XVIII. yy’ın ilk yarısında, tiyatro alanında, şiir teorisi ile katı Fransız klasizmi, dinsel epik şiirin oluşumu konusunda birbirlerine ters düştüler. Yaratıcı üretim aşamasındaysa, her iki anlayış da yetersiz kaldı. Trajedi kavramına yeni bir bakış açısı getiren Gotthold Lessing düşü len anlaşmazlığın anlamsızlığını eleştirdi, saray trajedisinin yerine burjuva dramını geçirdi ve yaratıcılığı nedeniyle William Shakespeare’e benzetildi. Lessing’in Minna von Barnhelm’\ (1767), Alman komedisinin hâlâ aşı lamayan örneklerinden biridir; Nathan den Weise (Akıllı Nathan, 1779) adlı yapıttaysa Lessing herkesi dinsel hoşgörüye çağırır; Lessing eleştiri yazılarında duru ve güçlü bir düzyazı üslubu oluşturmuştur. Christoph Martin Wieland, dile ziaırafet ve oynaklık kattı ve yapıtlarını ince bir alayla renklendirdi. Oberon (1780) Wieland’in en tanınmış epik manzumesi, Agathon’sa (1776) kendi yaşamından kesitler verdiği coş kulu bir öykü derlemesidir. Friedrich Gottlieb Klopstock Odes’ de (Odlar, 1771) dinamik anlatımlı yeni bir şiir dili yarattı. Dinsel coşkusu ve yurtsever yaklaşımlarıyla yeni yeni ortaya çıkan Sutrm undDrangakımı kuşa ğını etkiledi. Sturm und Drang (1770-85). Özgün dehadan yola çıkan bu akım, şiire güçlü |tutkuları soktu ve Shakespeare’in oyunları ve basit halk şarkılarında yeni modeller örneksedi. Gottfried von Herder, aralarında Johann Wolfgang von Goethe ve Friedrich Wilhelm Joseph von Schiller’in de bulunduğu genç yazarlara bu fikirleri aşıladı. Bu akımın ilk romanı, Goethe’nin Genç Werther’in Acıları (Die Leiden des Jungen Werthers) adlı yapıtıdır. Bu dönemde, Alman romantizminin edebi hedefi, tutkuyu, geleneksel yöntemden farklı biçimde sunmaktır. Bununla birlikte, Gothe, daha sonraları, disiplinli çalışması sayesinde başarılı yapıtlar verdi: Wilhelm Meister’injÇıraklıkYılları (Wilhelm Meisters Lehrjahre, 1795) adlı romanında kendi yaşamından kesitler vardır
XVIII. ve XIX. YÜZYILLAR
06
Eyl