MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU;
Kırım Tatar Millî Meclisi başkanı. Türk kamuoyunda Mustafa Cemiloğlu veya Mustafa Cemil Kırımoğlu diye de tanınan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun babasının ismi, Abdülcemil, annesinin ismi Mahfüre’dir. S talin döneminde zengin âile çocuğu oldukları gerekçesiyle Urallar’a sürülen anne ve babası İkinci Dünyâ Savaşı sırasında gizlice Kırım’a dönerek Çöl bölgesinde Bozköy’de yerleştiler. Bu sırada 13 Kasım 1943’te Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu dünyâya geldi. Altı aylık bebekken âilesiyle birlikte vatan hâini damgasıyle Mayıs 1944’te Kırım’dan sürgün edildiler. Özbekistan’ın Andican bölgesine sürgün edilen Mustafa’nın çocukluğu burada geçti. 1955’te Taşkent yakınlarında bir kasabaya göç ettiler. Bu arada Rus dilinde orta öğrenimini tamamlayan Mustafa, Taşkent Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı bölümüne girmek için mürâcaat etti. Ancak; “Sovyetlere sâdık olmayan bir milletin mensuplarını bu fakülteye almıyoruz.” diyerek reddetmeleri üzerine bir fabrikaya işçi olarak girdi. 1961 yılında Kırım Tatar Millî Gençlik Teşkilâtını arkadaşlarıyla birlikte kurdular. Birkaç hafta sonra teşkilâtın liderleri tutuklandığı gibi Mustafa işten çıkartıldı. 1962 yılında Taşkent Zirâat Mekanizasyon ve Sulama Enstitüsüne girdi. Üç yıl sonra Sovyet gizli haber alma teşkilâtı KGB’nin isteği üzerine, Komünist Parti ve Sovyet Devleti aleyhinde propaganda yaptığı gerekçesiyle okuldan atıldı. Enstitüden atıldıktan sonra askere çağrıldı. Fakat o; “Mâdem ki bu ülkede Kırım Tatarlarının hiçbir vatandaşlık hakları yok, öyleyse askerlik borcumuz da yoktur. Vatanından vahşice sürülmüş ve vatanı olmayan bir insan, bu devlette neyi müdâfaa edecek? Bana güvenmeyen bir devlete sâdık kalacağıma dâir askerlik yemini edemem.” diyerek askere gitmeyi reddetti. Bunun üzerine bir buçuk yıl hapse mahkûm edildi. Kırım Tatarlarının durumu ve onların hakları hakkında mektuplar ve makaleler yazarak Sovyetler Birliği’nin siyâsetini lekelediği, Sovyet Kızıl Ordusunun 1968 yılında Çekoslovakya’yı işgalini bir grup aydınla birlikte protesto ederek Sovyet Devletinin aleyhinde faaliyette bulunduğu iddiasıyla 1969 yılında ikinci defâ tutuklandı ve üç yıl hapse mahkum edildi. 1974 yılında üçüncü defâ tutuklanan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, 1 yıl müddetle Sibirya’da ağır şartlı çalışma kampına sürgün edildi. Ce- zâsınm bitimine üç gün kala kamp arkadaşlarına ve akrabâlarına yazdığı mektuplarla Sovyetlere karşı propaganda yapmak, iftirâ etmek gibi suçlamalarla hakkında yeni bir dâvâ açıldı. Bunun üzerine açlık grevine başlayan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 303 gün müddetle grevi sürdürdü. Bu açlık grevi esnâsmda ünlü fizikçi Andrey Saharov, General Pyotr Grigorenko gibi Sovyet aydınlan ve insan hakları savunucuları, onun serbest bırakılmasını istediler. Bu maksatla Birleşmiş Milletlere, Dünyâ Kamuoyuna, İslâm Dünyâsına, İnsan hakları kuruluşlarına yazdıkları mektuplarla, Mustafa Cemil Kınmoğlu’nun adı ve uğrunda mücâdele verdiği Kırım Türklerinin millî meselesi dünyâ ve Türkiye kamuoyuna duyuruldu. O yıllarda Türkiye’de Mustafa Cemiloğlu’nun öldüğüne dâir duyulan bir haber üzerine yürüyüşler, gösteriler ve toplantılar tertip edildi. Açlık grevine ve Dünyâ kamuoyunun tepkilerine rağmen Sovyet makamları onu 2,5 yıl ağır şartlı çalışma kampı cezâsma çarptırdılar. Kırı- moğlu cezâsım çekmek üzere Çin sınırı yakınlarındaki Primorski çalışma kampına gönderildi. Mahkûmiyet müddetini tamamladıktan sonra Taşkent’e getirilerek göz altında tutuldu. Taşkent şehrini terk etmesi yasak edildiği gibi, akşam saat 20.00’den sabah 06.00’ya kadar evden çıkması, halkın toplu halde bulunabileceği yerlere gitmesi de yasak edildi. Açık nezâret şartlarını ihlâl ettiği gerekçesiyle beşinci defâ tutuklandı. Dört yıl müddetle mahkûm edilerek Yakutistan’da Ziryanka kasabasına sürgün edildi. Cezâsı bitip Yakutistan’dan döndükten sonra âilesiyle birlikte yerleşme gâyesiyle Kırım’a geldi. Fakat üç gün sonra tekrar Özbekistan’a sürgün edildi. 1983 yılı Kasım ayında altıncı defâ tutuklanarak, üç yıl ağır şartlı çalışma kampı cezâsma mahkûm edildi ve Magadan şehrine 45 km uzaklıktaki kampta cezâsım tamamlamasına az bir zaman kala aleyhinde yeni bir dâvâ açıldı. 1986 yılı Aralık ayında Magadan’da yargılanarak üç yıl hapse mahkûm edildi. Ancak bâzı diplomatik temaslar neticesinde beş tâne insan hakları savunucusuyla birlikte serbest bırakıldı. 1987 senesi yazında arkadaşlarıyla birlikte Moskova Kızıl Meydan’da Kırım Tatarlarının dünyâda büyük yankılar uyandıran gösterilerini organize etti. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, 1989 Mayısında Taşkent’te toplanan Kırım Tatar Millî Hareketi teşebbüs grupları genel toplantısı neticesinde kurulan Kırım Tatar Millî Hareketi Teşkilâtının başkanlığına seçildi. Bu teşkilâtın teşebbüsleri neticesinde 1991 yılında yapılan seçimlerle 26 Haziran 1991’de Kırım’ın Akmescid şehrinde Kırım Türklerinin İkinci Millî Kurultayları toplandı. Bu kurultay, Kırım Türklerinin bağımsızlığını îlân etti. Kırım Türklerinin en üst yetkili organı olarak 33 kişilik Kırım Tatar Millî Meclisini seçti. Meclis başkanlığına da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu seçildi. Defâlarca Türkiye’yi ziyâret eden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu evli ve üç çocuk babası olup halen Kırım’ın Bahçesaray şehrinde yaşamaktadır.