Baştan Ayağa Yeni Bir İnsan

Baştan Ayağa Yeni Bir İnsan

YAPAY ORGANLAR

  • Bugün artık yedek organ stoku neredeyse tamamlanmış durumdadır. Tıp tekniği daha önce çaresiz olan hastalara, daha anlamlı bir yaşam için dahiliye ve hâriciyede yardımcı oluyor.

sene sonra artık bir cerrah hiç kimseye bademcik ve apandisit ameliyatı yapmayacaktır. Çünkü medi- kal tedavi mümkün olacaktır. Histerektami (Uterusun çıkarılması) de olduğu gibi, Tonsillektomi (Bademciklerin alınması) de artık çoktan anlamsız hale gelmiştir. Bu ameliyatların gözden düşmesi ile, yapay organların önümüzdeki 20 yıl içerisinde nakilleri çoğalacaktır. Yapay karaciğer ve böbreklerin karın boşluğunda yerleştirilmesinde olduğu gibi, yapay pankreas da basitçe deri altına yerleştirilebilecektir. Çok az bir uyarıya gereksinimi olan kalp, pacemaker’e benzeyen pilleri ile beraber nakledilecektir. Forecasting International Ltd. Arling- ton’nun başkanı Amerikalı araştırma uzmanı Dr.Marvin Cet- ron bu görüşte. Gerçekten de geleceğe yönelik bu düşünceler, önpmli ölçüde gerçekleşmeye başlamıştır. Elektronik kulak gibi bazı yapay organların seri üretimi yapılmakta olup, ticaret unsuru olma yolundadır. Teknik gelişmenin neresindeyiz ve insan yedek organ kapasitesinin büyüklüğü şimdiden nedir?

EKLEMLER

Her yıl Almanya’da 40.000’i kalça eklemi ve dirsek, omuz, veya parmak eklemi olmak üzere 70.000 suni eklem takılmaktadır. Ayarlanabilir eklemler, kemik kanseri olan çocuklara yerleştirilmektedir. Vidalama sistemi ile geliştirilen eklem, çocuğun büyümesine bağlı olarak sürekli ayarlanabilmektedir. Bu eklemler, ilk olarak 1983 yılında kullanılmıştır.

OMURGA

Jena Üniversitesi, Schott Enstitüsü profesörlerinden Wer- net Vogel tarafından, yeni bir tür bioseramikten suni omurgalar geliştirilmiştir. Doğu-Berlin Charite Üniversitesi kliniğinde omurga için yapay bir disk yapılmıştır. Aralarında polietilenden yapılma mercimek şeklinde kaydırıcı çekirdeğin bulunduğu, iki çelik levhadan oluşan bu omurga eklemleri, aynen doğal bir diskte olduğu gibi, hareketli olmaktadır. Bu iki çelik levha, omurlara, şişe tıpasının geçme sisteminde olduğu gibi geçirilir.

DİŞLER

1970 yılından bu yana Almanya’da 60.000’e yakın suni diş kökleri takılmıştır. Hastaların % 95’inde diş kökleri kalıcı

Herşeyi kavramak olası: Birçok hareketi yapabilen yapay el.

 

olmuştur. Herşeyden önce, hasta çıkarılabilir protezlere tahammül edemiyor veya protezler hastanın yalnız üst çenesinde tutunuyorsa, hastaya tekrar iyi bir görünüm verebilmek ve normal beslenmesini sağlayabilmek, ancak yapay dişlerin takılmasıyla olasıdır. Mevcut protezler altında çene kemiği aşınırken, bu yapay diş kökleri sayesinde-çene kemik kitlesinin rejenerasyonunu geliştirmektedir. Nakil lokal anestezi ile yapılmaktadır: Çeneye dar bir oyuk açılır, bu oyuğa, genelde bir veya iki destekli titan yaprağı yerleştirilir. Bu eklemlere daha sonra suni dişlerin bulunduğu köprüler takılır. Doğal dişlerde olduğu gibi, bütün damak serbest kalır. Tüm operasyon 30-45 dk. sürer.

BACAKLAR-KOLLAR-ELLER

Dokunma hissine sahip el protezi, AvustralyalI ve KanadalI uzmanlarca geliştirilmiştir. Vücudun doğal elektriki uyarıları aracılığıyla el, kavrama kontrolü, sıkıca tutma ve hatta bir tür dokunma hissine kavuşturulmuştur. Bu yönüyle, bütün diğer elektronik olarak kumanda edilen protezlerden farklılık arzetmektedir. Bu dokunma hissi, amputasyon güdüğünü harekete geçiren elektriki yüklerle oluşmaktadır. Böylece protez sahibi dokunduğunu hisseder. Bu “dokunma sinirleri”, elektriki yüklerin boşaldığı suni parmaklardaki, kıl inceliğindeki teHerdir. Duyu, acı vermeyen hafif bir his olarak kendini gösterir. Şalter ve pil koltuk altına yerleştirilmiştir. Beyinden gelen sinirsel uyarıların organlara aktarılmasıyla felç

i. tekrar yürüyebilmekte ve elleriyle kavrayabilmektedir. Yeni tekniğin geniş kullanımını engelleyen esas unsur, sinir ile elektroniğin sürekli bağlantısıdır.

KEMİKLER

Yapay kemikler, çeşitli seramik maddelerden oluşmuştur. Bunlardan en uygunu, Almanya’da Frankfurt Battel- Enstitüsü’nün geliştirilmiş olduğu kalsiyumfosfat seramiğinin belirli formlarıdır. Bu yapay kemikler, yıllardır protez ta-

Oldukça sağlam: Yedek kemiklerin yapıldığı seramik maddesi.

 

şımaktan aşınmış olan çene kemiklerinin tekrar yapımında özellikle kullanışlıdır. Ayrıca, sabit bir kemik parçası yerleşti- rilmeyip, aksine seramik tozu, kemik tortusu olarak çeneye yerleştirilir veya pülverize olarak fışkırtılır. Bir süre sonra tortu oldukça sağlam, tekrar yaşayanlar kemiğe dönüşmektedir. Hatta suni dîş kökleri yeni bir yedek dişe baz teşkil edecek şekilde yerleştirilebilir. Özellikle yüz bölgesindeki tahrip olmuş kemiklerin rekonstruksiyonunda, cerrahın daha sonra uygun şekli verdiği yapay kemikler kullanılır.

KORONER ATAR DAMAR

Kalp krizi tedavisinde en yeni gelişme, koronerler için çelikten bir “destek korsesidir.” Destek korse esas itibariyle, kireçlenme ve pıhtılaşma yüzünden tıkanmış ve krize neden olmuş olan koronerlerin bir bölümüne, ameliyatsız olarak katether yardımıyla yerleştirilen bir çelik siperden oluşur. Spiral açılır ve arter duvarlarını destekler; böylece yeni kireçlenme ve tıkanmalardan korunmuş olur.

ATAR DAMARLAR

Vücudun en büyük atar damarı olan aortun plastik yedeği sorunu çözülmüş durumdadır. Bu kan iletici kanallar, dacron ve teflon yapay maddesinden oluşmuş olup, kısmen karbonla bezenmişlerdir. Özellikle kol veya bacaklardaki toplar damarlar bununla desteklenebilir. En son olarak, sadece 4 mm çapında, 8-10 cm boyunda, küçük kalibreli yapay atar damarlar geliştirilmiştir. Damarlar ve de kalp kapakçıktan için yapılan yapay maddeler, Frankfurt Battel-Enstitüsü’nde kana dayanıklı hale getirildi: Yapay maddenin yüzeyi yağ asidi benzeri moleküllerle bezenir. Bu moleküller, kanda bulunan albuminin bir kısmını bağlayacak yapay yüzeyi örterler. Bu bir tür pıhtılaşma sisteminin yanıltılmasıdır. Yapay madde biolojik olarak, istenilmiyen bir pıhtılaşmaya meydan vermeyecek kadar mükemmel bir şekilde uyarlanmıştır.

KALP KAPAKÇIKLARI

Amerika’da Eisenhower Tıp Merkezi’nde (Kaliforni Prof.Viking Björk tarafından en son olarak, pıhtılaşmaya me dan vermeyen yapay kalp kapakçıkları denenmiştir. Yap maddenin, kalp doku hücrelerinin büyüdüğü delikli bir yüz yi vardır. Yalnızca Batı Almanya’da yılda 3000’den fazla ha taya kalp kapakçıkları takılmaktadır.

KALP PİLİ (PACEMAKER)

Daha şimdiden 160.000 Alman vatandaşı, kalp atışla nın yavaşlamasında kalp ritmini düzelten “pacemaker”ler şımaktadır. Kalp için gerekli bu çeşitli “pacemaker”le normal kalpde elektriki düzeni sağlayan, belirli sinir merke lerinin yedek organı olarak kabul edilebilir. En yeni mod lerden biri, kandaki adrenalin tarafından yönetilir. Hamburg’ Prof. Will Frid Rödiger, bu pacemaker’in hislere de duya olduğunu belirtmektedir: Sevinç ve korku hallerinde kan adrenalin artar ve pacemaker taşıyıcısının kalp atışı hızla maya başlar.

SUNİ KALPLER

Genelde, dünyada kalp bağışı oldukça azdır. Federal manya’da yıllık azami 600 bağış yapılmaktadır. Amerika’d ki Jarvik-7 tipi yapay kalp, uygun bir bağış kalp buluna kadar geçiş için bir yardım niteliğindedir. Şu sıra Amerika da Saltlake şehrindeki üretici firma Symbron tarafından, s ni kalplerin yerleştirilmesi konusunda beş doktor yetiştirilme tedir. Kalbin fiatı 15.000 dolar olup, nakil için gerekli mal meler 50.000 dolardır. Bunun yanı sıra, kısmen de olsa V olan kalbin desteklenmesini sağlayan yardımcı kalpler de yasaya sunulacak.

Osaka’daki Japon Ulusal Kalp Hastalıkları Araştırma E titüsü’nden bir grup doktor, küçük bir pille çalışan yapay kalp geliştirdiler. Bu pili, pacemaker gibi doğrudan deri altına yerleştirmek veya kemerde taşımak olasıdır. Yapay bin yeni olan tarafı ise; nabzın otomatikman vücudunJale ne ayaıianabilmesidir. Elektronik kumandası ise psikolojik cemakerlerinkine benzemektedir. Viyana’da bir grup ara

Bir zamanların protezleri:

Nürnbergli bir kuyumcunun eseri olan süvari Götz ün hareket edebilen parmaklarıyla ünlü demir e.

 

macı da enerjisini esas itibariyle vücudun kas hareketlerinden alan yapay bir kalp üzerinde çalışmaktadır.

AKCİĞER

Marburg Üniversite Kliniğinde iki haftalık bir süre için kişinin kendi akciğerinin vazifesini devralan yapay bir akciğer denenmiştir. Kan, hastanın bünyesinden yaşam destekleyici sistem (Life support) yardımıyla boşaltılır. Prof.Her- bert Lennartz, bu yolla ümitsiz olan akciğer hastalıklarındaki iyileşme oranının oldukça yükseldiğini bildirmiştir. Amerikan Kalp Hastalıkları Ulusal Enstitüsü’nde, normal bir bardaktan daha büyük olmayan yapay akciğer üzerinde çalışılmaktadır.

TRAKEA

Steglitz kliniğinin Berlinli baştabibi Alaxander Bighaus 4 yıllık bir araştırma sonunda, nefes borulan için yapay bir maddeden oluşan bir protez geliştirmiştir. Bu protez nefes boruları daralan veya kanserden yara alan hastalara takılabilecek.

GIRTLAK

Elektronik bir jeneratör tarafından takviye edilebilen cihaz, boğazda konuşmaya dönüşen bir mırıltı üretmektedir. Birkaç yıldır Alman mühendisler, ton yüksekliği ve ses kuvvetini konuşma esnasında değiştirebilen yeni bir cihaz üzerinde çalışmaktadırlar.

KARACİĞER

Hannover’deki Oststadt hastanesinde Prof. Gorik Brunner denetimi altındaki bir çalışma grubu tarafından yapay bir karaciğer geliştirilmektedir. Bu yapay organda kan, yapay bir böbrek prensibi çerçevesinde, ince membranlar (zarlar) içerisinden geçenektedir. Bu esnada kan, arıtıcı enzimlerle temas etmektedir. Bu suni karaciğerler, hayati tehlike arzeden hastalık hallerini atlatmak için, hasta karaciğerlerin yükünü hafifletmek amacıyla kullanılmaktadırlar.

BÖBREK

Her yıl, ortalama 240Q-3600 Alman vatandaşı yeniden böbreklerinden rahatsızlanmaktadıriar. Şu anda 2500 kişi böbrek bağışını beklemekte, bunlardan ancak 1100-1200 tanesi bu özlemine kavuşabilmektedir. Japonya’da 12 cm uzunluğunda kendi böbreğinin yerine direk karın boşluğuna yerleştirilebilen bir cihaz geliştirilmiştir. Yeni yapay böbrek, içinden kanın aktığı ince zar borulardan oluşan karaciğerlere benzemektedir. Süzülen kan, arındırılmış olarak geriye damara döner.

Bu suni böbreğin geliştirilmesi daha birkaç yıl süreceğe benzer. Amerikan doktor Willem J.Kolff bir kaç yıl önce, kemerde taşınabilir yapay bir böbrek geliştirmiştir. Yıkama işlemi periyodik olarak yapılır. Bunun yanısıra, taşınabilir böbrek zaman zaman 20 LT.lik bir depoya bağlanmak durumundadır. Ancak Kolff, bu cihazın seri üretimi için henüz bir firmayla anlaşabilmiş değildir.

PANKREAS

Erlangen Üniversite Kliniği’nde yapay pankreasın gerçekleştirilmesi konusunda önemli bir adım atılmıştır. Yeni “şeker tesbit edicisi” bir kibrit çöpünden daha küçüktür. Kandaki şeker miktarım ölçmek isteyen ve bu oldukça ince elek-

Biyoseramik ve titanyumdan oluşan hareketli kalça ve mafsal.

 

trodu taşıyan şeker hastalarının, artık günde birkaç defa iğnelenmeleri gerekmemektedir. Çünkü bu işi artık sensor halletmektedir. Bu cihaz sürekli bir şekilde kanın şeker miktarını ölçmekte ve tehlike arzeden her değişikliği anında bildirmektedir. Böylece, kana sürekli olarak lazım olduğu kadar insulin veren, pankreasa benzer bir insülin pompası geliştirilebilir.

GÖZ

Yapay gözün rüyası, daha henüz çok uzakta; ancak görmesi azalmış olanlarda geri kalan görme yeteneğinin kullanılabilmesine yardımcı olan cihazlar vardır. Bu görme yardımcıları, merceklerden oldukça yüksek büyüteçlere ve hatta elektronik okuma cihazlarına kadar uzanmaktadır. Avrupa ve Amerika’daki birçok araştırıcı gruplar, körler için elektronik yön tayini cihazları geliştirmeye çalışmaktadırlar. Bu arada, ışık uyarları elektriksel uyarılara çevrilerek görme merkezine ulaştırılmak istenmektedir. Ancak bugüne kadar çeşitli gelişmeler, körlerin basit bir engeli tanıyabilmesinden öteye gidememiştir.

KULAK

Elektronik işitme cihazı “ineraid” Amerikan firması symbion tarafından Avrupa’da piyasaya sürülmüştür. İç kulağa nakledilen altı elektroddan oluşmaktadır. Kemerde taşınan sigara kutusu büyüklüğündeki küçük bir mikrofon kulağın arkasına yerleştirilir. Bu sistem, işitme yeteneğinin °/o 80’ini takviye etmektedir. Ses iç kulağa yerleştirilen bir elek- trod üzerinden doğrudan duyu sinirlerine aktarılan elektrikli uyarılara çevrilmektedir. Bu, duyu sinirinin sağlam olması gerektiği anlamına gelir.

 

Kalıntılar zarar gördü mü? Aida için açık hava sahnesi eskizi.

Bu ayın başında, Mısırdaki antik Luksor Tapınağı kalıntılarında oynanan Aida operası, acaba dünya çapında ünlü bu kalıntılara zarar verdi mi?

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*