‘SİN’,ŞIN’A GİRDİĞİNDE ‘MİM’İN KABRİ ORTAYA ÇIKAR
Selim Han binip yularını eyer hanesine bırakır. At kişneyerek oynayıp zıplayıp haykırarak Sâlihiyye’ye varıp bir çöplük yığını üzerine çıkıp eşinmeye başlar. O mertebe eşinir ki Selim Han üstünde takat getiremeyip mecburen iner. Ta ki o at eşine eşine bir dört köşe taş çıkar…
Hikmet-i Hüdâ bir gün Selîm Han, Şam kışlağında Kemal Paşazade ile kitap tetebbu‘ ederken Muh- yiddin Arabî Hazretleri’nin bir risalesinde “izâ câe’s-sîn dahale’ş-şîn zahara merkadü’l-mîm” (‘Sin [Selîm]’, ‘Şın [Şam]’a girdiğinde Mim’in [Mu- hiddin] kabrini izhar eder), lafzını görüp sîn’den murâd Selîm’dir, “dahale’ş-şîn”den murâd Selîm Şam’a dâhil ola, “zahara merkadü’l-mîm”den murâd Muhyiddin’in kabri zâhir ola, diye mana vermiş. Hemen: ‘Efendi, Muhyiddin’i ziyaret edip kabrini de ortaya çıkaralım’ diye Şam’ın yaşlı insanlarından sual ettiler. Asla bir kimse bir şey söyleyemedi. Bazıları, mezarı Şam’ın et- rafmdadır, fakat kabir belli olmadığından ،M[uhyiddin]’in kabri zâhir olur’ diye buyurdukları budur, dediler. Selîm Han hayli üzülür, o gece rüyasında görür ki Hazret-i Muhyiddin gelip: ‘Yâ Selîm, senin Şam’a gelmeni beklerdim, safa geldin. Mısır gazan müyesser oldu, sana tebşîr (müjde) ettim.
Sabah ıstablmdan (ahır) bir siyah ata bin. O at seni bana getirip bulur. Beni çöplükten kaldırıp bu Sâlihiyye’de bana 4 bir türbe, tekke, cami, imaret, medrese, sıbyan mektebi, i hamam, mahkeme, dârüşşifa, dükkânlar, çeşme yap ve | arklar ile sular getirip benim Sâlihiyye’mi imar eyle. Yürü işin Allah rast getirip Mısır fethi müyesser oldu’ der. Selim Han bu vakıayı görüp uykudan uyanıp, ‘Tez bir siyah at eyerlen’ der.
‘Siyah at yoktur’ derler.
‘Muhakkak bulun’ diye emreder.
Bilahare bir siyah bakımsız saka beygiri var imiş. Bütün hizmetkârlar başına üşüşüp buna bir tımar ederler ki | beygirin aklı başına gelip eyerlerler.
Muhyiddin-i Arabi Hazretlerinin Kerameti
Selîm Han binip yularını eyer hanesine bırakır. At kişneyerek oynayıp zıplayıp haykırarak Sâlihiyye’ye varıp bir çöplük yığını üzerine çıkıp eşinmeye baslar. O mertebe eşinir ki Selîm Han üstünde takat getiremeyip mecburen a iner. Ta ki o at esine esine bir dört köşe taş çıkar. At da v, eşinmekten vazgeçer. Sanki hizmeti yerine getirmiş gibi ^ Selîm Han’ın yanma gelip sakin durup hâl dili ile: ‘İşte Muhyiddin’in kabri’ der. O an Selîm Han taşa bakıp görür ki bir celî hatt-ı Kûfî ile, “Hazâ kabru Muhyiddin” yazılmış. Meğer zaman-ı kadîmde inkarcılar şeyhin bazı te’lîfât-ı tasavvufâtlarının tadına varamayıp küfürle suçlayıp mübarek kabrinin üzerine çöp yığıp kabri kaybetmişlerdi. Derhâl Selîm Şah Şam’ın ne kadar mühendis mimar, yapı ustaları ve ırgatları var ise toplatıp bizzat kendileri etekleri ile şeyhin hizmetinde bulunmak için çöp taşıyınca bütün Islâm askeri de taşıyıp göz açıp kapayıncaya kadar temizlendi. Buraya tamamen kurşunla örtülü han, cami,imaret؛ medrese, mektep, türbe, mahkeme, ziyafet evi ve dârüşşifa insa etmiştir.
Mısır’ın Fethini Müjdeleyen Âyet-i Kerîme
Sonra Selîm Han, Şam kışlasında âlim ve marifet sahiplerinden bazı kimselerle ülfet edip can sohbeti eder. Meeliste bulunan bir âlim: ‘Ey Selîm Han! Senin için Cenâb-1 Rabbü’l-Izzet Kuran-ı Azîmde Mısır fatihi olacağını âsikâre eylemiştir ki bunu da Hazret-i Ali (k.v.) çıkarıp imam Hüseyin’e, imam Hüseyin Zeynelâbidin’e, ondan Seriyy-i Sakatîve ondan Cüneyd’e tebliğ eylediler ki Kur’ân-1 Azîmin ve Fıırkân-ı Mecîd’in her lıurûfu kıyamet gününe dek gelip geleceğe işaret rumuz [٧] künuzdur. ‘(Kendisine) ilim öğrettiğimiz (kullarımızdan bir]ni buldular)’ [Kur’ân-1 Kerîm, Kehf Süresî, 65] ama ehil olan bu kadarca if$a etmeye izinlidir, fazlasına izin ه.rutkoy âyet-i şerife (nin meali) hııdıır• And olsun Zikir’den sonra Zebur’da da: Yeryüzüne salih kullarım mirasçı olacaktır, diye yazmıştık” [Enbiyâ Sûresi, 105], Velekad lafzı 140’tır. ‘Selîm’ işmi de 140’tır ve Selîm olduğuna işarettir. Ve zikr lafzı 920’dir, min ba’di’zzikr, yani zikirden, yani 900’den sonra siz Mısır fatihi olasınız. “Enne’larza yerisühâ” yani arz lafzı muarref lâm ile zikrolunduğunda arz-1 Mısır’a işaret olunur. Nitekim elif lâmsız olsa, mutlaka arz irade kılmır, yani ki cifir kaidesinde bu mana mukarrer olur.
“Ibâdiye’s-sâlihün”, yani sizi sâlih kullarından sayıp Mısır vârisi ola. buyurmuşlardır. Bu müjde sanadır. Yürü Mısır şenindir. Allah mu’în [٥] zahîrin ola’, diye dua ederler.
Selîm Şah tekrar edip, ‘Ey şeyh! Saltanat müddetimiz ne ola?’ deyince
‘Cidden’den başka bilmem. Allah’tan başka kimse gaybı bilmez [Nemi Sûresi, 65] diye bitirip Fatiha deyip el yüze sürer. Meğer eidden lafztnın ebced değeri 8’dir. Mısır’ı fethedip İstanbul’a varıp 8 sene saltanatı olup vefat eder. Koea Selîm Han Şam-1 Şerif’te kışın şiddetini geçirip sular akmaya başlayıp Şam’dan “tevekkeltü alellâh” deyip koca ve dermansız askeri Şam’da Canberdi ve Güzelçe Kasım Paşa yanında alıkoyup yollan kat ederek Islâm askeri Gazze’ye gittiler. Selîm Han Ginin’den ve Nablus’tan Kudüs’e varıp pey- gamberleri ziyaret edip ruhaniyetlerinden istimdâd talep edip oradan yine ılgar ile Halilü’r-rahman’a gelip bütün peygamberleri ziyaret eder…