Çocuk terbiyesi nasıl verilir

Çocuk terbiyesi nasıl verilir 

Gençleri eğitecek temel kurumlar, toplumun eğitim müesseseleri ve ailelerdir. Çocuk terbiyesi zincirinin ilk halkalarını anne ve baba oluşturur. Doğuştan çok büyük taklit kabiliyeti ile dünyaya gelen çocuk, gözünü açar açmaz yuvada anne ve babayı görür. Yavru âdeta bir kamera hassasiyeti içinde anne ve babasının bütün hareketlerini izler ve bunlar onun genç dimağına nakşolur. Bu ilk tesbitler, muhtemelen çocukta bir ömür boyu sürecek olan alışkanlıklar, huylar ve hatta vazgeçilmez âdetler haline gelir. Onun için gençlerin nasihatten çok, iyi örneklere ihtiyaçları vardır. Anne ve babanın hayat biçimleri ve davranışları, çocuklar için sanki bir ÖRNEK KlTABI’dır. Bu
kitabın inanç, ahlâk ve fazilet kaidelerine göre yazılması gerekir.

Özellikle anneler, sineleri şefkâtle yüklü birer merhamet melekleridir. Ve çocuklar da onlara Allah’ın (c.c.) birer mukaddes emanetidir. Yavru, doğar doğmaz kendini annesinin kolları arasında bulur. Onun sevgi dolu bakışları, tatlı okşayışları, manidar azarlayışlarıy-la, ÜMİT ve KORKU çizgileri arasında hayat yolculuğuna başlar. Bu bakımdan atalarımız: “Sırasında okşayan el kadar, sırasında döven el de öpülmeye lâyıktır” vecîzesiyle terbiyenin iki temel prensibine işaret etmişlerdir.

Çocuk eğitimi bilgisinden yoksun günümüzün bir kısım anneleri, çocuklarını akıl ve kalplerinden yönlendireçekleri yerde, onları ellerinden ve hislerinden tutarak büyütürler. Hepimiz aşağıdaki örneğin benzerlerini çok yaşamışızdır. Bir anne düşününüz. Çocuğunun elinden tutmuş, sokakta birlikte yürümektedir. O anda dikkatsizliği yüzünden ayağı taşa çarpıp düşen çocuğu teselli için; “Tuh kaka taş, neden oğlumun ayağına çarpıp onu düşürdün?” diye avutmak hatasına düşer. Bu şekilde davranan annelerin sayısı top-lumumuzda bir hayli fazladır. Halbuki çocuğa: “ Allah’ın sana görmek için verdiği gözlerini yoldan ayırdığın için ayağın taşa çarptı. Hata taşta değil sende.’’şeklinde bir ikaz yapılabilir. Bu iki teselli ve ikaz arasındaki ince fark, çocuk terbiyesinin temel felsefesini
oluşturur. Onun için Yüce Peygamberimiz (a.s.m.) : “Çocuk ruhu mermer bir sütuna benzer, onun üzerinde meydana gelecek ilk izler bir daha kaybolmaz.” buyuruyor.

Ailenin ikinci temel terbiye taşı babadır. Baba, aile ocağının reisi ve hamisidir. Erkek olarak baba, bir model insandır. Onun için baba, bu rollerini çok iyi bilmek ve oynamak zorundadır. Baba rolünün temel kaidelerinin kaynakları âyet ve hadîslerdir. Bu iki kaynaktan beslenen bir akü gibi, ruh ve akıl kutuplarını iman hakikatlarıyla şarj eden baba, yuvasını dünyevî ve uhrevî saadet nurlarıyla doldurup aydınlatabilir. Bu konuda Resûlullah (a.s.m): “Hepiniz çobansınız, himayenizdekilerden mesûlsünüz” sözleriyle babanın vazife yükümlülüğüne işaret etmişlerdir.

Çocuk terbiyesinde toplumun eğitim kurumlan da şüphesiz önemli rol oynar. Çünkü ne ekilirse o biçilir. Yeni nesillerin akıl ve kalplerine yalan, yanlış, bozuk, âdi, şehevî, kısaca gayr-i meşrû fikirler ekilirse, bundan egoist, sefil, sefih, zalim, hilebâz ve canavar ruhlu anarşistler, kısaca gayr-i meşru davranışlı gençler yetişir. Millî Eğitim ağacımızın günümüzdeki meyveleri, bu kanunun acı sonuçları ve kötü örnekleriyle doludur. Ülkemizin ve hatta dünyanın genç nesilleri, büyük bir mânevî ve ahlâkî buhran yaşıyor. Gençlerin uyuşturucu, kumar, fuhuş ve anarşi tuzağına düşürüldüklerini ızdırapla seyrediyoruz. Bu yüzden ocaklar sönüyor, vatanımız büyük sarsıntılar geçiriyor.

Buna karşı bütün çözümler ise; ancak çocukları yaratılış kanunlarına uygun ve Yaratanın emirleri çerçevesinde yetiştirmekten geçiyor.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*