wiki

HÂFİZ HÜSEYN AYVANSARAYÎ

HÂFİZ HÜSEYN AYVANSARAYÎ: Târih ve biyografi âlimi. Babası 1160 (m. 1747) senesinde vefât eden Hâcı îsmâil Ağa’dır. Hâcı îsmâil Ağa, İstanbul’un Ayvansaray semtinde Toklu Dede mahallesinde oturur, Sultan Mehmed Hân’ın kızı Hatice Sultan’m türbedar kethüdâlığı ve Dâmâd Hasen Paşa’mn hizmetiyle meşgûl olurdu. Hâfiz Hüseyn Efendi, Toklu Dede mahallesinde doğdu. Toklu Dede Câmii imâmı Şeyh-ül- kurrâ Halîl Efendi’den Kur’ân-ı kerîm kırâatını öğrendi. Kur’ân-ı kerîmi başından sonuna kadar ezberlediğinden Hâfiz lakabı verildi. Toklu Dede Mescidi daha önce kilise idi.

Selçuklu vezirlerinden Sâhip Ata Fahreddîn Ali tarafından, 1258-1269 seneleri arasında Konya'da yaptırılan Sâhip Ata KülliyesVndeki Sâhip Ata CâmiVnin kapısı üzerindeki süslemeler.

Selçuklu vezirlerinden Sâhip Ata Fahreddîn Ali tarafından, 1258-1269 seneleri arasında Konya’da yaptırılan Sâhip Ata KülliyesVndeki Sâhip Ata CâmiVnin kapısı üzerindeki süslemeler.

Fâtih Sultan Mehmed Hân İstanbul’u fethedince câmiye çevirdi. Bu câmiye Şeyh Toklu îbrâhim Efendi türbedâr ve imâm ta’yin edildi. Bu mübârek yerde nice büyükler, yıllarca hizmet verdiler. Civarda bulunan Emîr Buhârî dergâhı da nice büyükleri bağrında barındırdı. Çok sayıda kâmil insanın yetişmesine vesîle oldu. Hâfiz Hüseyn Efendi, bu dergâhın şeyhlerinden Ahmed Kara- mânî zamâmna yetişti. Mehmed Emîn Tokâdî (r.aleyh) gibi büyükleri görmekle şereflendi. Yeniçeri zümresine dâhil olan Hüseyn Efendi, Baltacılar kethüdâlığında bulundu. Mehmed Emîn Tokâdî hazretlerinin talebelerinden Müstakim-zâde Süleymân Sa’ deddîn Efendi’nin ilim ve feyzinden de istifâde eden Ayvansarayî Hâfiz Hüseyn Efendi, 1201 (m. 1786) senesinde vefât edip, Eyyûb’de Zâl Mahmûd Paşa Câmii avlusuna defnedildi. Ayvansarayî Hüseyn Efendi, hocası Müstakim-zâde’nin tavsiyesi ile “Hadîkat-ül-cevâmi’ ” adlı eserini yazdı. Eserinde, İstanbul’daki câmi ve mescitleri yaptıranlar, yapanlar ve minber koyanlar, câmilerin bahçesinde medfûn olanlar hakkında bilgiler verdi. Eserini ince bilgilerle süsledi. Bu câmi ve mescidlerin her birinde en az bir vakit, ba’zılannda birkaç vakit namaz kıldı. Pekçok mübârek kimsenin Allah aşkıyla akan gözyaşları ile yıllarca ıslattıkları bu mescid ve câmi- leri yaptıranların, hayırla yâd edilmelerine vesîle oldu. Müslümanların senelerce namaz kıldıkları mescidlerin ve arâzilerinin, daha sonra ba’zı sahtekârlar tarafından çalınıp işgâl edilmesine kısmen de olsa mâni oldu. 1193 (m. 1779) senesinde tamamlanmış olan “Hadîkat-ül-cevâmi’ ”e, daha sonra Seyyid Ali Efendi tarafından bir zeyl (ilâve) yapıldı. Yapılan bu zeyl ile, 1253 (m. 1837) senesine kadar İstanbul’da inşâ edilen câmi, mescid, dergâh ve bânileri hakkında bilgi verildi.
Ayvansarayî Hüseyn Efendi, “Hadikât-ül-cevâmi’ ” adlı eserinin yanında, hâl tercümelerine dâir, “Vefeyât-ı selâtin ve meşâhir-ir-ricâl” adlı eserini kaleme aldı. Bu eserinde, Osmanlı pâdişâhlarının ve meşhûr kimselerin doğum ve vefât târihleri yazılıdır.

“Vefeyât” adındaki diğer bir eseri de, şâir pâdişâhların vefâtlan, ba’zı âlim ve şâirler, Anadolu ve Rumeli’de yetişen ba’zı evliyâmn vefât târihlerine dâir söylenen beytleri ihtivâ etmektedir. “Mecmûa-i Tevârlh” adlı diğer bir eserinde ise, câmi ve tekkelerden başka çeşmelerin yapılış târihleri ve ba’zı meşhûrlann vefât târihleri ile ilgili düşürülmüş târih manzûmelerini vermektedir.


2) Esmâ-ül-müellifin cild-1, sh. 327

3) Izâh-ül-meknûn cild-1 sh. 397

4) Hadîkat-ül-cevâmi’ cild-1 8h. 46, 144

5) Mu’cem-ül-müellifin cild-3 sh. 314

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir