DOK

DOK

DOK

DOK

DOK
türk topçusunun rus tümenlerin» püskürtmesi
bulgar âsileri ile savaşan türk süvarileri
Gazi Osman Paşa esir düşmesine rağmen Ruslar tarafından tebrik edilirken
Yılmaz Öztuna’nın «Resimlerle 93 Harbi* adlt eserinden
Bu sırada 25 000 kişilik Süleyman Pa§a kuvvetleri, Karadağ cephesinden alınarak gemilerle 21 temmuzda Dedeağaç’a çıkarıldı.
Süleyman Paşa, Karapınar kuzeyinde Rauf Paşa kuvvetleriyle birleşti. Maksadı, Eski Zağra ve Kızanlık üzerinden ilerleyerek Balkan geçitlerini tutmaktı. Fakat Ruslar, Rauf Paşa kuvvetlerinin gerilerine sarkmış bulundukları için, ters cephe ile başlayan savaşlar çok şiddetli oldu.
Sonunda Rauf Paşa çekilmek zorunda kaldı, Süleyman Paşa ise ilerleyerek Bulgarların yaktığı Eski Zağra’yı ele geçirdi.
Doğu Tuna ordusundaki hareketler. Osman-
lI doğu tuna ordusunun mevcudu Rusçuk’ta
20 000, batısındaki Kadıköy’de 22 500, Os-manpazarı’jıda 4 500, Tutrakan’da 10 000,
Silistre’de 9 000, Şumnu’da 13 000 ve Varna’da 9 000 kişi olmak üzere 90 000 kişiye Aziziye Anıtı ndan yaklaşmaktaydı. Yeni kumandan Mehmed detaylar Ali Paşa, elinde seyyar bir kuvvetin bulunması için bu birliklerden 48 piyade taburu, 28 süvari bölüğü ve 16 bataryadan ibaret bir kuvveti ayırarak 24 temmuzda Razgırat’ta topladı. Ayrıca taarruz için İstanbul’dan 36 tabur istedi. 20-30 Temmuz tarihlerinde bu bölgede çeşitli çarpışmalar oldu ise de önemli bir sonuç sağlanamadı.
İkinci Plevne savaşı. Ruslar Plevne’deki kuvvetlerini 26 000 kişiye çıkararak Plevne’-yı ikinci defa kuşattılar, fakat büyük kayıplar vererek geri çekildiler.
Şıpka muharebeleri. Süleyman Paşa ve Rauf Paşa kuvvetlerinden kurulu «Osmanlı Balkan ordusu» 19 ağustosta Kızanlık’ta toplandı.
Şıpka geçidini ele geçirmek isteyen Süleyman Paşanın 21 ve 22 ağustosta yaptığı saldırılar başarıya ulaşamadı. 24, 25, 26 ağustostaki kanlı savaşlar sonunda iki taraf da yorgun düştü. Osmanlılar Şıpka geçidini alamadıklarından, bulundukları yerlerde savunmaya geçerek mevzilerini sağlamlaştırdılar. Şîpka savaşları Balkan ordusunun du-ı umunu sarstı.
Üçüncü Pievne savaşı. İkinci Plevne savacından sonra 42 piyade taburu, 32 süvari bölüğü ve 18 bataryadan kurulu bir rumen ordusu da Ruslara katılmıştı. Ruslar önce Plevne’nin Filibe ile bağlantısını kesmek için Lofça’yı 33 taburluk bir kuvvetle ele geçirdiler. Bundan sonra Rumenler ile birlikte asıl taarruz gene Plevne’ye yöneltildi.
Her tabyaya ayrı ayrı yöneltilen saldırılar her gün yenileniyordu. Sonunda bazı tabyalar düştü, fakat halkın da yardımıyle yapılan karşı taarruzlarla Ruslar geri atıldı. Düşman kuvvetinin yarısını kaybederek çekilmek zorunda kaldı. Rus ve Rumen kayıpları toplamı 15 000’i buldu. OsmanlIların kayıpları ise 3 000 kadardı.
Osman Paşa bu savaşlarda tahkimattan geniş ölçüde faydalandı; karşı taarruzlarla aktif bir savunma yaptı ve sonunda giriştiği genel karşı taarruzla çok parlak bir başarı kazandı.
Plevne savaşlarının sonu. Savunmaya devam için beklenen yardım Plevne’ye 23 ey-
göstermiş olan Mehmed Ali Paşa, tam yetki ile Tuna ordusu kumandanlığına getirildi. Plevne bölgesindeki hareketler. Niğbolu muhafızı Hasar. Paşa, Atıf Paşa kumandasındaki 3 tabur ve 4 topluk kuvveti Plevne’nin kurtarılması için görevlendirdi. Rus süvarileri Plevne’de fazla kalmadan çekildikleri için Atıf Paşa kuvvetleri Plevne’ye girerek, Ziştovi, Niğbolu ve Lofça yönlerini tuttular. Bu sırada Vidih muhafızı Ösman Paşaya da osmanlı ordusunun batı yanını korumak ve Ruslar ile Sırpların birleşmesini önlemek görevi verildi. Osman Paşanın Vidin’-de 30-35 taburluk bir kuvveti vardı. Burada 11 tabur bırakarak geri kalan 24 tabur, 5 süvari bölüğü ve 8 bataryadan ibaret 17 000 kişilik kuvvetiyle 13 temmuzda Plevne’ye hareket etti. Güneyde Lofça’nın düşman eline geçmesi, Osman Paşa’yı zor duruma düşürmüştü. Ruslar 20 temmuzda 9 piyade taburu, 16 süvari bölüğü ve 6 batarya ile Plevne’ye karşı saldırıya geçti. Fakat üç osmanlı taburunun karşı taarruzu, Rusların durumlarını sarstı. Birinci Plevne savaşı adı verilen bu muharebede Ruslar yaklaşık olarak 2 500, Osmanlılar da 2 000 kayıp verdiler.
Doksanüç harbi
Foto. X. Erkıltç (MEYDAX)
lülde gelmeğe başladı. Eylül ortalarında Plevne ordusu 86 piyade taburu, 17’si nizamiye, 12’si gönüllü süvari bölüğü olmak üzere 65 000 kişiyi buldu; 85 top vardı.
Ruslar Rumenlerden aldıkları takviyelerle 150 000 kişilik kuvvet ve 558 sahra topu, 50 muhasara topu ile Plevne’yi tamamen kuşattılar. Çar da Plevne önüne geldi. Kasım ayı sonunda Plevne’de erzak çok azalmış, günlük yiyecek dörtte bire indiril* inişti. Hayvanlar da açlıktan ölmekteydi, arlık yeni yardım gelemezdi. Osman Pasa kurtuluş için kuşatma çemberini yarmaktan ba^ka çare olmadığını gördü. 9 Aralıkta karanlık basarken harekete geçildi. Osman Paşa ayağından yaralandı. Çok ağtr kayıplar verildi ve kurtuluş imkânı da kalmadığı bir anda Osman Paşa birkaç kat üstün olan düşman kuvvetleri karşısında kahramanca savaştıktan sonra esir düştü.
Batı Rumeli’deki son durum: Plevne’nin düşmesinden sonra Rumeli’deki savaş durumu OsmanlIların aleyhine döndü; 24 aralıkta Sırplar Niş’İ kuşattılar, Şıpkamdaki osmanlı kuvvetleri de üstün düşman taarruzları karşısında yenilgiye uğradı. Ruslar 1 ocakta Sofya’ya girdiler, Sofya doğusunda Süleyman Paşayı da yenen Ruslar verdikleri bir kararla Edirne üzerine yöneldiler; osmanlı kuvvetleri düzenli bir şekilde Edirne ve Ka-rağaç çevresine çekildi.
Tahkimli bir şehir olan Edirne, Plevne gibi savunulabilirdi. Fakat yapılamadı. Edirne valisi tarihî Edirne sarayında meydana getirilen cephanelik ve mühimmat depolarını havaya uçurduktan sonra çekildi. Rus-lar 20 ocakta (1878) Edirne’ye girdiler. Doğu cephesindeki savaşlar. Doğu Anadolu’da 55 000 kişilik bir osmanlı ordusu vardı. Bu ordunun kumandanı Ahmed Muhtar Paşa, 18 nisan 1877’de Kars’a gelerek göreve başladı, Ruslar 24 nisan 1877’de üç bölgeden sınırları aşarak Kars, Doğu Ba-yazıt ve Ardahan yönlerinde harekete geç* tiler. 17 Mayısta Ardahan düştü. Ahmed Muhtar Pasa, Erzurum ile Köprüköy arasında 20 000 kişilik bîr kuvvet topladı.
9 Temmuzda Kafkas orduları kumandanı grandük Mihail, Kars önündeki rus ordusunu geri çekti. Fakat Ahmed Muhtar Paşa, rus ordularını kuvvetli bulduğundan A-lacadağ-Başgedikler-Arpaçay hattında savunmağa karar verdi. 2 Ekimde yapılan savaşlarda Ruslar büyük kayıplara uğradılar, birlikleri yorgun olduğu için taarruzdan vazgeçerek kuvvetlerini Kurtdere-Uğurlu hattına geri Çektiler. Rus kuvvetleri büyük ve küçük Yahniler’de üslenmiş olduğu için «Yahniler zaferi» diye anılan bu başarı üzerine Ahıned Muhtar Paşaya Gazi unvanı verildi,
Bundan sonra Ahmed Muhtar Pasa Erzurum’u savunmak üzere kuvvetlerini tertiplemeğe ve mevzİlenmeğe girişti. 4 Kasımda Ruslar, Uzunahmet-Hamamderesi, Sivişli yönünden Erzurum yakınlarına sokulmağa başladılar. Akşam üzeri Deveboynu kesimini ele geçirerek Erzurum mevzilerini ikiye ayırdılar. Erzurum’un teslimini istediler. Ahmed Muhtar Paşa elinde kalan 8 000 kadar piyadeyi Erzurum’un doğu çevresindeki Mecidiye, Aziziye ve Ahali tabyaları ile güneydeki tabyalara yerleştirdi.
Aziziye baskını ve savaşları. Ruslar 9 kasım 1877 gecesi bir baskınla Aziziye tabyasını ele geçirmek istediler. Fakat halkın da katıldığı inatçı mukavemet karşısında Deveboynu’na çekilmek zorunda kaldılar. (Bk. AZİZİYE TABYASI). 18 Kasımda Kars kalesini ele geçirdiler. 5 Ocakta (1878) Erzurum’u tamamen kuşattılar. Kuşatma 31 ocakta mütarekenin imzalanmasına kadar süraü. Mütarekeye göre Erzurum içindeki asker ve mücahit kuvvetler şehri terk edince Ruslar Erzurum’u 8 şubatta işgal ettiler. Savaşla ele geçiremedikleri Batum da Berlin kongresinden sonra ruslara bırakıldı.
Doksanüç harbinin genel sevk ve idaresi ile yenilginin sebep ve neticelerini şöylece özetlemek mümkündür: bu savaşta türk ordusu, gerek Balkanlarda gerek Doğu Anadolu’da yer yer başarılar elde ettiği ve parlak kahramanlıklar gösterdiği halde malî sıkıntılar, cepheler gerisinde yol yetersizliği, yetişmiş subay azlığı, kumandanların anlaşamaması ve özellikle askerî harekâtın Yıldız sarayından idaresine kalkışılması yüzünden
yenilgi gecikmemiş ve Rusların İstanbul ön’ lerine kadar sokulmasına engel olunamamıştır. Askerin bozgunu ve hicret eden halkın perişanlığı son dereceyi bulunca, Ab-dülhamid II rus çarına başvurarak barış istemiştir.
Mütareke görüşmeleri, Süleyman Paşanın 6 ocakta (1878) yenilmesi üzerine Abdülhamid II, serasker Rauf Paşayı mütareke için görevlendirdi. Görüşmelere ancak 20 ocakta başlanabildi. Rusların bütün teklifleri kabul edildi. Bu ağır durum, Avrupa devletlerini harekete geçirdi. Avusturya, Viyana’-da bir konferans toplanmasını İstedi, İngiltere de donanmasını Marmara’ya gönderdi.
Ruslar mütareke görüşmelerinde, Bulgaristan’a ve Karadağ’a bağımsızlık verilmesini, Romanya ve Sırbistan’ın bağımsızlıklarının onaylanmasını, Bosna ve Hersek’te bağımsız bir İdare kurulmasını istedikleri harp tazminatını, kendilerine verilecek toprakları, Boğazlar’da korunacak rus çıkar ve yararlarını belirterek barış görüşmelerinin aralıksız olarak kendileriyle yapılmasını şart koştular. Vidin, Rusçuk, Silistre ve Erzurum kaleleri de Ruslara teslim edilmek üzere Ön görüşme 31 ocakta, barış antlaşması 3 mart 1878’de imzalandı. (Bk. ayas-TAFANOS ANTLAŞMASI.) [-> Bibliyo.] (M> Doksanüç ihtilâli (Quatre vingt-Treize), Victor Hugo’nun romanı (1874). Romanın başlıca kişileri Lantenac markisi, Cimo-urdain ve Gauvain’dir. Lantenac markisi eski fransız aristokrasisini temsil eder. Vendée ayaklanmasının elebaşısıdır. Cimour-dain. Konvansiyon delegelerinin katı ve uzlaşmaz faziletinin sembolüdür. Markinin yeğeni olan Guavin ise, devrimci düşüncelerin etkisi altındadır; Cimourdain onu evlât edinmiştir. G au vain, Vendée’de cumhuriyetçi birliklere kumanda eder. Bu savaşta yenilen Lantenac yakalanıp tutuklanırsa da, bir köylü, gizli bir geçitten geçirerek onu kurtarır. Fakat marki, bir yangında diri diri yanmakta olan çocukları kurtarmak için geri döner, Cimourdain tarafından tevkif edilir. O gece Gauvain onu kaçmağa zorlar. Bunun üzerine Cimourdain en küçük bir sapmayı affetmeyen kişiliği ile Gauvaİn’i giyotine gönderir. Giyotinin satırı Gauvain’in başına inerken bir silâh sesi duyulur: Cimourdain beynine bir kurşun sıkmıştır. Konvansiyon meclisinin tarihî bir tablosunu çizen parça, bu epik romanın en ünlü bölümüdür, (l)

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*