Çektirdiğin Kadar Çekersin

Öyle sadece “hakkını helal et” demekle bu iş bitmiyor. Eğer gerçekten hakkımı helal etmemi istiyorsan, sözlerinle ve davranışlarınla bunu bana hissettirmelisin. Hakkını helal et derken, sadece ağızdan çıkan bir laf değil, kalpten gelen bir samimiyet beklerim. Bu, öylesine söylenmiş bir söz değil, içten gelen bir özür ve pişmanlık olmalı.

çektirdiğin kadar çekersin

çektirdiğin kadar çekersin

Bunu, mecazen gözlerine soka soka anlatmalıyım ki, ne kadar derin bir yaraya sebep olduğunu anla. Öyle ki, her söylediğin kelimenin altında bir kırgınlık, her bakışının ardında bir sitem olduğunu bilmelisin. Sözlerinle kalbimi incittin, davranışlarınla gururumu kırdın. Şimdi ise, sadece bir cümleyle bu yaraları sarabileceğini mi düşünüyorsun?

Bir de içinden aba altından sopa gösterir gibi, bu özrün arkasında gerçekten ne kadar samimi olduğunu anlamak isterim. Bana gösterdiğin bu özrün arkasında gerçek bir pişmanlık mı var, yoksa sadece yüzeysel bir rahatlama mı arıyorsun? Eğer gerçekten hakkımı helal etmemi istiyorsan, bunu sözlerinle değil, davranışlarınla kanıtlamalısın.

Hakkını helal etmek, öyle kolay bir şey değil. Bunun için önce yüreğimde açtığın yaraları kapatman gerek. Gerçekten samimi misin, yoksa sadece kendini mi rahatlatıyorsun? İşte bunu anlamak için gözlerine bakmak ve içten gelen bir özür duymak istiyorum. Bu süreçte, hem dilinle hem de kalbinle hakkını helal ettirmeyi başarabilirsen, belki o zaman gerçekten helallik alırsın.


Bu şekilde, “hakkını helal et” demenin ne kadar ciddi ve samimi olması gerektiğini, basit bir sözle geçiştirilemeyeceğini vurgulamış olduk.

Öyle Hakkını Helal Et Demekle Hak Helal Olmuyor….!

Dökeceksiniz kıracaksınız ağlatacaksınız inleteceksiniz ondan sonra da keyfin yerine gelecek hakkını helal et diyeceksin dur bakalım öyle helalleşmek kolay mı ki

Çektirdiğin kadar çekersin

Ağlattığın kadar ağlarsın

Üzdüğün kadar üzülürsün

Hele o İlaçlarıma Ulaşamadığım 4 günlük azabımın ahı varya ahhhh ahhh…

Ne ektiysen onu biçersin

Hani bir atasözü var ya kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz

Senin yüzünden nice geceler uykusuz kaldı senin yüzünden nice göz yaşları döküldü senin yüzünden nice canlar yandı nice canlar sızım sızım sızladı nice canlar inim inim inledi hepsi senin yüzünden iştahı kaçtı huzuru bozuldu sağlığı bozuldu ölüm döşeğinden döndü öldü dirildi hepsi senin yüzünden

Bu haklar ne olacak siz Allah’ı gafil mi zannediyorsunuz bunları görmüyor mu zannediyorsunuz yaktığınız canlar inlettiğiniz insanlar bunların ahını Allah’ın duymadığını mı zannediyorsunuz kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak

Öyle “hakkını helal et” demekle olmuyor. Bu ifadeyi kullanarak, yaşattığın onca zorluğu, çektiğim acıları, döktüğüm gözyaşlarını bir kalemde silip atamazsın. Hakkını helal etmek, iki kelimeyle ifade edilip geçiştirilecek bir şey değil. Bu, yılların birikimi, içimde açtığın yaralar, yarattığın derin izler demek.

Her “hakkını helal et” deyişinde, sanki yaşanmış tüm kötü anıları bir çırpıda unutmamı bekliyorsun. Ancak unutma ki, bu ifadeyi söylemek, geçmişteki hatalarını silmez, yaşattığın pişmanlıkları dindirmez. İlişkilerin, güvenin, dostluğun derin yaralarını kapatmaz. Birkaç kelimeyle, çektiğim cefaları, döktüğüm gözyaşlarını, içimde kalan kırgınlıkları örtbas edemezsin.

Evet, hakkını helal etmek, içten gelen bir kararla olmalı. Lakin senin bunu talep edişin, sanki elindeki sopayla beni köşeye sıkıştırıp, mecazen gözlerimin içine baka baka, zorla bu hakkı almak ister gibi. Bu, bir nevi, “Sana yaptıklarımı kabul et ve unut” demekle eşdeğer. Ancak, içten bir özür, samimi bir pişmanlık olmadan, o hakkı helal etmek, sadece lafla olmaz.

Helallik istemek, öncelikle yaptığın hataları kabul etmek, zarar verdiğin kişiden içtenlikle özür dilemek ve bu hataları bir daha tekrarlamamak için gayret göstermekle olur. Yoksa sadece iki kelimeyle, yaşattığın tüm acıları, zorlukları, üzüntüleri bir çırpıda unutturma çabası nafiledir.

Öyle “hakkını helal et” demekle olmuyor, zira hakkı helal etmek, bir insanın içindeki derin yaraların kapanması, güvenin yeniden inşa edilmesi ve geçmişte yaşanan acıların samimi bir pişmanlıkla telafi edilmesiyle mümkündür. Bu, uzun ve sabır gerektiren bir süreçtir; sadece iki kelimeyle çözülebilecek bir mesele değildir

5/5 - (1 vote)
5/5 - (1 vote)

Bir yorum

  1. Merhaba,

    Yazınızın başlığı ve içeriği gerçekten düşündürücü ve çarpıcı. “Çektirdiğin kadar çekersin” ifadesi, hayatın adaletine ve karma felsefesine güzel bir gönderme yapıyor. Yaptığımız her eylemin bir geri dönüşü olduğunu bilmek, bizi daha dikkatli ve özenli olmaya teşvik ediyor.

    Hayatta bazen farkında olmadan başkalarına zarar verebiliriz. Ancak, önemli olan bu zararların farkına varmak ve gerektiğinde özür dileyip telafi etmeye çalışmaktır. İnsanların birbirine karşı duyarlı olması, empati kurması ve başkalarının duygularını önemsemesi, daha iyi bir dünya için atılacak önemli adımlardan biridir.

    Yazınız, bana hem kendi davranışlarımı gözden geçirmemi hem de başkalarına karşı daha anlayışlı olmam gerektiğini hatırlattı. Hayatın döngüsünde, iyilik ve kötülüklerin bir şekilde geri döneceğini bilmek, insanı daha sorumlu kılıyor.

    Emeğiniz ve paylaşımlarınızı takip ediyorum ve için teşekkür ederim. İyi günler dilerim.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*