Yeşil Yol’un duvarları yaylaları ortadan bölmeye başladı
KARADENİZ Bölgesi’nde 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak olan 2 bin 600 kilometrelik Yeşil Yol projesinde, bölge halkı ve çevrecilerin tepkileri nedeniyle bağlantısı yapılamayan Rize’nin Çamlıhemşin İlçesi Yukarı Kavron ve Samistal Yayla yolu güzergahında, yol genişletme çalışmaları sürüyor. Çalışmalar kapsamında yükselen ve yaylaları hançer sokulmuş gibi ikiye bölen taş duvarlar, doğal güzelliğe de darbe vuruyor.
Karadeniz Bölgesi’nde Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize ve Artvin illerinin yaylalarını 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki yolla birbirine bağlayacak olan Yeşil Yol projesinde yol genişletme, duvar ve köprü inşaatları sürüyor. Rize’de 7 ayrı noktada sürdürülen çalışmalarda tepkilere neden olan Rize’nin Çamlıhemşin İlçesi’nin 2 bin 300 rakımlı Yukarı Kavron ve Samistal yaylaları arasındaki bağlantı güzergahı, DHA tarafından havadan görüntülendi.
TEPKİ ÇEKEN YOL İNŞAATINDA SON DURUM- FOTO GALERİ
Kaçkar dağlarının karlı yamaçlarının eteğinde yer alan yaylalardaki yeşil örtü ve doğal güzellik, görenleri adeta büyülüyor. Ancak bağlantı yolu yapımına ara verilen yaylada mevcut yayla yolları genişletiliyor, taş duvarlar örülüyor. Yükselen taş duvarlar, doğal güzellikleri ile dikkat çeken yeşil yaylaları ortadan bölüyor. Duvarlar, yaylalarda otlamak için dolaşan besi hayvanları için de tehlike oluşturuyor.
MİMARLAR ODASI YEŞİL YOLA DİKKAT ÇEKTİ
Rize Mimarlar Odası, hazırladığı Yeşil Yol raporu ile projedeki eksikliklere dikkat çekti. Bir dizi sorular içeren raporda özetle şu ifadelere yer verildi:
HAVVA TEYZE TEPKİSİYLE DİKKAT ÇEKTİ
“2 bin 600 kilometre uzunluğundaki yoldan çıkacak tonlarca metreküplük toprak hafriyatı yaylaların flora ve faunasını bozmayacak mı? Bir yıl içerisinde bu güzergahtan 10 bin aracın geçeceğini varsayarsak, oluşacak çevre kirliği ve bu araçlar için gerekli akaryakıt istasyonlarının yaylalarda kurulacak olmasının neden olacağı çevre sorunları nasıl aşılacak? Bu yol ortalama 2000–2500 metre irtifadan geçeceğine göre orman sınırından geçilecek demektir ki bu da binlerce ağacın ortadan kaldırılmasını gerektirmeyecek mi? Bu güzergah üzerinde, yıl içerisinde 5-6 metre kar yağar ve geçilmesi zor doğal geçitler vardır. Bunların nasıl aşılacağı da açıklanmamaktadır. Anadolu’muza özgü yayla kültürü üzerine olası etkileri değerlendirilmeden yürürlüğe konulan bu proje yaylacılığı sonlandırmayacak mı? 2 bin 600 kilometrelik yol üzerinde kurulacağı açıklanan tesis ve oteller, Erzurum Palandöken’de olduğu gibi bölgenin halka kapanmasına ve ekonomik yönden güçlü firmaların bölgede hakimiyet kurmasına neden olmayacak mıı? Bu da bölge esnaf ve sanatkarını olumsuz etkilemeyecek mi? Yeşil Yol projesi için neden bağımsız kuruluşlara ÇED raporu hazırlatılmadı? Yeşil Yol projesi güzergahında bulunan İspir ilçesindeki zengin altın madeni yataklarının işletmeye açılması ile bu projenin bir bağlantısı var mıdır? Çünkü altın madenciliği ’siyanür’ demektir. Bölge halkının, Meslek Odaları’nın ve STK’ların görüşleri neden ısrarla alınmamaktadır?”
DOĞASEVER ARICI’DAN HEM ÖZELEŞTİRİ HEM UYARI
Çamlıhemşin İlçesi Ausor Yaylası’nda yıllardır arıcılık yapan 54 yaşında Durmuş Ali Sezgin de, Yeşil Yol projesiyle birlikte doğanın bozulacağı endişesi taşıdığını belirterek bölge halkının da hayvancılığa önem vermediği için özeleştiri yaptı.
İŞTE YEŞİL YOL GERÇEĞİ
“Yeşil Yol sadece insanların gezmesi, tozması ve eğlenmesine yönelikse bu doğayı tahrip eder, perişan eder. Ayder yaylasının hali ortada. Yeşil Yol ile birlikte yaylaları yanlış yapılanma ile tahrip edeceksek doğayı gerçek anlamda perişan ederiz ve bir daha da geriye dönüşü olmaz. Yeşil Yol projesine tümden karşı çıkmakta doğru değil. Bu vadide yaşayan insanların büyük bir bölümü gurbette yaşıyor. Bu insanların doğduğu yerde doyma şansı var. Turizm şimdilerde bir ekonomik değeri varmış gibi görünüyor ama öyle değil. Gerçekten bu bölgede insanlarımızı ekonomik değer sağlayacak alan hayvancılıktır. Hayvan burada 10 ay katkı vermeden beslenebilir. Devlet desteği ile insanları hayvancılığa yöneltmeliyiz.”
“BU DOĞAYI İNSANLARIMIZ BOZACAK DİYE KORKUYORUM”
‘VALİ BANA ÇAPULCU DİYEMEZ’
Yeşil Yolla bölgeye gelecek insanların doğayı bozacağını öne süren Sezgin, “Bunun örnekleri hemen yanımızda, Ayder ve Uzungöl yaylalarında yaşanıyor. Bu projenin çok dikkatli yapılması, özellikle yapılaşmaya kesinlikle karşı çıkılması lazım. Taş taş üstüne konduğu zaman ertesi gün devletin gelip bunu yıkması lazım. İnsanlarımız hiç kural tanımadan yaylaları düzensiz yapılaşmaya açar. Bizim insanımız bunu yapar. Para cezası da verilse bunu yapar. ’Bir yıl ceza yatayım ama pansiyonumu yapayım’ anlayışı oluştu. Bu anlayış doğayı bitirir. Yeşil Yol yapım çalışmalarında yol için ağaçlar kesildi. Kış şartlarında da ağaçlar kendiliğinden devrilir, ancak doğa kendini yeniler. Yol yapımında kesilen ağaçlar bu doğayı bozmaz. Ben doğayı insanlarımız bozacak diye korkuyorum. Yeşil Yol’un getirisi eğer insanlarımız yaylalarda hayvancılığa yönlendirilirse çok yüksek olabilir. Turizme yönelik projelerin tümü kötü sonuç verir” dedi.