdoculuktur. 1229’da lanan, Toulouse Konsili, Languedoc’ta hızla yayılan Kathar j hebi’ne karşı, engizisyonu Roma’mn temsilcilerinin de kat: sıyla daha da güçlendirdi; Papa adına bu görevi, yakın bir ta kurulan ve Papa IX. Gregorius’un özel yetkilerle donattığı D niken Tarikatı üstlendi. Yani, 1231’den itibaren bir olağar mahkeme çalışmaya başladı. Bu mahkemelerin sapkınları kc turması için bir iddia veya bir ihbara gerek yoktu. Mahk «şüphe üzerine» harekete geçebilirdi.

Engizisyon mahkemesinin işleyişi

Hıristiyan âlemi bölgelere bölünmüş, her bölge de, vaaz mek ve sapkınları kovuşturmakla görevli bir engizisyoncunu rumluluğuna verilmişti. Kilise’ye bağlı halktan, sapkınları i etmesi isteniyordu. Tövbekar olmayan sapkınlar engizi, mahkemelerinde yargılanıyordu. Pişman olanlara genellikle nah çıkarma, oruç veya kutsal yerleri ziyaret gibi dinî cezala rilirdi. Küfürde ısrar edenlerin varlıklarına el konulur ve buı hapis cezası (genellikle de müebbet hapis) verilirdi. 1256’ya ru bu sapkınları itiraf ettirmek için işkence yasallaştı. Engizi; kararı halkın önünde törenle açıklanır; kırbaçlamaktan idam, dar çeşitli cezalar yine herkesin önünde uygulanırdı, idama i kûm edilen sapkın (papazlar, Tanrı’nm verdiği cam alamaya na göre) suçluyu ateşe atarak cezayı uygulayacak sivil inak teslim edilirdi. Pişman olup cezadan kurtulduktan sonra yen sapkınlığa düşenlerin cezası yanarak idamdı.

Karşılıklı olarak birbirlerinin suçunu ve çarptınldıkları cezay ğışlama hakkını bile elde eden engizisyoncularm serdiği, hem ve dinî makamları kaygılandırdı, hem de halkı isyana itti. Engizi nun sınırsız denilen gücü, 1312 Viyana Konsili’nde sarsıldı. Re] hareketiyle mücadele görevi engizisyona değil, kraliyet mahkı lerine verildi. Fransa, XVIII. yy’ın başında engizisyonu kaldırdı.

KASTİLYA ENGİZİSYONU

XV. yy’ın ikinci yarısında, İber Yarımadası’nda, Müslümanların elindeki toprakların hemen tamamı îspanyollar tarafından geri alınmıştı. Katolik krallar, devletin siyasî birliğini kurmaya hazırlanıyordu. Ülkede hâlâ geniş Müslüman ve Yahudi cemaatleri yaşıyordu.

Yahudiler, MS I. yy’daki diasporadan beri yarımadada yaşamaktaydılar. VI. yy’da, Vizigot kralları döneminde ve VII. yy’da, Endülüs’te çok zulüm gördüler. Hıristiyan îspanyollar tarafından da birçok kötü muameleye maruz bırakıldıktan sonra, bazı katı kurallara uymak kaydıyla, rahat bırakıldılar. Papalık birçok kez Yahudileri korumak üzere müdahale etmek zorunda kaldı. Büyük şehirlerde bir sinagog ve Musevîler için dinî okullar vardı. Ama, 1478’den itibaren Yahudi düşmanlığı yine su yüzüne çıktı. Yahudilerin gizli gizli Hıristiyanlığa karşı çalıştığı söylenir oldu. Kilise mallarına zarar vermekle, Hıristiyan çocuklarını kaçırmakla suçlandılar. Böylesi bahanelerle ve giderek daha sık bir biçimde Yahudilere kötü muamele edilmeye, mallarına el konulmaya başlandı. Müslümanların denetimindeki bölgelerden daha iyi muamele gördükleri için, Endülüs’te bu tarihte birçok Musevî cemaati yaşamaktaydı. Katliamdan kurtulmak için birçok Yahudi Hıristiyanlığı kabul etti; ama şüpheli görülmekten kurtulamadılar. «Dönme» anlamına conversos denilen bu eski Musevî yeni Hıristiyanlar, toplumun içine sızmakla suçlandılar. Yüksek Kastilya sosyetesine, evlilik yoluyla asil ailelere sızdıkları, İdarî görevlere, hatta kilise makamlarına bile getirildikleri, dahası piskoposlukları bile ele geçirdikleri öne sürüldü. Bu «tehlikeye» karşı, «iyi Hı-ristiyanlar» (veya «eski Hıristiyanlar») Katolik krallara başvurdular. Ve, ısrarları üzerine, 1 Kasım 1478’de, Papa IV. Sixtus, yeni bir engizisyon mahkemesine izin verdi. Görevi, «kötü Hıristiyanlan» yani, conversos’ları ve marranos adı verilen ve hıristiyanlığı kabul ettikleri halde, gizli gizli Musevî dinine bağlı kaldığını iddia ettikleri Musevî dönmelerini yakalamaktı. Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra pişman olup yine Musevîliğe dönmüş olanlar döneklikle suçlanıyordu.

Bir kraliyet müessesesi

Yeni kurulan ve Santo Oficio da denilen bu mahkeme, ortaçağ engizisyon örgütünden farklı olarak, Kilise’ye değil, doğrudan krala bağlıydı. Mahkemenin kral tarafından atanan iki veya üç üyesi vardı. Bunlar, siviller veya din görevlileriydi. Genellikle, ilahiyat veya din hukuku uzmanları olmakla birlikte, ortak özellikleri, hemen hemen hepsinin Dominiken oluşlarıydı. Mahkemenin ilk kararlarının sertliği, Papa IV. Sixtus’ü korkutmuş olacak ki, 1482’de yayımladığı bir fermanla, hem şaşkınlığını belirtir, hem de mahkemeyi bütün Aragon Krallığı’nda yetkili kılmayı reddeder. 1483’te de, Vatikan’ın, mahkemenin kararları hakkındaki bütün şikâyederi dinleyeceğini ilan eder. Önce, tamamen kaldırmayı düşünür, sonra da, 1485’te Kastilya, Aragon, Katalonya ve Valencia bölgelerine
Genel Engizisyoncu atanan Tomas de Torquemada’mn görevini onaylayarak bu kararından vazgeçer. Tarihe çok kötü bir ad bırakan Dominiken Torquemada, 1498’e kadar bu görevde kalacaktır.

Engizisyonun 1484 tarihli ilk statüsü, XVI. yy’da birçok kez değiştirilmiştir. Mahkemenin başında kral tarafından atanan ve krala karşı sorumlu, bir Genel Engizisyoncu (veya Büyük Engizisyoncu) bulunuyordu. Kendisine görevinde, başkanlığını yaptığı bir Konsey yardım ediyordu: Consejo Supremo de la Santa Imjuisicon (Kutsal Engizisyon Yüksek Konseyi) veya kısa adıyla Suprema (Yüksek). Konsey yedi üyeden oluşuyordu. Bunlar genellikle ilahiyatçılar, hukukçular, bazen de sivillerdi. Bu Konsey, birçok üyesinin de katıldığı Kastilya Konseyi ile çok iyi ilişkiler içindeydi. Mahkemenin, sekreterler, kâtipler, savcılar, icra görevlileri, alguaciles (korumalar) gibi daha birçok görevlisi vardı. Bunların dışında, mahkemenin familier, yani, «yakınlar*» denilen muhbirleri ve gönüllü yardımcıları da vardı. Habsburg-larm İspanya koluna bağlı bütün topraklarda, Amerika Kıtası’ndaki kolonilerde, Sicilya’da, Sardinya’da, Hollanda’da ve II. Felipe’nin 1580’de kral olduğu Portekiz’de, İspanyol engizisyonu oluşturuldu. İspanya’da on dört, İtalya’da iki, Amerika’da ve Portekiz’de üçer mahkeme kuruldu. Bunların her birinin kendi personeli vardı.

Kastilya mahkemelerinin işleyişi, ortaçağ engizisyonununkm-den çok farklı değildi: ihbar üzerine (kişinin kendini ihbar etmesi de mümkündü), şüphelilerin tutuklanması, suçunun, gerektiğinde işkenceyle itiraf ettirilmesi, tanıkların dinlenmesi ve mahkeme kararının halkın önünde açıklanması. Santo oficio mahkemelerinin kararları temyiz edilemezdi. Çeşitli serdikte cezalar verilir ve, ibret olsun diye, herkesin önünde auto da fe denilen şaşaalı bir törenle infaz edilirdi. Engizisyon kurbanlarının sayısı tam olarak bilinmemektedir. Ama çok olduğu muhakkaktır.

Kalıcı bir iz

Katalonya’da engizisyon çok sert bir tepki gördü; çünkü burada Yahudiler, memleketin sosyoekonomik hayatında çok önemli bir yere sahiptiler. Ama, Granada’nın (Gırnata) 1492’de Hıristiyanlar tarafından alınışından sonra, vaftiz olmayı reddeden birçok Musevi İspanya’dan kaçmak zorunda kaldı. 300 bini aşkın Musevî’nin büyük çoğunluğu Osmanlı İmparatorluğu’na sığındı. Moriscos denilen Müslümanlarsa Kardinal Jimenez de Cisneros’un emriyle, zorla vaftiz edildiler. Ama hemen hemen hepsi Müslüman kaldı ve 1609’da, III. Felipe tarafından İspanya’dan sürüldüler.

Kastilya engizisyonu «iyi Hıristiyanlan» tehdit eden her türlü tehlikeyi ortaya çıkarmayı ve bununla mücadele etmeyi görev edinmişti: sapkınlıklar; pureza de sangre («kanın saflığı», safkan) olmayanlar, yani, Müslüman veya Yahudi kanı taşıyıp da mancha (leke, lekeli) olanlar -ki bunlar hiçbir resmî göreve getirilmezlerdi ve nihayet, resmî ideolojiye ters düşen, siyasî ve dinî konularda farklı düşünen herkes, «iyi Hıristiyanlann» düşmanıydı. Böylece, hü-manisder, Reform yanlıları, alumbrados (meczup) denilen ermişler, mistikler (ki, bunlardan Avilalı Teresa ve Aziz Juan de la Cruz, sonradan, Kilise tarafından azizleştirilmiştir), siyasî muhalifler (II. Fe-Iipe’nin sekreteri Aragonlu Antonio Perez gibi) ve hatta, HollandalI isyancılar, engizisyon mahkemelerinde yargılanmıştır.

Özede, engizisyon, Reform hareketinin İber Yarımadası’nda yayılmasına ve bu arada, XVI. ve XVII. yy’da bütün Avrupa’yı saran büyücülük inançlarının İspanya’ya girmesine mani oldu. Ayrıca, her türlü yeni düşünce şüpheli görülerek, aydınların üzerinde ağır bir baskı uygulanmış ve Ispanya’da ilahiyat ve felsefe alanlarında bu dönemde hemen hemen hiç bir eser verilmemiştir. Sadece edebiyat, o da çok sınırlı kalmak koşuluyla, bu baskıdan biraz kurtulabilmiştir. Ama, bu Altın Çağ’ın büyük edebî eserleri, başta tiyatro eserleri olmak üzere, hep dinî temalar işlemiştir.

Gecikmiş bir fesih

XVIII. yy’ın ikinci yarısında, III. Carlos döneminde, engizisyon kurumuna itirazlar başladı. Bu arada, engizisyonu amacına tamamen ters amaçlarla kullananlar da oldu; mesela, Portekizli bakan Pombal, engizisyon silahını Cizvitlere karış çevirdi. Engizisyon, yüksek sınıflara (yani, aristokratlara ve yüksek ruhban sınıfına) ters düştüğü sürece halk tarafından desteklendi. Napolyon Savaşları sırasında ve 1808’de, Joseph Bonapart bu örgütü lağvedince, halk, engizisyonun yanında yer aldı. Cadiz cortes’lerinde (siyasî meclis) liberaller, bu fesih kararım onayladılar (22 ocak 1813). Ama, 1814’te, VII. Fernando yeniden tahta çıkınca, engizisyon mahkemelerini yeniden kurdu. 1820’de Riego’nun yronunciamen-to’su (askerî darbe) esnasında engizisyon mahkemeleri bir kez daha feshedildiyse de, 1823’te tahtı tefarar ele geçiren kral, engizisyonu bir kez daha kurdu. İspanya’da, engizisyon mahkemeleri, ancak 1833’de, Kral VI. Fernando’nun ölümünden sonra, Maria-Cristina de Borbon tarafından, kesin olarak kaldırılabildi. □
SANTO OFİCİO

Santo Oficio adı, or.ce engizisyonuna; soma c; men bu adı alan bir \’=r * Er gregasyonuna ver:ic„ Santo Oficio, 1542’de Paulus tarafından, re:; ~ ketine karşı, Yiiksce – – -Kongregasyonu adı a.~r-Za. -muştu. VI. Paulus J. kurumun yetki slar – r likle de, çalışma \ ;

değiştirdi: engızısv:-meleri kaldırıldı E-Santo Oficio’nur. î- -i Doktrini Kongregjs :: : değiştirildi.
Aziz Dominicus’un hafit’Zi’ sahneler (P. Berr^s:; “zil Madrid Prado MuzcS “î-tablonun adı «Kır-Mucizesidir. Sc 23 – : f -yürütülen haçlı s^s— îr mahkeme kara*’- r*

 

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*