DUA, YARATICI HAYAL GÜCÜNÜN EN YÜKSEK BİÇİMİDİR

DUA, YARATICI HAYAL GÜCÜNÜN EN YÜKSEK BİÇİMİDİR

Tanrı, kafamızı karıştıran eski düşünceleri aklımızdan çıkarmak amacıyla yaratıcı hayal gücümüzü

77

 

kullanarak, dualar yoluyla iş görür. Böylece de Bilgelik Kaynağı’nın yaratıcı etkisine açılmamızı ve yeni fikir­lerin hayatımıza girmesini sağlar.

Bunun bir örneği, bilimsel gücü başkaları için kul­lanmaktır. Hayatın tüm yükünü omuzlarında taşıyormuş gibi görünen birinin bize geldiğini varsayın. Her şeyin kendisine karşı olduğunu düşünüyor. Eski resmi söküp çıkarmalı, onu bütün ve özgür olarak görmeliyiz. Yaratıcı hayal gücü sayesinde şimdi güçle dolmuş ruhsal bir var­lık görüyoruz. Ölümlü yüzünün ardındaki bu insanı, Ya- ratıcı’nın sureti ve benzeri olan yüce, mükemmel ve ruh­sal bir varlık olarak gördük mü hiçbir şey bu gerçeğin za­ferini engelleyemez.

KENDİNİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSANIZ O’SUNUZ

Aynı şekilde kendimizi, yaşamak istediğimiz haya­ta adım atmış gibi görmeliyiz. Kendimizi sağlıksız, yor­gun, cesaretsiz ve mutsuz görüyorsak önce bu tabloyu değiştirmeliyiz. Ne düşündüğümüz önemlidir, bugünkü düşünce’ yapımız yarınlarımızı hazırlamaktadır. Bunu anlarsak kendimize acımaktan vazgeçeriz. Bu Hayat Ya­sası karşısında” öylesine dehşete düşeriz ki olumsuz düşüncelerimizle yaşamaktansa ölmeyi tercih ederiz.

Ne yediğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diye yaygın bir deyiş vardır. Oysa, Ne düşündüğünü söyle sana kim olduğunu söyleyeyim deyişi olmalıydı bu. Ken­dinizle ilgili inançlarınız, emin olun, yaşayacaklarınızı tayin eder. Ne düşünüyorsanız o olursunuz. Bırakın düş gücünüz aşağıları değil yukarıları seyretsin; Evrensel Hayat’ın yaratıcılığına kollarınızı açarak sonsuzluğa bakın. Düş gücünün kudretiyle başarılması olanaksız bir amaç yoktur. “İnsan düşleri doğrultusunda güvenle iler­lerse ve düşlediği yaşam için çok çalışırsa hiç ummadığı bir anda başarıyla karşılaşır” diye yazmış Henry Tho- reau.

Düş kurmaktan korkmayın. Hayat düşlerden ya­ratılır; ancak düşlerinizin gerçekleşeceğine gönülden inanın ve onları gözünüzde çoktan gerçekleşmiş gibi can­landırın. Sağlığınızın mükemmel olduğunu düşünün; arkadaşlarınıza “Kendimi harika hissediyorum” dediği­nizi duyun. Kendinizi, “Çok başarılı bir yıl geçirdim. Yaptığım her işte başarılı oldum” derken düşleyin.

Einstein düş gücünün bilgiden daha önemli olduğu­nu söylemiş. William Blake bu düş gücüne “Tanrı” der. Ben de “Düş gücü, eyleme geçmiş Tanrı’dır” diyorum.

KENDİNİ-YÖNETME

Kendimi harika hissediyorum! Güçlü ve sağlıklıyım ve bunun tadını çıkarıyorum.

Yaptığımı iyi yaparım ve doğal olarak da hep iyi sonuçlar alırım.

Deneyimlerimi harika insanlarla paylaşıyorum.

İhtiyaç duyduklarım ve bana ihtiyacı olanlar kapıma gelir.

Düş gücümü yapıcı olarak kullanıyorum ve arzu­ladığım hayatı gözümde canlandırıyorum.

Bütün düşlerim harika bir biçimde gerçekleşiyorlar!

KENDİNE GÜVEN NASIL OLUŞTURULUR

Kendine güven, aklın kesin bir inanç ve güvenle büyük ve gurur verici işlerde kullanımıdır.

ÇİÇERO

Hepimiz kendine güvenin gerekliliğini biliyoruz. Bugün birçok kulüp, dernek, birlik faaliyet göstermekte. Bunların hepsi bireyin güven duygusunu geliştirme ih­tiyacından kaynaklanıyor.

Fakat acaba kendilerine güvenlerini yitirdiklerini söyleyen insanlar hep aynı şeyden mi söz ediyorlar? Bazıları topluluk önünde konuşacaklarında güvenlerini yitirirler. Bazılarının araba kullanmak konusunda ken­dilerine güvenleri yoktur. Don Blanding konuşmacı kürsüsünde evindeymiş gibi rahatken, araba kullanma konusundaki yeteneğine güveni yoktu. Ty Cobb beyzbol sahasında güvenli ve rahatken insanlar önünde konuş­maktan korkardı. Bu örnekler açıkça gösteriyor ki bir alanda güvenli olan insan başka birinde aynı güvene sa­hip olamayabiliyor. Bazıları sporda kendilerine güvene­mezler, bazıları da insanlarla ilişkilerinde güvensiz­dirler. Şu ya da bu şekilde çoğu insan bazı alanlarda güvensizdir.

UTANGAÇLIĞI YENMEK

Dikkatler bir kişi üzerinde yoğunlaştığında o kişi

 

huzursuz olur. Yoğun ilgi ve dikkat, kişinin cesaretini kırar. İnsan kendisini, davranışlarını gözlediğinde, kendisi hakkında bilinçli olduğunda, kendisine güveni­ni yitirir. Kişiye eleştirel gözlerle bakılması onun denge­sini yitirmesine ve sınırlamalarının farkına varmasına neden olur. Korku ortaya çıkar. Korku kendini koruma içgüdüsüyle geliştirilen bir duygudur. Başkalarının gö­zünde başarısız olmamak için sanatını sürdürmekten vazgeçen yetenekli müzisyen veya ressam buna bir örnek. Korku yapılmaması ve söylenmemesi gereken şeyler yaptırır ve söyletir; rahat ve dengeli olmak gerekirken tam tersi duyguları hissettirir. Herkes bu duygudan kur­tulmak, böylece başı yukarıda, güvenle ve huzurla yoluna devanı etmek ister.

KARANLIKTA ISLIK ÇALMAK

Kendine güvenle kendini beğenmek arasında çok büyük fark var. Güven, hayat hakkındaki emniyet duygu­sudur, kişinin her durumda kendisine güvenebileceğini bilmesidir. Kibir veya kendini beğenmişlik ise başka­larını, aslında sahip olmadığı kendine güven duygusu­nun varlığına inandırmaya çalışmaktır. Aslında güven­sizdir ve karanlıkta ıslık çalmaktadır. Böyle birisi sa­dece utangaç, sıkılgan olan insandan çok daha güven­sizdir.

BAŞARISIZLIK KORKUSU

Kişinin kendine güvenini yitirmesine neden olan korkulardan biri başarısızlık korkusudur. Her insan başarılı olmak ister. Başarmaya duyduğu aşırı istek yüzünden yarış sırasında başarısızlığa uğramasına ne­den olacak bir olayın ortaya çıkacağı korkusuna kapılan atleti ele alalım. Bu başarısızlık korkusu atleti iki ayrı şekilde etkileyebilir; başarıya ulaşmak için daha da iti- lim duymasına neden olur ya da kendisini bu korkuya kaptırıp güvenini yitirir. O zaman da yeteneği kaybolur gider.

Birkaç yıl önceki bir golf maçını hatırlıyorum. Bü­yük turnuvanın son günüydü. Her vuruş büyük bir para ve prestij demekti. Önde olan oyuncu, yapacağı en ufak ha­tanın nelere malolacağının bilincindeydi. Oyun ilerle­dikçe gerginliği artıyordu. Yöntemli bir oyun oynadığın­dan oyunu kazanacakmış gibi görünüyordu hâlâ. Onal- tıncı çukurda heyecan doruğa ulaşmıştı. Müstakbel şam­piyonumuzun uzun bir vuruş yapması gerekiyordu. Vuru­şa konsantre olmaya çalışıyordu. Vuruş çizgisi, topun çim alandaki hızı, sürtünme etkisi, her şey kontrolü altındaydı. Atışı adeta ezbere yapabilirdi. Vuruşunu yap­mak üzere golf sopasını kaldırırken birden yanındaki, o sırada çalıştırılan kamerayı fark etti. Adam aniden ir­kildi. Hayatımda onun kadar şaşırıp sersemleyen birini görmedim. Kamera dikkatini çekene kadar insanların her hareketini izlediğini düşünmemişti. Olduğu yerde kalakaldı, atışını yapamadı.

Sonunda topa vurmayı başardı ama sanki artık aynı oyuncu değildi. Çünkü birden benlik bilincine varmıştı. Turnuvayı bitirdi ama kazanamadı. Neden? Çünkü ken­disinin farkına vararak güvenini yitirmişti. Başarısız­lık korkusu kaplamıştı içini. Atışı yapamazsa neler ola­cağını düşünmeye başlamıştı. Ve birçok atışı kaçırdı. Korktuğu başına gelmişti.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*