ERZURUM ( eski ismi Erzaron )
ERZURUM
Türkiye için «Doğunun Kalesi» olan Erzurum, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Malatya’dan sonra en büyük şehri olduğu gibi tarih boyunca Batı Anadolu’dan, Akdeniz ve Karadeniz’den gelip İran ve Kafkasya’ya giden tarihî yolların geçtiği bir ticaret ve kültür merkezi olmuştur.
Erzurum. Önde Çifte Minareli Medrese, arkada Palandöken Dağı.
COĞRAFÎ KOŞULLAR
Palandöken Dağları’nm eteklerinde, Erzurum Ovası’nın doğu kesiminde, deniz yüzeyinden 1 850 – 2 000 m yükseklikte kurulmuş olan şehir, ticaret ve askerlik bakımından tarih boyunca her dönemde önemini korumuştur. Erzurum, ormanları ortadan kalktığı için bozkır görünümü almış bir alanda bulunur.
İklim. Karasal iklimin en sert biçimde etkili olduğu şehirde çok soğuk ve karlı kışlar altı aydan uzun sürer. Mayıs-haziran aylarında bile don olur. Yıllık sıcaklık ortalaması 6 °C, en soğuk ay olan ocak ortalaması -8 °C’dir. Donlu günler sayısı 150’yi geçer; kar üç ay yerden kalkmaz. Sıcaklığın -30 °C’nin altına düştüğü çok görülür. Yazlar sıcak ve kısadır. Ağustos ortalaması 19,6 °C’dir. Yağmurlar daha çok ilkbaharda yağar, yıllık yağış ortalaması 449 m’dir.
TARİH
Bugünkü şehrin yerindeki ilk yerleşimin Karin (Karnoi, Karin-tis) adını taşıdığı biliniyor. Bizans imparatoru II. Teodosios imparatorluğun doğu sınırlarında önemli bir ticaret merkezi olan şehri imar ve tahkim ettiği için şehre Teodosiopolis adı verildiği söylenir. Sasanîlerden sonra Arapların eline geçen şehir. 949’a kadar Araplarla Bizans arasında birkaç kez el değiştirdi. Daha sonraki yıllarda Bizans, şehri Gürcülere karşı savunmak durumunda kaldı.
Erzurum’da Türkler
Selçuklu komutanlarından Ebülkasım 1071’de Anadolu’ ilk Türk beyliği olan Saltuklu Beyliği’ni kurdu. Beyliğin met Erzurum’du. Saltuklu Beyliği’nin yıkılmasından sonra Alaeı Keykubad, Türkmenleri Erzurum çevresine yerleştirdi. T menler şehre, civardaki Erzen’le karışmaması için Erzen-i I adını yakıştırdılar. Bu ad zamanla değişerek Erzurum biçimin dı. Anadolu Selçuklu askerlerinin Baba İshak Ayaklanması’nı i tırmakla uğraştığı bir sırada, 1242’de Moğol ordusu Erzuru: ele geçirerek yakıp yıktı. Şehir, sosyal ve ekonomik açıdan dı kıma uğradı. Anadolu Selçukluları yönetimi ortadan kalkı doğrudan doğruya İlhanlılara bağlanan Erzurum, 1295-1304 lan arasında Ilhanlı valileri tarafından yönetilen bir vilayet n kezi oldu. Olcaytu döneminde (1304-1317) onarılan şehir 13 1387 yıllarında Eretna ile Karakoyunlu devleti arasında el de; tirdi. 1378’de Erzurum’a gelen Timur, Karakoyunlu egemenliğ son verdi. 1501’de Akkoyunlu Devleti’ni ortadan kaldıran Şah mail 1502’de Erzurum’u aldı. Ancak o da Çaldıran Savaşı’nda ’ vuz Sultan Selim tarafından yenildi. Erzurum ve çevresi 1517 Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlı döneminde Erzurum
Kanunî Sultan Süleyman, İran’a yaptığı seferde uğradığı 1 zurum’u önceki dönemlerin savaşlarından, yıkımlarından h rap durumda; hemen hemen boşalmış buldu. Şehrin nüfusuı artırmak için önlemler alındı. Erzurum, Beylerbeyliği’nin me kezi oldu ama şehir onarılana kadar Erzurum beylerbeyi Ba burt’ta oturdu. 1591’de nüfus, 1 250’si Hıristiyan olmak üze ancak 2 700’e çıkabildi. Daha sonraki yıllarda İran’la uzun sı ren savaşlar ve Erzurum’un bu savaşlarda ordunun hep ikm ve toplanma merkezi olması; ardından çıkan Celalî isyanla şehrin toparlanmasını engelledi.
Erzurum, Osmanlı döneminde ilk kez 1828-1829 Osmanlı-Rı Savaşı sırasında işgal edildi. Ruslar 8 temmuz 1829’da işgal antla; ması uyarınca şehri boşalttı. Kırım Savaşı sırasında Kars’ın düşmt si üzerine 1855’te Erzurum yine işgal tehlikesiyle karşılaştı am Ruslar’ın Kırım’da yenilmeleri, ardından Paris Andaşması’nın im zalanmasıyla kurtuldu. Doksanüç Harbi (1877-1878 Osmanlı-Ru
Savaşı) sırasında 7 ay süreyle işgal altında kalan Erzurum, Ayaste-fanos Antlaşmasıyla Ruslar’a verildi ama Avrupa devletlerinin müdahaleleri üzerine, bu antlaşmayı geçersiz kılan Berlin Antlaşmasıyla Osmanlılara bırakıldı. Şehir Ruslar tarafından üçüncü kez Birinci Dünya Savaşı sırasında, 16 şubat 1916’da işgal edildi. Ancak 1917’deki Rus Devrimi’nin ardından Brest-Litovsk Antlaşmasını imzalayan Rusya, eski sınırlarına çekilince şehri Ermeniler ele geçirmeye kalkıştı. Ankara hükümeti tarafından Doğu Cephesi komutanlığına atanan Kâzım Karabekir komutasındaki Türk ordusu Ermenileri kovarak 12 mart 1918’de Erzurum’u kurtardı.
Mondros Mütarekesı’nden sonra İtilaf Devletleri’nin bölgede bir Ermeni devleti kurma girişimlerine karşı İstanbul’da kurulan Vilayatı Şarkiye Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin Erzurum’da bir şubesi açıldı. Doğu illerinde direnişi örgütlemeye girişen cemiyet, Erzurum Kongresi’ni topladı (23 temmuz-17 ağustos 1919). Kongreye katılan Mustafa Kemal Paşa, Heyeti Temsiliye başkam seçildi. Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyeder Birliği’yle yapılan Moskova Andaşması’yla (1921) Erzurum, Kars ve Ardahan’ın Türkiye şuurları içinde kaldığı kabul edildi.
Cumhuriyet döneminde il merkezi olan Erzurum, 1950’den sonra kalkınmaya başladı. 1957’de Atatürk Üniversitesi açıldı.
GÜNÜMÜZDE ERZURUM
Nüfus. XIX. yy başlarında 130 000’in üzerinde olan şehir nüfusunun savaşlar ve 1859 depremi sonunda iyice azaldığı, 1927’de yapılan nüfus sayımında 31 000’e kadar düştüğü görülmüştü. 1950’lerde artmaya başlayan 1970’te 129 000’e, 1985’te 250 000’e yükselen nüfus daha sonra başka illere göçler nedeniyle azalarak 1990’da 242 391’e düştüyse de, 1997’de 298 756’ya yükseldi.
Ekonomi. Şehir yer üstü ve yer altı kaynakları bakımından zengin olmayan bir ilin merkezidir. 1950’lerde başlayan devlet yatırımlarıyla çok sınırlı kalan özel sektör yatırımları şehir halkının iyi bir iş ve yaşam düzeyi sağlama beklentilerini karşılayabilecek düzeye erişemediği için Erzurum’dan başka illere göç başlamıştır. 1968’de şehrin kalkınmada öncelikli iller kapsamına alınması da gelişmeyi yeterince hızlandıramamış, imalat sanayii gelişememiştir. Şehirde et kombinası, süt, şeker, ispirto ve yem fabrikaları bulunur. Özel kesimin de un, deri ve deri konfeksiyon, bitkisel yağ, briket fabrikaları vardır. Tarım araçları, küçük ev gereçleri üreten küçük sanayi gelişmiştir.
Ulaşım. Tarih boyunca Erzurum İran ve Kafkasya’nın Anadolu’ya açılan tek kapısıydı. Tiflis, Tebriz, Bağdat, Diyarbakır, Trabzon’dan gelen kervan yolları Erzurum’a bağlanırdı. Erzurum, Haydarpaşa-Kars demiryolu hattı üzerinde önemli bir merkezdir. Gürbulak sımr kapısından gelen E-23 karayolu Erzurum’dan geçer. Bu karayolundan Aşkale’de ayrılan bir yol Kop Geçıdi’ni aşarak Bayburt, Gümüşhane yoluyla Trabzon’a varır. Şehir merkezine 11 km uzaklıktaki havaalanı 1966’da hizmete açılmıştır. Erzurum havaalamyla ülkenin öteki merkezleri arasında sürekli uçak seferleri vardır.
Tarihî eserler. Her dönemde önemli bir merkez olan Erzurum’da Saltuklu, Selçuklu, îlhanlı ve Osmanlı dönemlerinden pek çok yapı vardı. Ancak, bu tarihî eserlerin çoğu gerek depremler, gerekse savaşlar yüzünden yıkıldığı iç:in günümüze gelememiştir. Gelebilenler de çeşidi dönemlerde onarım görmüştür. V. yy’da Bizans imparatoru II. Teodosios döneminde yapılan Erzurum Kalesi; Emevîler, Abbasîler, Saltuklular, Selçuklular, llhanlılar ve Os-manlılar tarafından onarılmıştır. Yüz on burcu ve kulesi bulunan, üç surla çevrili kalenin dış ve orta surları yıkılmıştır. Surların dört girişi bulunmaktaydı: Tebriz Kapısı, Gürcü Kapısı (Kars Kapısı), Erzincan Kapısı, Yeni Kapı (Harput Kapısı). Dış kale tümüyle yıkılmıştır. Kuzeydoğu ve güneydoğu köşelerinde kuleler bulunan iç kale, çarpık dörtgen biçimindedir. Avluda bir hamam, toprak damlı odalar, koğuş ve depolar vardır. Iç kalenin güneyinde Saltuklular döneminden Kale Mescidi (XII. yy) bulunur. Değişik bir mimarîye sahip olan mescidin mukamaslı niş biçimindeki mihrabı geometrik kabartmalarla çevrelenmiştir. Mescidin yamnda, yine Saltuklular döneminden Tepsi Minare (Saat Kulesi) yer alır (XII. yy ortaları). Gözedeme Kulesi ve yamndaki mescide minare olarak yapılan silindirik kule biçimindeki yapı, gövdesinin tuğla işçiliği ve kûfî yazıtıyla dikkati çeker. 1179’da yapılmış olan Ulucami, yazıtlara göre dört kez onarım gördüğü için, özgün biçimini yitirmiştir. Klasik ulu camiler plamndaki yapı, mihrap önü hafif sivri kemerlere oturan büyük bir kubbeyle örtülüydü. Bugün ahşap kubbelidir. Caminin doğusunda ve kuzeyinde ayrı üsluplarda üç kapısı bulunmaktadır. 1562’de Lala Mustafa Paşa’mn
yaptırdığı Lalapaşa Camii, kare planlı, düzgün kesme taştan bir yapıdır. Avlusunda sekiz köşeli bir şadırvan, ortada yine sekiz köşeli bir çeşme vardır. Mimar Sinan’ın veya onun kalfalarından birinin eseri olan cami, oymaları ve çinileriyle, klasik Osmanlı mimarîsinin önemli yapılarından biridir. Muradpaşa Camii, Kuyucu Murad Paşa tarafından yaptırılmış olan kare mekânlı, tek kubbeli bir yapıdır. Osmanlı ağaç işçiliğinin güzel örneklerinden olan ahşap minber ve kapılarıyla dikkati çeker. Erzurum’da Anadolu Selçukluları döneminden kalma pek çok medrese vardır. Anadolu Türk mimarlığının şaheserlerinden Çifte Minareli Medrese (Hatuniye Medresesi), Ulucami yamnda, Tebriz Kapısı yakınındadır. XIII. yy’ın son çeyreğinde yapıldığı samlan medrese, dört eyvanlı, iki kadı, kesme taştan, görkemli bir yapıdır. Taçkapmın köşelerindeki yivli iki minare, şerefelerine kadar yıkılmıştır.
Erzurum’da bunlardan başka birçok tarihî cami, medrese, kümbet, hamam ve çeşme bulunmaktadır. □
Kale Mescidi ve yamntiak Tepsi Minare.
AYRICA BAKINIZ
– İbânsli Türkiye
İstanbul Kapı Cadde;
Şelale Evler Caddesi
Askerlik
Şubesi Stadyum
Cumhuriyet Casce?
Cumhuriyet Caddesi
Karakol
Vali
Konağı
Murat Paşa – Camii