Deve, devegiller (Camelidae) familyasının Camelus cinsini oluşturan iki evcil hayvan türünün ortak adı. Develer yük çeki ve binek hayvanı olarak kullanıldığı gibi, yünü, sütü, derisi ve eti için de beslenir. Yalnızca evcil türleriyle tanınan bu hayvanların yabanıl atalarından bu yana pek az değişikliğe uğradığı sanılmaktadır.
Devenin iki türü Hindistan, Pakistan, Afganistan, Mısır, İran, Suriye, Arabistan gibi Güney Asya ülkeleri ile Afrika’da yetiştirilen tek hörgüçlü deve (C. doremedarius) ve Orta Asya’da yetiştirilen çift hörgüçlü deve (C. bactrianus)dir.En belirgin özelliği hörgüçlerinde yağ depolayabilme yeteneği olan bu hayvanın uzun bacakları, yumuşak yayvan iki toynaklı ayakları kumda ya da karda yürümesini kolaylaştırır. Aynı yandaki bacaklarını birlikte kaldırarak kendine özgü bir biçimde koşar. Ayrıca iki sırada üç tane koruyucu kirpiği, tüylü kulak delikleri, gereğinde kapanabilen burun delikleri, keskin görme ve koku alma duyuları da kum fırtınası gibi elverişsiz çevre koşullarına uyum sağlamasına yardımcı olur. Gövdesini örten iki tip kıldan alttaki ince ve kısa olanlar bazı yumuşak ve dayanıklı kumaşların yapımında kullanılır. Genellikle çökerek dinlendiği ve bu konumdayken yüklendiği için gövdesinin yere değen bölümlerinde nasırlaşmış deri katmanları oluşur.Deve, 50 °C sıcaklıkta 9 gün aç-susuz kalabilir. Bu süre içinde toplam ağırlığının %22’sini kaybeder. İnsan, vücudunda bulunan suyun %12’sini kaybettiğinde ölürken, deve, vücudundaki suyun %40’ını kaybettiği halde ölmez. Devenin susuzluğa dayanıklılığının diğer bir sebebi de, gündüz vücut ısısını 41 °C’ye kadar çıkartan bir mekanizmaya sahip olmasıdır. Bu sayede gündüz aşırı çöl sıcağında su kaybını minimum seviyede tutabilmektedir. Soğuk çöl gecelerinde ise vücut ısısını 30 °C’ye kadar düşürebilmektedir. Deve bir su kaynağı bulunca 80-90 litre su içer.İyi bakıldığında ve eğitildiğinde deve aslında uysal hayvanlardır; ama çiftleşme (aşım) mevsiminde hırçınlaşır ve kızdırıldığında tükürür, tehlikeli biçimde ısırır ya da tekme atar. Ayrıca tek hörgüçlü türün erkeği kızdığı zaman ağzının yanından yumruk büyüklüğünde kırmızı renkli ve içi hava dolu sümüksü bir kese (kızgınlık kesesi) çıkarır. Deve, diğer memelilerde olduğu gibi doğurarak çoğalır.Deve güç iklim koşullarına dayanıklı, az besinle yetinebilen hayvandır. Gerektiğinde dikenli bitkiler ve kuru otlarla beslenebilir. Yeterli yiyecek bulamayınca hörgüçlerinDeve güç iklim koşullarına dayanıklı, az besinle yetinebilen hayvandır. Gerektiğinde dikenli bitkiler ve kuru otlarla beslenebilir. Yeterli yiyecek bulamayınca hörgüçlerindeki yağı kullanır. Hörgüçte depolanan yağ ırka ve beslenme koşullarına göre değişmekle birlikte, iyi beslenen develerde 700–900 kg’ye kadar çıkabilir. İyi beslenmiş devenin yağla dolu olan hörgücü dik durur. Yağ azaldıkça daralır ve ucu bir yana doğru sarkar. Sanılanın tersine mide ve hörgüçlerinin su depolama özelliği yoktur. Ama susuzluğa günlerce dayanabilir. Vücut sularını yavaş yitirir ve 10 dakikada yaklaşık 60 litre su içerek kaybettiği ağırlığı yeniden kazanır.deki yağı kullanır. Hörgüçte depolanan yağ ırka ve beslenme koşullarına göre değişmekle birlikte, iyi beslenen develerde 700–900 kg’ye kadar çıkabilir. İyi beslenmiş devenin yağla dolu olan hörgücü dik durur. Yağ azaldıkça daralır ve ucu bir yana doğru sarkar. Sanılanın tersine mide ve hörgüçlerinin su depolama özelliği yoktur. Ama susuzluğa günlerce dayanabilir. Vücut sularını yavaş yitirir ve 10 dakikada yaklaşık 60 litre su içerek kaybettiği ağırlığı yeniden kazanır.Tek ve çift hörgüçlü deve çok geniş bir alana dağılmış olduğundan bazı bölgelerde damızlık seçimine bağlı olarak yer yer birbirinden farklı özellikler gösteren çeşitli ırklar türemiştir. Yalnızca Afrika’da 20 kadar tek hörgüçlü deve ırkı bulunmaktadır. Çift hörgüçlülere uygulanan bakım ve besleme genellikle daha yetersiz olduğundan bunlar arasında tek hörgüçlülerde rastlanan Mehari, Hecin ve Bikanir gibi seçme sonucu elde edilen ırklara rastlanmaz. Bununla birlikte çift hörgüçlüler arasında Türkistan, Moğol ve Kalmık gibi birbirinden az çok farklı tipler ortaya çıkmıştır. İklim koşulları çok değişken olan ve kışları sert geçen Türkiye,Mısır ,Türkistan, İran gibi ülkelerde ise iki tür arasında melezleme yapılmaktadır. Çok eskiden beri bu yöntemle melez azmanlarının oluştuğu ve melez azmanı döllerin gövde yapısı, kemik sağlamlığı, kas gelişmesi, çevre koşullarına dayanıklılık ve iş verimi açısından söz konusu iki türe üstünlük sağladığı anlaşılmıştır.
Türkiye’de tek ve çift hörgüçlü develerin melezlenmesi ile elde edilen en önemli melezlerden biri Tüylü (ya da Tülü) devedir. Tüylü devenin erkeğine “Besrek”, dişisine “Maya” denir. Soğuk bölgelerde kullanılan bu hayvanlar tek hörgüçlü ve uzun tüylüdür. Maya ile çift hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesinden elde edilen çift hörgüçlü “Tavsi” deve; “Besrek” ile tek hörgüçlü dişi devenin geriye melezlenmesinden elde edilen ve özellikle Aydın ile Adana arasındaki Yörükler tarafından yetiştirilen kısa tüylü “Teke devesi”; dişi “Tekenin” “Buhur” erkeği ile geriye melezlenmesinden elde edilen “Kerteles” devesi; “Maya” ile tek hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesinden elde edilen “Yeğen” devesi öbür önemli melezlerdir.
Eskiden Türkiye’de ulaştırma ve özellikle ordu hizmetinde kullanılan devenin işlevi giderek azalmıştır. 1937’de 120 bine yaklaşan deve sayısı 1980’de 12 bine, 1984’te 3 bine kadar düşmüştür. Bugün deve özellikle Yörükler arasında göç zamanı eşya taşımakta, zeytincilik bölgelerinde ulaşımı güç yerlerde devşirilen ürünlerin taşınmasında, Güney veDoğu Anadolu’daki kurak ve yolu yetersiz bölgelerde yük hayvanı olarak kullanılmaktadır.