Afrika’nın güneyinde bir kara ülkesidir. Eskiden Rodezya adlı bir İngiliz sömürgesi olan ülke, kuzeybatısındaki Zam-bezi Irmağı ile Zambia’dan, güneyindeki Limpopo Irmağı ile de Güney Afrika’dan ayrılır. Mozambik ve Botsvana; Zimbabve’ nin öbür komşulandır.
Zimbabve büyük Orta Afrika yaylasının bir bölümünü oluşturur. Ülkenin Zambezi ve Limpopo vadileri dışındaki büyük bir bölümü deniz düzeyinden 600-1.200 metre yüksekliktedir. Zimbabve’nin en yüksek yeri, ülkenin doğusunda 2.596 metreye ulaşan Inyangani Dağı’dır. Güneybatıda Bulavvayo yakınındaki
ZİMBABVE’YE İLİŞKİN BİLGİLER
YÜZÖLÇÜMÜ: 390.759 km
NÜFUS: 9.122.000 (1989).
YÖNETİM: İngiliz Uluslar Topluluğu üyesi bağımsız cumhuriyet.
BÂ’şkENT: Harare.
DÖ’ĞÂL YAPI: Büyük Orta Afrika yaylasının bir bölümünü oluşturan bir kara ülkesidir.
BAŞLICA ÜRÜNLER: Tütün, asbest, krom, altın, mısır, et, demir ve çelik, dokuma, giysi, şeker, kömür. ÖNEMLİ KENTLER: Harare, Bulavvayo, Mutare. EĞİTİM: İlköğrenim parasızdır.
granit Matopo Tepeleri 1.500 metreden yüksektir. Eski adı Salisbury olan başkent Harara deniz düzeyinden 1.483 metre yüksekte kurulmuştur. ‘ .
Ülkenin tümü dönenceler bölgesinde yer alır, ama yüksek olması nedeniyle hava sıcaklığı ender olarak çok yüksek olür. Zimbabve’ de mayıs ile temmuz ayları arasında serin ve yağışsız bir kış, ekime kadar sıcak bir mevsim, nisana kadar da sıcak ve yağmurlu bir yaz mevsimi görülür. Bu iklim, savanların ya da üzerinde yer yer ağaçlara rastlanan otlaklann oluşmasına elverişlidir. Ama, doğudaki dağlık bölgelerde podocarpus, sedir ve maun ağaçlarından oluşan sık ormanlar vardır. Devlet ormanlarında yetiştirilen ağaçların başlıca-ları tikağacı, çam ve okaliptüstür.
Zimbabve’de bol bulunan yabanıl hayvanlar arasında aslan, pars, çita, sırtlan, kuyruk-süreşn, bal porsuğu, maymun, babün, fil, suaygırı ve zürafa sayılabilir. Ayrıca boğa antilobu, kudu, impala,. su antilobu gibi birçok antilop çeşidi .vardır. Ülkedeki birçok ulusal parkın en büyüğü kuzeybatıdaki’Hwan-ge Ulusal Parkı’dır.
Ülke halkının çoğu, Şona ya da Baridebele kabilelerindendir. Birçok insan köylerde yaşar ve geçimlerini sığır, mısır ve darı yetiştirerek sağlar. Ülkede ilk ve orta dereceli okulların yanı sıra bir de üniversite vardır.
Zimbabve’nin büyük kentleri başkent Ha-rare, güneybatıdaki Bulavvayo, Mozambik sınırına yakın Mutare ve ülkenin orta bölümündeki Gweru,Kwekwe ve Kadoma’dır.
Tarım ve SanayiZimbabve’nin güneşli iklimi ve oldukça kumlu toprağı, bağımsızlık öncesinin en değerli ürünü olan tütün üretimine uygundur. En çok üretilen tahıl olan mısırı darı ve buğday izler. Yerfıstığı, pamuk, şekerpancarı, kahve, çay ve sebzeler öbür ürünlerdir. Sığır yetiştiriciliği de çok önerrili bir ekonomik etkinliktir.
Başlıca mineraller asbest, krom ve altındır; ama Zimbabve’de bakır, kalay ve kömür de çıkarılır. Başlıca kömür yatakları kuzeybatıdaki Hvvahge’dedir. Demir ve çelik, demir
The Light Indıısıry/P. Willis
Zimbabve’nin en yüksek yeri, ülkenin doğusunda 2.596 metreye ulaşan Inyangi Dağı’dır.
Zimbabve’deki bir plantasyonda ülkenin başlıca ürünlerinden olan tütün ekimi.
cevheri ve kireçtaşı yataklannm bulunduğu Kwekwe bölgesinde üretilir. Kwekwe’deki ağır sanayinin yanı sıra,,çoğu büyük kentte bulunan fabrikalarda metal ürünleri, kumaş, giysi ve ayakkabı gibi mallar üretilir. Muta-re’de odun hamuru ve kereste üretilir; Kador ma’da pamuk işleme fabrikaları vardır. Zim-babve’de radyo, çimento, araba lastiği üreten ve motorlu araç montajı yapan fabrikalar da vardır. -ı
Ülkenin elektrik enerjisinin çoğu Kariba Gölü’nden sağlanır. Bu göl Victoria. Çağlaya-nı’ndan yaklaşık 500 km kadar aşağıda bulunan Kariba Boğa-zı’nda Zambezi Irmağı üzerinde yapılan Kariba Barajı’nın oluşturduğu bir baraj gölüdür. 128 metre yüksekhğinde ve 686 metre uzunluğundaki bu beton kemer barajın üzerinden bir de karayolu geçer. 1955-59 arasında yapılan barajın oluşturduğu göl 280 km uzunluğundadır. Ülkede petrol demiryoluyla taşınır.
Güney Afrika, Zambia ve Mozambik de-miryollarıyla bağlantılı olan Zimbabve demir-yollan ülke ticaretinde yaşamsal önem taşır. Karayollan da oldukça iyi olan Zimbabve’nin başkentinde uluslararası bir havalimanı bulunur. Öbür büyük kentler arasmda da havayolu ulaşımı vardır. ?
Zimbabve’de 500 bin yıl önc.e%a|anıjş olari. Taş Devri insanlannın kauntılarj bulunmuştur. Bantu dili konuşan ka.bilejet î 5.’-10. yüzyıllar arasında kuzeyden gelerek ülkenin
ilk yerlileri olan Buşmanlar’ı Kalahari Çölü’ ne sürdüler.
Zimbabve’nin daha sonraki tarihi üç döneme ayrılabilir. îlk dönemde bir Afrika imparatorluğu vardır. Daha sonra Avrupalılar gelmiş. ve “sömürge dönemi” başlamıştır. Günümüze kadar gelen sonuncu dönemde, ülke Siyahlar ile beyaz azınlık arasındaki iktidar kavgasıyla bölünmüştür.
■Zimbabve adı, ortaçağda Afrika’nın güneyinde gelişen zengin bir imparatorluğun adından kaynaklanır. Bu imparatorluğun en çarpıcı anıtı, Masvingo’nun yaklaşık 27 km güneydoğusunda yer alan ve Büyük Zimbabve Yıkıntılan olarak bilinen bir grup taş kalıntıdır. Bunlar Afrika’nın güneyinde bulunan bu tür kalıntıların en büyüğü ve en ünlüsüdür.
Arkeologlar radyoaktif karbonla tarihlen-dirme yöntemi kullanarak Büyük Zimbabve’ nin en eski bölümlerinin İS 8. yüzyıldan kalma olduğunu ortaya çıkardılar. Burası,
11.-15. yüzyıllar arasında, zengin ve zorba bir yönetici sınıfın egemenliğinde olan güçlü bir Bantu krallığının başkentiydi.’ Ülkede çıkarılan altın karşılığında, kıyıdan iç bölgelere getirilen Çin porseleni ve başka mallar alınırdı. Zimbabve, kuzeyde bugünkü Zaire’ye, doğuda Mozambik kıyılarına kadar uzanan alandaki birçok güçlü krallıktan biriydi.
Portekizliler 16. yüzyıl başlarında Doğu Afrika’ya geldiğinde, Zimbabve uygarhğının ortadan kalkmış olduğunu gördüler. Bu’ bölgeye ulaşan ilk Avrupalı’nın, kıtayı doğudan batıya baştan başa geçmeyi deneyen ve 1511 dolaylarında Kwekwe yöresine gelen Antonio Fernandes olduğu sanıhr. O sıralarda, Mono-motapa adıyla bilinen ve bugün Harare’nin bulunduğu yerin yaklaşık 150 km kuzeyindeki bir köyde yaşadığı anlaşılan hükümdarın gücü azalmaktaydı.
1830’da, Bantu dili konuşan gruplar, bu kez güneyden gelerek ülkeye büyük bir göç başlattılar. Onlardan sonra Kap Kolonisi’nden ‘beyazlar geldi. Bürilârdan Cecil Rhpdes, tüm Orta Afrika’yı İngiliz împaratorluğu’nün bir parçası dürumuiia getirmeyi düşlüyordu ve Rodezya (onun onuruna t>u âd verildi) büyük ölçüde pnüri çabalan’ sonucu oluştu^ (baki Rhodes. Çecİl). ‘ “
Rodezya’yı önceleri İngiliz Güney AfrikaUzun zaman önce yok olmuş bir uygarlıktan kalmış olan BüyükZImbabye Yıkıntıları. .Kumpanyası yönetti; ama 1923’ten sonra Rodezya, birçok yetkinin yerer yönetimin elinde olduğu bir İngiliz sömürgesine dönüştü. RodezyalI beyazlar AfrikaMaki öbür sömürgelerin bağımsızlıklarını kazandığı 1960’larda bile yönetimi bırakmayı kabul etmediler. Rodezya Başbakanı lan Smith 1964’te İngiltere’den ülkenin tam bağımsızlığının verilmesini istedi. İngiltere, Siyahlar’a hükümette uygun bir yer verilmediği sürece bu isteği kabul etmeyeceğini bildirdi.
Rodezya hükümeti ise, 11 Kasım 1965’te tek yanlı olarak bağımsızlık ilan etti. İngiltere bu ayaklanmayı sona erdirmek amacıyla (Birleşmiş Milletler’in desteğiyle) Rodezya’ya ticari yaptırımlar uygulamaya girişti.
1970’te Rodezya’da cumhuriyet ilan edildi. Ama, çok az devlet bu kararı tanıdı. Uluslararası alanda soyutlanan be,yaz RodezyalIlar Güney Afrika’ya yaklaşarak, oradakine benzer bir Apartheid (ırk ayrımcılığı) politikası uygulamaya başladılar. 1972’den başlayarak Zambia ve Mozambik’te üslenen Yurtsever Gephe’nin milliyetçi gerillaları Rodezya’daki beyaz azınlık yönetimine karşı savaşa başladılar.
Savaş giderlerinin giderek artması sonucunda Rodezya yönetimi ülkedeki bazı Siyah önderlerle bir antlaşma yaptı. Ama, Yurtsever Cephe’nin önderleri Robert Mugabe ve Joshüa Nkomo bu antlaşmayı kabul etmedi ve savaşa’ devam etti. 1979’da yapılan görüşmeler sonucunda bir antlaşmaya varıldı. 1980’de Zimbabve adıyla bağımsızlığını kazanan ülkenin başbakanı Robert Mugabe oldu.
ZİMBABVE,
18
Nis