wiki

DOLAŞIM SİSTEMİ

DOLAŞIM SİSTEMİ; Aim. Blutzirkulationssystem
(n), Fr. Appareil (m) circulatoire, İng. Circulatory
system. Vücudun, aldığı besin maddelerini,
oksijeni ve kendi yaptığı hormonları gövdenin
çeşitli kısımlarına dağıtması; dokularda metabolizma
sırasında meydana gelen zararlı maddelerin
zararsız hâle gelmelerini veya atılmalarım sağlayan
organlara ulaşması ile görevli sistem. Dolaşım sistemi
kalp ve onunla kapalı devre yapan damarlardan
kurulmuştur. Kalp, bu sistemin pompasıdır.
Damarlarla pompanın attığı kanı vücutta dolandıran
borulardır. Kırmızı kan damarları, yapısı ve fonksiyonları
bakımından üç ayrı kısımda incelenebilir:
1) Atardamarlar,
2) Toplardamarlar,
3) Kılcal damarlar.
Dolaşım sisteminin çalışması kalbin canlılık
durumuna bağlıdır. Kalp, göğsün ortasında ucu sola
dönük olarak yer alır. Çizgili kaslardan meydana
gelmesine rağmen irâde dışı çalışır. Kalbin çalışması
birbiri ardından gelen sıkışıp-ufalma (sistol)
ve gevşeyip-genişleme (diastol) hareketleri ile olur.
Kalbin hareketlerini “kalbin iletim sistemi” denilen
yapılar sağlar. Kendi içinde meydana gelen uyarıyla
ritmik olarak çalışan tek organımız kalbimizdir.
Kalbin özel sinir sistemi “sino-atrial düğüm”,
“atrioventriküler düğüm” ve “his demeti” denilen
sinir liflerinden meydana gelir. Kalbin özel tembih
sistemi otonom sinir sisteminin etkisi altındadır. Bu
sistemin “parasempatik” bölümünden gelen uyarılar
kalbi yavaşlatırken “sempatik” bölümünden
gelen uyarılar kalbin 1 dakikadaki atım sayısını
arttırır. Kalbin normaldeki atım sayısı dakikada 60-
90 arasındadır. Kalb atışları genel olarak bilekte nabız
oluğuna basarak veya kalbi dinleyerek sayılır.
Kalbin normalden fazla atmasına “taşikardi” normalden
az atmasına “bradikardi” denir.
Kalbin sıkıştığı an, karıncıklardaki kanı aorta ve
akciğer atardamarına attığı andır. Bu anda sol karıncıktaki
temiz kan vücuda atılırken, sağ karıncıktaki
kirli kan oksijenlenmek üzere akciğere yollanır.Atardamarlar: Kalbin pompaladığı kanı organ
ve dokulara götüren ve kılcal damarlara dağıtan
borulardır. Kesitlerinde genellikle yuvarlak ve kaim
duvarlı olarak görünürler. (Bkz. Atardamarlar)
Toplardamarlar: Vücutta kullanılan kanı akciğere
pompalanmak üzere kalbe getiren damarlardır.
Genişlikleri atardamarlardan daha fazladır.
Toplardamarların içinde kanın geri kaçmasını önleyen
kapakçıklar bulunur. Duvarlan ise atardamar
duvarından daha incedir.
Kılcal damarlar: Atardamarlar dokulara yaklaştıkça
düzenli bir şekilde dallanırlar. Bu dalların çapı
gittikçe küçülür ve sonunda kılcal damarlan meydana
getirirler. Kılcalların atardamar tarafındaki
kısmına “arteriol”, toplardamar tarafındaki kısmına
“venül” denir. Madde alış-verişi genel olarak arteriol
ve venüller arasındaki kapiller damar ağında olur.
Dolaşım sisteminin görev olarak iki alt grubu
vardır:
1. Büyük dolaşım (sistemik dolaşım),
2. Küçük dolaşım (akciğer dolaşımı).
Büyük dolaşım: Kalbin sol kanncığına akciğerlerden
oksijenlenmiş olarak gelen kan aradaki
mitral deliği vâsıtasıyla sol karıncığa geçer. Sol ka-nncığm kasılmasıyla içindeki kan aorta atılır. Atardamarlar
boyunca kan bütün vücuda yayılır. Kapiller
damarlar seviyesinde kan doku arasında madde ve gaz
alış verişi vukû bulur. Burada oksijenden fakirleşen
ve bâzı maddelerini kaybeden (kirlenen) kan toplardamarlar
vâsıtasıyla kalbin sağ kulakçığına gelir. Kanın
kalbin sol karıncığından çıkıp sağ kulakçığa dönmesine
kadar olan bu işleme büyük dolaşım denir.
Küçük dolaşım: Kalbin sağ kulakçığına gelen
kirli kan aradaki triküspit kapağından sağ karıncığa
geçer. Sağ karıncığın kasılmasıyle akciğerlere giden
kan buradan temizlenmiş (oksijenlenmiş) olarak
kalbin sol kulakçığına döner. Bu olayın bütünü
de küçük dolaşımı meydana getirir. Bu dolaşımın
şemasını ilk olarak çizen, Türkistanlı Ali bin
Ebi’l-Hazm’dır (v. 1288). (Bkz. İbn-i Nefîs)
Kan damarlarının yanısıra doku sıvısının bir
kısmı da akkan damarları (lenf dolaşımı) ile sistemik
dolaşıma iletilir. Lenf damarları kör uçlu, ince
duvarlı borular şeklindedir. Bunlar birleşerek
büyük akkan damarlarını, bunlar da birleşerek
“göğüs akkan kanalı”nı meydana getirirler. Bu kanal
boyunda toplardamar sistemine dökülür.
Dolaşım sisteminde kanın dolanımmm sağlanması
için kalp kasılma ve gevşemesine göre
damarlarda belli bir basınç meydana gelmektedir.
Buna kan basıncı veya “tansiyon” ismi verilir. Sistolik
kan basıncı, 110-140 mm civa, diyastolik
kan basıncı, 70-90 mm civa arasında olmalıdır.
Ancak yaşla paralel olarak normal sınırlar biraz
aşağı veya yukarı kaydırılabilir. Yaş arttıkça normal
üst sınırlar yükselir. Ayrıca cinse göre ve tansiyon
ölçülme pozisyonuna göre (ayakta, oturarak
veya yatarak) de değişiklik olabilirse de genel
olarak bu rakamların üstü yüksek tansiyon altı ise
düşük tansiyonu gösterir. Tansiyonun normal olmaması
başta kalp, beyin, böbrek ve göz olmak
üzere birçok dokuda rahatsızlık ve bozukluklara sebeb
olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir