Bütün kuzey yanküreye yayılmış olah’iardıçlar yaprak dökmeyen,-hoş kökülu ağaç, iağa^ık ya da çahlardır. 60-70 kadar türü olan bu iğneyâpraklı ya da’ közalaİdı bitkiler servigiller {Cupressaceae) fâmilyası-mn Juniperus cinsini oluşturur. İğheyap’raklı-lann öbür büyük grubu olan çarhgiller {Pina-ceflg)-familyasimn üyeleri ile ardıçlar arasındaki en önemli fark meyvelerde (kozalaklar-
da) ortaya çıkar. Ardıçlann kozalaklan üç puldan oluşan, 1 cm çapında küçük ve etli meyveler biçimindedir. Meyveler olgunlaştığında karanr ve üstleri gri-mavi renkte, müm-su bir maddeyle kaplanır.
Ardıç türleri arasında ağaççıklara, hatta 30 metreye kadar boylanabilen ağaçlara rastlanırsa da türlerin çoğu dik ya da yere yatık olarak gelişen çalılardır. Yapraklan genellikle
KALEM ARDICI iğne biçimindedir, ama bazı türlerde dallara sıkıca yapışmış küçük pul biçiminde yapraklar bulunur. Örneğin Avrupa’da ve ülkemizde yaygın olan adi ardıcın {Juniperus communis) yapraklan, dallann çevresinde halka biçiminde dizilmiş birer iğneyapraktır. Oysa Kuzey Amerika’da yetişen kalem ardıcının ya da Virğinia ardianın (Juniperus virginiana) ikişer ikişer karşılıklı dizilmiş küçük pülsu yapraklan vardır. 27 metreye kadar boylanabilen ve gövdesinin çapı 1 metreyi aşan Doğu Afrika ardıcının (Juniperus procerd) gövde kabuklan lif lif aynlarak yere doğnı sarkar.dıçlar güzel görünümlerinin yanı sıra çeşitli ürünlerinden yararlanılan değerli ağaçlardır. Adi ardıcın kozalaklanndan eczacılıkta ve cin yapımında kullanılan keskin kokulu, uçucu bir yağ çıkanlır. Aynca Laponya’da bu ağacın lifli kabuklanndan halat yapıhr.
‘ Yapraklanmn ve mavi kozalaklannın güzel görünüinü nedeniyle Kuzey Amerika’daki park ve bahçelerde süs ağacı olarak yetiştirilen kalem ardıcının hoş kokulu kerestesi de çok değerlidir. Bu ağacın kolayca yontulabi-len düzgün damarlı odunu öteden beri kurşunkalem yapımında kullanılır. Kalem ardıç-lannın giderek azalması nedeniyle son yıllarda Doğu Afrika ardıcının odunu da bu amaçla kullanılmaya başlanmıştır.
Birmanya’nın dağlık bölgelerinde ve Hima-layalar’da yetişen Çin ardıcının (Juniperus chinensis) hoş kokulu kerestesi de Çin’de tabut yapımında kullanılır. Özellikle Akdeniz çevresinde yetişen katran ardıcından {Juniperus oxycedrus), deri hastalıklannın tedavisinde kullanılan ardıç katranı elde edilir. Anadolu’nun dağlık yörelerinde de çok yaygın olan bodur ardıç {Juniperus nana) ise yere yayılarak gelişen bir çalı olduğu için toprak kaymasını önlemekte çok etkilidir.
ARDIÇKUŞU. Ardıçkuşlan özellikle Avrupa, Asya ve Amerika kıtalarında birçok türü yaşayan güzel ötüşlü kuşlardır. Turdidae familyasından olan bu kuşların uzunluktan türüne bağlı olarak 10 ile 30 cm arasında değişir. Genellikle sırtlan kahverengi, göğüsleri beyaz üstüne kara beneklidir. Gagaları ve bacaklan oldukça ince olan ardıçkuşlannm kanatlan ve kuyruklan pek uzun sayılmaz.
Ardıçkuşlan daha çok hayvansal, ara sıra da bitkisel besinlerle beslenir. Birçoğu böcek ve solucan gibi en sevdiği yiyecekleri bulmak için yerde sıçrayarak dolaşırken, bazı türler de bir ağaca tüneyip yerde gördüğü avın üstüne hızla atlar. Avrupa’nın birçok yerinde ve Türkiye’de yaşayan ötücü ardıçkuşu {Tur-dus philomelos), salyangozlan yiyebilmek için hayvanı gagasıyla tutup bir taşa vurarak kabuğunu kırar. Bazı türler yere düşmüş meyveleri gagalar, bazılan da ağaçlann arasında uçarak dalındaki meyveleri yer.
Ardıçkuşlannm birçok türü ormanlann derinliklerinde ya da çevresinde bannır, bir bölümü de açıklık yerlerde yaşar. Bu kuşlardan bazılan bahçelerin, çayırlann ve gölgeli ağaçhklann alışılmış konuklandır. Kuzey enlemlerinde yaşayan türler, bazen çok uzun yol alarak kışın güneye doğru göç ederler. Hemen hepsinin ötüşü hoş ve melodiktir; özellikle bazılan duru, akıcı ve çan sesini andıran çınlamalı ötüşüyle dikkati çeker.
Ardıçkuşlan ilkbaharda çiftleşir ve genellikle ağaç dallanna, çahlann araşma, hatta bazen duvar çatlaklanna, ağaçlann oyuklan-na ve yapılann saçaklanna çanak biçiminde yuvalar yaparlar. Dişi kuş yuvaya beyaz ya da mavi renkte, bazen üstü benekli, üç ile altı arasında yumurta bırakır. Bazı türlerde yalmz dişi, bazılannda da erkek ve dişi sırayla kuluçkaya yatarlar. Ana babanın elbirliğiyle besleyip gözettiği yavrular iyice büyümedikçe )oavadan aynimaz.
Eskidünya, yani Avrupa ve Asya kıtalan, ardıçkuşlan açısından Yenidünya’dan daha zengindir. Avrupa’nın kuzeyinde üreyen ve yazı burada geçirdikten sonra kışın Türkiye, İtalya ve Yunanistan gibi güneydeki daha sıcak ülkelere göç eden bayağı ardıçkuşu {Turdus pilaris) Eskidünya’da en çok görülen türdür. Aslında Türkiye’de ardıçkuşu dendiğinde ilk akla gelen bu kuş olur; bu yüzden öbür türlerden 9yırt etmek gerektiğinde bayağı ardıçkuşu denir. Türkiye’de kışlayan türlerden biri de, adını kanatlannın altındaki tüylerin bakır kırmızısı renginden alan paskanattır {Turdus iliacus). Gene Eskidünya’da yaşayan ökse ardıçkuşu {Turdus viscivorus), şubat başlarında ağaçlann çatallanmış dallanna yuva yapar. Bu iri kuş, yuvasına ve yavrulanna yaklaşan davetsiz konuklan kaçırmak için korkusuzca dalışa geçebilir.
Avrupa ve Türkiye’nin birçok bölgesinde
Ötücü Ardıçkuşu Ökse Ardıçkuşu
Avrupa kıtasında en çok görülen ardıçkuşu türleri.
AUan D. Cruickshank/National AUdubon Sociery
Ardıçkuşları beyaz üstüne kara benekli göğüsleri ve güzel, duru ötüşleriyle tanınır.
görülen kara bakal ile boğmakh bakal da gerçekte birer ardıçkuşu türüdür. Ama biri kapkara tüyleri, öbürü de boynundaki yakalık gibi beyaz lekesi nedeniyle değişik adlarla anılır, {Ayrıca bak. Bakal.)