YILLIK ASTRONOMİ

YILLIK ASTRONOMİDEN D

 

I/’’          * * fîn    % r-smu #f* »    »V^

Uzay aracı (sondası) Pioneer ll’ln ilk hedefi Jüpiter gezegeni idi. Güneş ı

er»         sondasının Satura’a doöru aiacafryoklMt

i^imdi»Wahtamw/istasyonu idi: Onun güçlü «ekim kuvveti Ploner in^MM

yörünge üzarlmfe, onu Saturn ^a syı Titana kadar götürecek bir îınır. Tnılıdl İn) ;/ ’         w’1”

GÜNEŞ SİSTEMİMİZ HAKKINDA 5000

!«tUl

r.mtittknğ-

I t .i I :’,11 ¿İtti

 

l1 * 1 bı \ kf ‘i t*

|W< ^.IT ■ 1 -V^®’           – FTj K t \

St«g&s?siisös-

L£, Kohrt^112tt« radyo tf»tfjpny&          Ç*. ,

\t: .V*r*ihsohtMsabu«fd&MjMKS**      ,

i ‘tfbfetekı pâtlamarahn^W^ı ¿faİM*     *

flaı*att»«            fc-ÎJ^ı .iİj1 JbWT

, ,,„ % .w

!f&tafi4*-s»«n raimfen Kâ^ W.tyf M*

k‘ .VS^Şurıd»*,öç’i tâtufa’doi« onun aylarının^^«sWa« ı

-£&“**? katetmijtır        j|önderıttiş ötâuğu ötep.resfni’ve vtftier

Jjıajrret vencı brtgılarwtf             muaiMm b* şaşkmltk V^^an|ıfc’ya/iiJnM}lsf’‘ %*

l&Mfedfeg? tti/kim, bunİi^M} OT-         dı bunlar Şimdiye kadar’ feilinenlePtfetı Vbttıl fcft ■«.v” *.

İ>>y% £üne| jçmli fi ¿s              daha «tekili ve net JM&jt’ <iî ” * ’ ‘ ^,1 aten, hunlarla tonstılar,, , ” Pıofteer’in g^errt^8utoV*f^;s|ö»»’^. h V

 

‘•‘b’UyBk hrlr olasritkla jfitndtye kadarSj’ igibi beş değrl, ahi tatfka ile çevrilmişti ¡todaorv yefine önbir aycfenfiyordu. n öyküsü ve halkalarının neden meyda- i Hakkında bilim adamlarının düfünce- irinden değişiktir. Olasılıkla kısmen parlayan, donmuş taş döküntilletİriden gelen ince jevhalardan oluşuyorlardı,, kurama göre döküntü halk&f ’Saluı’İf)’ ılarjan jgezeaenlerdea

■«,*, NASAtarafcjiden -«iktttülaa «ay «ra*tırmalan ^ »pnupy Naptujnı ve Plut o dışı giin«? sisteminin r ■ bütün gezegenlerinin ya fotoğraftan alınmış veya gözlenmiştir. Neptün ile Pluto giineş siste­minin en uzak gezegenleridir ve bunlann

Kuşağıma arasından,„Mk tehltKeJş^jpf|men îağ *$’ «MUn îieçmek titfcalıttıı gösfeiSmişt«..

Ş°PP Arştık ,1874;te güneş sSştemimjçjn w höyük geİİgenf’btan Jüpiter’in (ki dÛhySmizdart 3lfclıΣÎ

Dev fıidppjen bufıi)

■kendi çekU^’î«iwetleN bir kuvvetle b*rt>ir|erini ’ç’ ların İçin

şçfckİrd^l

Satürn’de’ dizerinde durulacak nokta, onun güneşler? aW*Swdanİki fcatfcila enerjiyi dıjarıyfc ^amıtti#ı^i**0ii#fe^ W* ¿nerji fazlası onun’ şazlar* ve kozni^f tozlardap, meydana geldiği

MmanSaıi Kalrhısîir.v     -Ai-U”1“,.,,.»

. ,Piqnee^in(buİMjları bilim adamlarını yıllarca dalja uğraştıracak gibi gözüküyor. Yaljıız onun aldığı resimler eskilerine oranla çok daha çabuk elde «şçlılnjektedir. Bunun nedeni j’ipneer’e ,lpir

i$$nçe kjmiızt ve sonra mayı ¡için. 6u ıjİ’bir S watt f&nderfdf araeılıtyHe (ki ,Ü>İr ampulün gücüne eşittir) î,S5 0ilyif »¿uzaklıktan radyo yoluyia flöpyay* İtrruşiir*” Sununla beraber sinyaller’’i}îl< s^ştj|jg taimçn, neredeyse bir- buç^k saat yokja jnlar Birleşik Amerika’da Ayustr^a ve, lspafiya’dş,>j3ulunan dev annenler tarafından alındı vé bir bilgisayara verildi. Bilgisayar kırmızı

 

yakınından geçmeküzaraherhangi bir, uzay uçufu planlaırıııış tieâHdir. Onlar ayrıcalıklı resimlerinin bile alınabilmesi için teleskoplar­dan çok uzak kalmaktadırlar.

Yukanki resimler öteki gezegenleri göstermek- J tedirler          .v-”’ !-!İ ^            ‘¿v

bunun da renkli fotoğrafı alındı.

. Güneşi sisteminin.. dışında bundan sonra, yapacağttıçuşlarda pioneer II en erken 40.000 ytl som« başka .yıldızların yakınına varabilecektir. Eğer bu yıldızlarda ki zekâ sahibi yaratıklar Pioneer ll’in farkına ıvar^rsa, onun üstündekii altın kaplama levhanın üzerinde yazılı bulunan sembol yazısından onlar buıün nereden geldiğini anlatacaklardır.  i              r m

ve mavi değerlerinden yeşil ^eğerini de hesap etti ve: video ekranında renkli resmi bir araya getirdi.

, Halen Satürn’ün, en büy,i)k ayı Tittşn’da hay^t butunup bulunmadığı sorunu, Pioneer II tarafın­dan daha yanıtlanmamıştır. Titan güneş siste­minde biricik ay olarak bulutlu bir atmosfere bayat içirvönemlikoşul olan karboni ve hidfoien bileşiklerine sahiptir. Bununl? beraber Tittn, güneşten olan uzaklığı dolayısiyle soğuktur -en faili sıfır dere<3eıC, — Fakat Pip^r II Saturn- ayının sıcaklığını saptayacağı sıraca sözü geçen arjgalar) meydana gelmişti. Bu . yüzden Jjit^ada yasam oİMR olmadığının anlaşılmasının dahp, 1 yıl; bf^emeırj’ız gerekenedir: -1ŞQ Kasımında VW8f»kl Satürn’ü jşiyare^e^ektir.

 

 

 

Admiror, par ¡es, te non cecidîsse ruinis, guftöt écriptorúm táédía l su$tineas.              ” v”. ¡taiw’da 62 ’wknda Vezüy tfdmrdağının paUamasiyla Ipvİ&m içine <i; >gömûieri< sonra yeniden yaşamak üzere meydana çıkardan Pompei

?ıı l batinihiHâb Ji4iTriuuarAai ua-rıh hnitmon hıı .ftaljWújrm T/İrlr«a onlflmı nWıır •

 

Bilmeri) Hiç dikkat ettiniz nrii, “♦hsâriö|fir
adındaki şu varlığın. ‘ «¿evresini “âraştirıp
iriceleyeBilme Iştegı, ne kadâf îljjfiıç aşamalar
geçirmiştir?.. ‘ ‘                ‘ 1

Üzerinde doğup, yaşamımızı sürdprdüğı

“Yör «tfefrsı1”  çevresinde ö

‘G‘<ezegenlfi?”i, ‘tHjnidıkça,

*tı*ak sistem lerdeSJtr ®

‘i de araştırıp

Çjr^mp’Üuruyioir.rfCendi “Güna!j]j&iste<jıf fçinde;

‘Varu’ls .              liınitıiır ^

nın amacı, herhalde, bu gezegenlerin, jeofizik yapılarını ‘bileblttiek > noktasında- toplanmıyor, irisâfıoğlu, diğer ‘gezegenlerde de, kertdisine betfzter varlıkların olup- olrfıadığını merak ediyor. ffif diğer arilamda,’bu “Evtöri* dö; akil ve şuur yönünden enilyî3ksek; varlık olatek, kendisini olup olmadığını öğrenmek istiyor! Acaba, bâ$ka gezegenlerde, (kendisinden daha -fâzla evrimde bülunmîışj akıllı varlıklar, vair mıdır? ö varlıklar­la, bir teirtas’ (körrtâlA) ! kuKılabitir rhlf1 -Bü teirirrMs’dan SÖfiN, “Karşılıklı : Bilgi’ Alış-Verişi” Sâğlânabffir miT:‘              L

’Konu, ” “Şiıürlû Varlıklar”‘ ya da’ ”AfciHı Vaı’lrkM’K’’ la femas rtofctâsfnii’?getifite, iMüria düVıinifafla ilişki’ kuitrfa,^ kendiliğinden ortaca Îl^ıyöK”^f^dMIerle AhlâiMHa Bblunma”, ^es Dalgalarını Radyo İle İleterek Temas Kur-

bıncîa, çok ilginç bir örnek vermektedir:

• Ahtropoltijfk’yönden bir ‘tepûlftun ^İrtee^1″ lenr^^sr ‘’hSkkııida, şu üriltî*’: îiikSV^it ^¿W>eı*ı herkİS’bilir. Karı-koca^ iki anfro|iioİQfî bilgini,’ uzak, bir RfŞifik adasında, bar lc$yde .^rşstırrn^ yapmaktadırlar, iki koy, birbirine çok yakıp«, olduğu halde, iki ayrı dil konuşmaktadır. Birgün, kadın antropolog*- kocaiK’terafındart kendisine görKtorilen’bir haberci ile* çok ¡İvedi bir haber alır. Kocası, »çete, yanına gelmesini istemektedir. Kadın Antropolog,• hemen kocasının bulunduğu yere gider. Orada^.kocasını, * antropolojik <Wir. bulgu- yakalamış bir insanın coşkunluğu içinde bulur;Kocası ona, (— Bak, der, bu köyün yerlile­ri* üi&t&tik yönden, bende şaşkfırltk yaratacak bir durumda!). Sonra, köyün yerlilerinden*’ birtnirr yanına yaklaşır, bir hurma ağacını gösterir ve . ‘„.spftrâ da soF^T^tt’Ö’u neçfır?İ’*’*ferlC bir ‘arida| karşılık verir: (— Uriga münga). Antropolog; koca, bu kez, çamur içinde yuvarlanan bir- I Btihlarin tffıîiİe öVoianil&ız otatfrtHıiç feajli&t”’*^iMb|<j’ig69â‘nr ve sbrÎK ( ~ Bfcr                Yerli,i

yok k^ktfrcri ÖfierV ile,’ Üzay -variıklart ile        ayroHarşilıji’.veor: («.VWg’«mnwga).i

-tt           Arw. T ^               .1^. r*                   L».».. Uiı.. > ıfe >.ı. a                                      fl

K$f|:

ier. a#ı$rMef|8r, Venüs, Maify lüpitık* Sat^n^^J’Ç<^r4ii^^0^ş^l^ı{küKûVfe(ri»

ürantS. Nfil|n ^.Pluto tk!§ SSâŞlititer*, ‘ij&W^s&^c«^|e<ev»^|

‘ÎKipay  g&^fcrefek, o gezt$£ı«e*wı v® ba$l4 ^n^^d(İKj^rlık1a^| iyM dil

uytİMİarmın fptoğraflftfım çekmeye ve69Çlece,^iv l^nuşma’dup^t^nL^»^kâdar»İWC«^            „

^¿fe’genlefjn, jeo-fızikiyapıları hakkıncafengitej^; •Ve inandırıcılikiân yüksün .fealdıâiı^öçÇttlı^kteiMft ^

*pwpte-ç«i«S’Yol’^‘’ Vi’ < R* f ” NM^fc/ayht k(^^nna#l«|»

7 aSyîisıne heyecanla dölü bilimsöt’f’î^|*5maV ‘fflılii. Asttöftom/tMİ$pİJ^ntjeh, Ca$ 3agar>\ ‘WMr

telMrîzyoH M’mlerinde, uzayda karş’ılaşıian tüm
Vârlıklârıh, hemen hemen bize benzei’ varfifc^ar
olitıâsı ve uzaygefnısı yöneticİİ&ri ile (sanki f&ndf
difteri de Ingıîr’zcîfe ımii gibi) ftemeıY İngilizce
konuşup gör^peye başlamaları^, O^/şa, aynı

ıptıcilerinin, tbırakinfi* bajka

ey^Atri^(j«n .ortas&’ı^İİİ

VaRyanfarla it

 

 

bü^tiy hartrt’, yaşamı «.çeşitli türleVi’^in hiç bir ayPttalık olmaksızın aynı kelimeleri1tti}lanlyorlar. Onların dılMdlCŞbütött eânlıl&r, -bir tek ketimi We anlatılıyor, hte İlgin^dfeğil mi^<fcyeaçıfclar»*da bulunmaya ‘Çifiîif:’ Kadnv/^k&afmA tebesümte bakar ve |i|hu söyler <*—¡O halde, ıjattt parmağını gÖkeferek‘-so^'”bakalım ona, işaret ^tatorâğının adı «e imiş?) .*‘{1)

Cari Sağan, bu. ünlü- hikâyeyi. anlattıktan sonra, uzak- -gezegenlerdeki Varlıklarla bir temas (kontakt) kuruturken,1 konuşma dilinin ne kadar güç olacağını bu nedenle başka tür “Bilgi Alış-VerişiKurmamn Zorunlu Olduğu” nu belirt­meye çalışıyor

Jrtatırlayac$gtni2S gibi, Amerik# Birleşik Dev­letler-) Uzay üçuşl^rı Yönetim Merkezi (NASA) tarafından, uzaya Voyager 1 ve Voyager 2 adi ık yapay: uydu fırlatılmıştı. Bu iki juydu,, Güneş Sistemi çevnes*rwte dönen gezegenlerin resimleri­mi, ekerek c|ü«yaraızs.görçde«ttekte ve gezegen­lerin yüzeyleri hakkında bilgi,iletmektedir.- Bu yapay uydular, EyM.1979 da Jüpiter’in yamadan geçmiş ve by dev gezegenin uydularının da resimlerini.gekjerek Dünyamıza göndermişti. Bu Yapay uydumdan Voyager 1 in içine, ‘ bir. de resim-ses plağı doldurularak «¡taya gönderilmesi uygun görülmüştür. Bu ses ıtlağında 60 -değişik dil’den selâmlar iletildikten sonna. Birleşmiş Milletler Gerçel Sekreteri Kurt Wa|dheim’in, şu bar,ışmes^»« da. yer ¡*lmıştır: “Bjz .jÇüneş Sistemimizden dışarıya, uzayın dersliklerine doğru:, uçuyoruz ve yalnızca barış ve dostluk atıyoruz. Eğer, tğzden istenilirse, bildiklerimizi Öğretmek ve eğer fırsat bulursak, yeni bir şeyler öğrenmek amacını: taşıyoruz..” (2) Şimdi, bu /yapay yydunyn, ftp-5Q;yıl sonra,^güneş sistemi­mizden dış#rı çıkıp bşşka bit güneş sistepıjnde (bizden çoraba akıllı varlıkların yaşadığı) bir gezegene im|$ini;$ar«yaİHn. Kurt Waldhçini’ın bu sözleri, oakıllıvarlıklar için, acaba,. “Ung?- Mu^ga” anlamına mı gelecektir?• •»              « .

Şimdi, siz, bir ân kendinizi, ç!ok uzak bir gezegende yaşayan böyle bir akıllı varlık olarak kabul edin. Altmış ayrı dil’den; iletıfen selâm lir karşısında, He^aparsınfi? Bu altmış ayrı diİ’ı, nasıl çözümlemeye çalışırsınız?..’NedeHs&, Şu |}p(itikeicilâr, bilginlerin çalışmalarfıSâ’, ille de DÜFunlahrii sokıtt^k’ Isiertef. Politik çekişitıeferi ■iİyte;‘ Ye/tS’ÖİÖh<te bafişi, herföz ÎagtaViarrta- kritî’ildeçok u^geîegenterdeki varlıklarla

 

 

¡”BilŞi^fıSiVerfr hfmi”nde düşündüğü şeV»- bu ,alış – vşrişin, ^farulabt}pcej£i”’dfy< f

Barıf ve Dostluk, en fj,2fa

Barış ve — buyulacak’> kavramlar.’ Ancak, selâmlar ile birlikte sesli mesajın, şifre anahtarını, o uzJ^’1″*11^ varlıklar, nasıl bulabilecekler? *

Ken^i/dünyamızda 5.00a, y,j .

Mierin, çözülebilmesinin nekad^’ -çlüşünün. .HiyefOgl’flerin Çözü^f ** sız T^rih ,?ioi«»örü olan ÇhamtJ^M

roglif resimlerinin,-her birinin bir-^^WW

olduğunu saptaması ile mümkün “‘^ ‘konüdij; “Tarıri&r, Mezarlar tabiin,.,, fctaptân’ okuyate&mt bir kaç ,6*p»İK

veİ&İkâdaİ1 fikir -Verebilecektir • *«^**¡1

” – — – r~t.br–: –                ’’¡-İt Û

rhamooJlio”‘® Ük defa k .Uiamp              u

ativerttiffakat* b*şH* bjr Ç0kt£r1, tskandin ve Aİnıfcİâd, fmçw*.40*5ac^ d*,«fcee lı^ Antta”

kabul WfK», karnen çöı«**r %ab«cK Voung, kaq^»rMa(arla ve ^ic^tefMbaUı taHaıpnatik ybkJe-çatışı yordu. Yatö&e«. bir farifcpt ç^ebilmiş«.. Champofİior» İsa, .^|çktÖfc|^i»nefer ya da harfleri bulmuş si*tçwi’ ta»pH5tı. Yalnızca anlam ver 1                ivyazıyı, okunabilir ve ögıeni tafeSfferj

*j|etffrnisti. Sistemin, ana”‘”‘ÇifM .1 «pda da, tasınlı olarak çpij|jj|pj| IbJSfl düşünceye, verimli bli#*“4 l^ÇŞSziime, Kral adlaftİl4|||

Nütltn kral adlariyte?., H£

, tatf&^ınin bulundı^u taM

rda/raft*             >$?

i ^tiTOfİrıhV’Ja^irtiMii^e* ter, şu halde kral adları olması, akla uygun

n#W&*i Mutasın-

»«”■mM*** rj.

’ tttemaw#ii^nın -3 « inci İ*iÎl|İp#®^

Mınrtnöi ^ ydtâp yiâbarlef bfr

yazmüf aıiibtan mıP*Mİ¡Ur* î©tttwJ’in ^^Kefkese kapalı kapılarının anahtarı!.. (3)

Şu satırlar, kendi dünyamızda 4-500Ö yıl önce yaşamış olan büyük bir uygarlığır>; yazısiihın çözülebilmesinin, ne kadar 2Öfolduğünu ve bu uygarlığın, ilettiği.bilgileriik, 4*5!bin yıl sonra, aynı dünyada yaşayan uygarlıklar tarafondan, ne kadar güçlükle ranlaşılabildiSini, açıkça göster­mektedir. ‘V-.. :: -İ*. ‘i’.’h’ .M

Peki, ya çok uzak gezegenlerdeki uygarlıklara göndereceğimiz mesajlar!.. “Bur mesajlar,’ya da ftetmek istediğirrtiz bilğîfeH, ^ iıiak’geîfeğ^rtfei– lördeki uygarlıklar tarafından rttfsıi kâvianıfabfie- cektir?.. Işte fcUrada, Sibernetik bilginleri, işe karışmafctacttf’lar Sibernetik1 Bi¥gihfe>i, ftöhuyu, şflyle^ ortaya koymaktadırlar :

,, “— Uzak gezegenimdeki varlıklara iletilecek bilgi, ne çeşit bir sembol (sijpge) ile iletilebilir? Hangi tüm sembol, çok uzak . gezegeıjj(çrde yaşayan akıllı varlıklar tarafından kavranıla- bilirf..”

Hfi SibeTfiiietik B(limi ortaya çıkmada» ve Efektr#- nikBeymiMikmeleri ile bilguletimissölanmadart insanoğlu, gün«* sfetemfeniz tçW«ki •lÜger gezegenlerdeki varlıklarla; r*tt şekilde bilgi i4®,-WettŞt kurulat«lece4mi< düşüpmOitü. Birinci .HPftpya Savaşından önce, bir Rus fefjgini, bu, bilgi d^veciştn/n, “Geometri”.yolu.S» sağlanabile­ceğini ileri sürmüştü. Bu Astronomi W«im, Afrika’da Büyük Sahra’ya ve Sibirya’da geniş arazi ‘tttfcto,<«oM>Oy(ijd Üömett* $ckHMHn fDtyen, dörtgen, daife -, « bı^ çizilmesini önermişti. Ona ‘gÖ»e, «tef A’V’da-v« MerihyetMara) bizimgibi şuurlu, akı Ilı varlıklar yaşıyorlarsa ve eğer onlar da teleskop .yapmışlar, ise, bu şekilleri «örecekler Ve kendi gezegenleri yüzeylerine de aynı şeMieri çizeceklerdi. Böylece de, Yeryüzü şuurlu varlık- töfr ile Ay’daki Vtö Mars’dakî şuörta Vİârllkfar ile !l*€îfeÖınetri yotu î# bilgi IrtıJ-viörişP’ kurüfehıiış ^bliifeâktır               N’. r-,

?a!r Bilimin feelişmesi ölçüsünde, aşamalar gös­teren Selence-Fiction (Hayükl -Silim) yazarlartda, «onu ö^»i^öWürmâYW? Öa$tanWş1â«iı. ‘StârtteV C W^inb«^’, 1934 ^lirtda yâZdıtt “A Mâ’ftîan OdyiMy*’ Îİ8^ Martin ‘Wa^rasf)^dlı ‘ Hayal ^ Bilim hikayösiiwi#; Yi?ryüz0nden Mtfrihe gitmiş ‘bir -DüiıyAh“(DRSfcf JtfVîsjHte’ biH’MâiSlı fTvteel) fttti, birbirleri ile’ kaıip»şttklarr<‘”an*fö, i‘DUhvafi’rtih ‘’DfTlle Hîib^M^şttii!”,»M«ı ite MarSli’- Jyâ %1gi il4tihiı#îfe bultinaMacMimi1 anlatmaya *££1)3^810391?.’ Weihbâuttf‘’ hikayesifttte, Dünya­lının, tofirak üstünde bülüHah’Çi&fltaştahto, bir, ikî;: üç dûmmuriefe (i^ladiğınf; Sorti^’da ikr k^rre ikircfemOr; ikî kefte ü«/aftı^ır; d$* göst^feteil- ‘ıttefciçifi,’ bü’ça’krf taşMrrttıı;’ ikffi; :üçlü dörtlü dühjmda dîzdliirti’belirtm^tedir. Dünyaliy b®y-

Ike, aAcük, “/vfettemâtik Bir’ESP’ ile Ma«ltyla ‘konûSâbİlmektedif. Bu hâyal-biliıt* yazart, hikâ- Vesi ntfei başka göegött l^fd^kl şUurlü varl tkla»la, *ahciık >!MatertVartikBir tîil<‘ ile’fBilgi alış verışih- : ‘de buliinabileceğînf’ ileH *@rmfektedır ’’ l CIMİürniMln ünlü hi^iı^bMİm ysazar. ve BiVoloji Bilgini Prof İSeiâC ASimey; ”VVh^re Do We Go Here” (Buradan Nöte’ye C idiyorti*^4dl ı : (c^u^^eiobjiuçtı., Jle^^irlJJjte onyçdi hayal- jt>ilinnj ^^pıpın, hikây^ini toplam^, ve bu hikây^İerji^ sonupa çla,. ken<Jj$i,. bazı sorular yflıpel^İştir.j^einbauış’^n hîkayesi sonunda, şu :,şor^^makt^rr_,v;’

,j, “,.Düp.yalı. ,9|çk iavişr>i^Ç ; Mhw!t‘ ¡Jweel

a^asıpda m^eW               ..bfcteı(,, «fifi

nasıl kullanabileceksiniz? Kendinizi, bu şuurlu üşaiy yârlıgnia paşıl anlatabileceksiniz?. .^(4)

Bu soruları dikkate aljin bir çok hayal-bilim yaz^ı, yapıtlarında, çeşitli bilgi alış-,veriş .sis­temleri ileri sürmektedirler. Onların yanı sıra, hayal – güçlerini kullanan bir çok astro-fizik, fizik elektronik bilginleri de daha değişik haber­leşme sistemleri üzerinde durm^ktadırlar.Ameri- ka Birleşik Devletlerinde, Radyo Mühendisleri ve ÇIptoMljk,, Mühendjşleftoin s önerileri ¡izerinş “Radyo sinyalleri ile uzay varlıkları ile haber­leşme” konusu .(j?erirtde, uzun <|enemelei yapıl­mıştı. yılın^S yapilart bu           Ö^MA tasarısı tanımlanmıştı. Daha sonraları ise ” ^iktmetik Öiiginlert, “Ciiay:^ ilişkinin nasıl kurulabileceği” konuMı^t,; 6ntk, dikkâtferi Şii noktaya çeKme^ lef: Yeryil2Üride yaşayan insanlar aYi “Dil*’ ler’¿Iduğu hialde, törri ihsai bilgi” ve‘”Aynı etki”‘ yi iletebi|çn sefnbollerj” yölc mudur? Sîb§rfietl karşılık v#nyorlar, bârdır”! ¿tir Impulsları (Darbeleri)”. “Ses tınıları tayfları” dır. Dünyanın neresine

«un

gidiniz, elektron darbelerinin akışı, aymWŞ cereyan eder. Akım açıktır, o halde’W

el&tra» .^Madır^’iVaini/.iiberrt^””^ durum “Evet” demektir ve değeri de “1” Mir

 

sesler ile Itrfı

notalar, (di
aynıdır.

insanlar,
dinleyebılı

Hem de

bilmedıkleı

durumu

durum, Rı
olduğu gibi

Musiki’de’
yedi nota

Lacivert, /^R _ . ^ r

olmak   vljM&ktacitt

Nasıl, her s^s’in^p bir tım’srVar ise,•Kevgir

de ayrı bir frekanslar«!*’. Şu ses Vü»’renkler,
hangi dıl’ı kogu|^^’îfn^|k*âar, btfejfo nisanlar
için aynı.             K^k#ı

ki, ister, fbgife. aşWsfl^WjB’i ‘«İşse japo»
astronomlai|    jNftjjfc

bir yıldızdan gefen

da, aynı ız düfigmler gd^t«jrnâ&t«dİ’l, –              -i

O halde,, Çjj&t’uzafâ jşeaeİP^ii»« yasayan u.
varlıkları ile, “Elektröri .djsJö&efifrtn il${

semboller’t^|l|||^iŞŞÎfto^^^fernbo1

ya da “Renkjef^tlyH|t ife£$iptl’e£’ îfe’i’Bilgi ali)

verişi kurı

çözebilme”, §s*HÜ

çaktır. Yalı|mL.|f
“Renk” in |İ|ŞİKm
ni kavrayıp yqfiffli_
çaktır.

Nitekınf^ bu cKsnt

Spielberg, (Amjrifea fılrr>$ IS -w

Bilim roma^MKİl|^^^lş<|;İ

tınıları, elâİftrönİk sentezle

Moogr Synthesiser adlı elektronik bir makineden
yjarjir[anılarak, ıızay varlıkları ile bir temas ve
ilişki kurulabilmesini, ileri şürmyıtiir. Elektronik
makine, kendisine iletilecek fileri, çok inoe
ayrıntılarına kadar ayıklayarak analiz, edebilecek
ve değişik şeşleri, de sentez ederek, ,Uz;ay
varlıklarımdan, giffidçrilen , bıı sj^şlerlp, taşıdığı
“Bilgj” lerjp neler olabileceğini., çözümleyebile-
cekti. (5) ■          ,, ^ , ■

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*