TUDOR

TUDOR, üyelerinden beşi İngiltere tahtına çıkan Galli aile. Kökenleri 13. yüzyıla dayanırsa da, ailenin atası olarak Owen Tudor (1400-1461) kabul edilir. V. Henry’nin hizmetinde çalışan Owen Tudor, kralın ölümünden sonra Valoislı Catherine (V. Henry’nin dul karısı) ile evlendi. Catherine’in oğlu VI. Henry’nin koruyucusu olan Gloucester Dükü Humphrey bu evliliğe karşı çıktıysa da, VI. Henry kral olunca üvey babasını korudu. Güller Savaşı olarak bilinen hanedan savaşları sırasında (1455-1485) Owen, Henry’nin yanında (Lancester Hanedanı) savaştı ve York Hanedanı’nın Mortimer’s Cross’da kazandığı zaferden sonra idam edildi (1461). Owen ve Catherine’in evliliklerinden doğan beş çocuktan üçü erkekti. Erkek çocukların en küçüğü olan Owen bir manastıra girdi; en büyük çocuk Edmund, VI. Henry tarafından Richmond Dükü ilan edildi, ortanca çocuk olan Jaspar ise, önce Pembroke, daha sonra Bedford düklüklerine getirildi. Edmund, III. Edward’in oğlu John of Gaunt ile olan akrabalığı yüzünden tahtta uzaktan hakkı bulunan Margaret Beaufort (Lady Margaret) ile evlendi. Edmund’un ölümünden sonra doğan tek çocukları, daha sonra VII. Henry adıyla kral oldu. Bu arada Jaspar, Galler Bölgesi’ndeki Lancaster yanlısı partiye başkanlık etmiş, VI. Henry ile birlikte York Hanedanı’na karşı savaşmış ve Lancaster Hanedanı’nın
1471’deki yenilgisinden sonra da kuzeni Henry’yi (VII. Henry) tahta geçmesi için hazırlamaya başlamıştı. 1485 yılında VII. Henry, York yanlısı Kral III. Richard’a karşı ayaklandı ve onu Bosworth’da yenilgiye uğrattı; bu tarihten 1603 yılına dek iktidarda kalacak olan bir hanedan kurdu (VII. Henry [1485-1509], VIII. Henry [1509-1547], VI. Edward [1547-1553], I. Mary [1553-1558], I. Elizabeth [1558-1603]).
TUFAN, kötülüğe sapmış insanları cezalandırmak için Tanrı tarafından gönderildiğine inanılan büyük yağmur. Tufandan ilk kez Tevrat’ta söz edilmiş, ondan İncil ve Kuran’a geçmiştir. Kuran’a göre Nuh Peygamber, kavmine Tanrı’nın emirlerini bildirdiğinde kavmi ona ve onun peygamber olduğuna inanmadı. Yapmaları yasaklanan şeyleri yapmaya devam etti. Bunun üzerine Tanrı, Nuh’a bir gemi yapmasını, yeryü-zündeki bütün canlılardan birer çift alarkk gemiye binmesini söyledi. Ondan sonra korkunç yağmurlar başladı. Yeryüzünün her tarafı sularla kaplandı. Nuh’un gemisi günlerce suyun üstünde kaldı. Sonunda sular yavaş yavaş çekildi ve gerilidekiler karaya çıkarak insan ve öbür canlıların soyunu yeniden çoğalttılar. Arkeolojik çalışmalar genişledikçe yalnızca kutsal kitaplara özgü olduğu sanılan bu öykünün, aslında onlardan çok daha eski olduğu ve hemen bütün ilkel kavimlerce bir Tufan efsanesi yaratılmış bulunduğu ortaya çıktı. Bugüne kadar bulunabilmiş en eski Tufan efsanesi Samilerin Gılgamış Destanı’nda anlatılandır. Bunun dışında Güney Amerika’dan Kuzey Asya’ya ve Fili-pinler’e kadar bütün dünyada İlkçağ kavimleri benzer öyküler yaratmışlardır. Son zamanlarda Sümerle-rin Ur kentinde bir uygarlık katının . balçık tabakasıyla örtülü olarak bulunması, tufan efsanesinin tarihsel bir kökeni olduğunu savunanlarca kanıt olarak kullanılmaktadır. Büyük bir olasılıkla bu öykü, insanlığın çok erken dönemlerinde gerçekleşen bir afetin toplumlarda yaşayan anısı olsa gerektir. -» NUH
TUFANBEYLİ, Adana iline bağlı ilçe ve bu ilçenin merkezi olan kasaba. 1958’den beri ilçe merkezi olan Tufanbeyli, il merkezinin 190 km. ku-zeyindedir. Halkının başlıca geçim kaynağı tarımdır. Yüzölçümü 973 km.2, ilçe nüfusu 22.672, merkez nüfusu 5.663 (1990).

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*