Sürdürülebilir Kalkınma
Çevre sorunlarının kamuoyunda devamlı konu edilmesi, sanayiciler ta-
Sürdürülebilir Kalkınma
1980’icnn sonundanbcn çevre so runu valnızca doğavı korumakla ilgili olmaktan çıkmış, 1987’de Birleşmiş Milletler tarafından “Ortak Geleceği-roiz” adı altında yayınlanan kalkınma raporunda sözü edilen “sürdürülebilir kalkınma” ilkesiyle, bir kalkınma ve
yol açtığı düşünüldüğünden, sürdürülebilir kalkınmanın hayata geçirilmesinin oldukça zor olduğu görülür, Bc ülkelerin, ekonomik gelişmelerini ge-
ı,«ırtTr Xml-11511115 uırvt^ıv^ıııı ızyjuuırvıuıı ıvuıay
izleyerek tamamlamaya çalışmaları gelişmiş ülkeleri kendi adlarına raha:-sız ederken, sürdürülebilir kalkınmanın uygulanmasını pratikte zorlaştın: Rio Konferansı’nı tanıyan ülkeler tarafından az çok benimsenen sürdürC-
ıirlp
ııııı }v.»ı dyuı^ı
Çevre sorunlarının kamuoyunda devamlı konu edilmesi, sanayiciler ta-
1980’icnn sonundanbcn çevre so runu valnızca doğavı korumakla ilgili olmaktan çıkmış, 1987’de Birleşmiş Milletler tarafından “Ortak Geleceği-roiz” adı altında yayınlanan kalkınma raporunda sözü edilen “sürdürülebilir kalkınma” ilkesiyle, bir kalkınma ve
yol açtığı düşünüldüğünden, sürdürülebilir kalkınmanın hayata geçirilmesinin oldukça zor olduğu görülür, Bc ülkelerin, ekonomik gelişmelerini ge-
,1iiciîr
ebilirlik Türkiye’de de gündemdeki verini almıştır. Beş yıllık kalkınma ?lanlarımn son üçünde sürdürülebilir •kalkınmaya önemli ölçüde yer verilmiştir. Bu yer veriş ne kadar etkili olmuştur tartışılır ama, en azından soru-“3 getirdiği geniş ve farklı bakış açıcıyla sürdürülebilirlik konunun ciddi-. etini iyi vurgulamış ve çeşitli çevre-erdeki oluşumları hızlandırmıştır.
Türkiye’de Durum
Türkiye’de 1978’de ilk olarak Çevre Müsteşarlığı kurulmuş daha
– nra 1991’de çıkarılan bir yasa ile Çevre Bakanlığı kurulmuştur. Birçok ,’kede çevre bakanlığının bulunmadığı göz önüne alınırsa bu, Türkiye ¿asından atılmış olumlu bir adım olarak kabul edilebilir. Bu kapsamda : ^83 ’te bir çevre yasasının, Milli Parker. Boğaziçi ve Doğa ve Kültür varlık-irmı koruma yasalarının çıkarılması . t ÇED Raporu, UÇEP gibi uyguladılar ile üzerinde çalışılan yeni çevre
¿sası önemlidir. Devlet eliyle yürüklen çalışmalar dışında, ilki 1955’de Tirkiye Tabiatı Koruma Derneği adı e kurulan ve bugün sayıları 250’yi
– ..lan çevreci sivil toplum örgütleri ile eşitli meslek odaları tarafından yürüklen birçok çalışma ve proje vardır.
yazık ki pek fazla ortak çalışmala-
– bulunmayan ve sıkı ilişkiler içinde mayan bu gruplar, üzerinde çalıştık-
ları projelerin dışında daha çok protest bir tutum izliyorlar. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de yapılan Habitat-II-Kent Zirvesi ise bu örgütleri birbirlerine yaklaştırmış ve çevre sorunlarını Dünya düzeyinde tartışabilecekleri bir ortam yaratmıştır. Rio Konferansı’nda alınan Gündem 21 kararları, belediyeler eliyle uygulanacak çevre yönetim sistemlerini içerirken, bölgesel habi-tatlar, her bölge için, toplumu oluşturan bireylerin çevre ile ilgili her konudaki karar mekanizmalarına etkin katılımını öngörürler. Şu anda da Çevre Bakanlığı ve sivil toplum örgütleri Küresel Gündem 21’in çevirisinin yapılması ve tartışılmasını da kapsayan Türkiye Gündem 21’ini yazmak üzere ortak bir çalışma yürütüyorlar. Bunun dışında, çeşitli yerler kendi habi-tatlarını yazmak için değişik çalışma gruplarının katılımıyla birtakım çalışmalar yapıyorlar. Çevre Bakanlığı’nın
yürüttüğü büyük projelerde kendilerine yer bulabilen çevreci sivil toplum örgütleri ayrıca, Dünya Bankası’ndan, Avrupa Töpluluğu’ndan, Birleşmiş Milletler’den ve IUGN, WWF gibi uluslararası çevreci kuruluşlardan sağladıkları maddi destek ile projelerini uygulayabilme olanağı buluyorlar.
1972 yılında Stockholm’de düzenlenen konferansta alınan kararla, 5 Haziran “Dünya Çevre Günü” ilan
J
güderinin düzenlediği bir çok etkinlik
gerçekleştirildi, Türkiye’de 1997 yilanın “Çcıre îsÎs” sian edilmem lci\c-vesinde. öncelikle eğitimde çevre konusuna daha fazla yer ve 6ec~ * erilmem; gerekirken. Irzsantarâ daha çek çevıe duvarl:Skğı ve bılıttu ajilamıî:-dır. Rio Konferanbs’nda ¿iman s. e 11 -BÎTAK ile TEMA Vakfı ortak yayını olan “Çocuklar ve Gündem 21″ adlı kitapçıkta da yer alan çocuk, kadın ve çevre ile ilgili kararlara uygulamada yer verilmelidir.
Dünya’yı kirletenler mi, yoksa çevreciler mi bu amansız savaşımda galip gelir bilemiyoruz. Ama, bugüne kadar ayakta kalmayı başarabilen, sandığımızdan çok daha güçlü olan Dün-ya’ya, çevrecilerin mesajı şöyle: “Sen gönlünü ferah tut Dünya, hâlâ seni düşünen ve senin iyiliğin için çalışan insanlar var!”