DÜRRİ AHMED EFENDİ; Sultan Dördüncü
Mustafa Han ve Sultan Üçüncü Ahmed Han devri
devlet adamlarından ve şâirlerinden. Aslen Vanlıdır.
İstanbul’a geldikten sonra, Sultan Dördüncü
Mustafa Han zamânında, devrin vezirlerinden Abdi
Paşanın cizyedârı Hüseyin Ağanın adamlarındandı.
Alim, edip ve silahşördü.
Abdi Paşa tarafından saraya almarak yetiştirildi.
Önce Dîvân kâtipliği, sonra Dîvân-ı hümâyûn hocalığı,
Anadolu muhâsebeciliği ve başka görevlerde bulundu.
1721 yılında şıkk-ı sânî defterdârlığı pâyesiyle
İran’a orta elçi olarak gönderildi. Bu vazifesinden
dönüşünden hemen sonra 1722 yılında vefât etti.
Son vazîfesiyle ilgili olarak bir Sefâretnâme
yazdı. Eserin yazma nüshâlarından biri, İstanbul
Üniversitesi Kütüphânesinde Târih Yazmaları sırasında
3328 numarada kayıtlıdır. Ayrıca, 1820’de
Paris’te basılmıştır. Dürrî Ahmed Efendinin bu târihî
eserinden başka, Türkçe ve Farsça şiirleri vardı.
Gazel ve kasîdeleri âlimâne ve ârifânedir. Devrin
şâir ve edipleri tarafından takdir edilmiştir.
Özellikle manzum târih düşürmekte pek mâhirdi.
Sultan Üçüncü Ahmed Han, Hicrî 1132 (Mîlâdî
1719) târihinde hastalanmıştı. Bir müddet sonra eski
sıhhatine kavuşunca, devrin şâirleri, Hak teâlâya
şükrâne olarak birer “Sıhhatnâme” yazdılar. Dürrî
Ahmed Efendi de pek güzel bir sıhhatnâme yazıp
pâdişâha arz eylemişti. Şöyle diyordu:
Hak budur kim inhirâfından mizâc-i pâkinin
Oldu gûyâ ser-te-ser eczâ-yi âlem bî-karar
Vâkı’a, âlem tezelzül bulmamak mümkin midir
Kâlıb-i dünyâya zîrâ rûhdur ol Şehriyâr
Rûh olunca nâhoş, elbette beden bîmâr olur
Rûhdur kasr-ı ten istihkâmına çünki medâr
Hâsılı rûh-ı musavverdir bu server âleme
Çok zamân yâ Rab ânı tahtında eyle berkarâr
Dürrî Efendi şunu anlatmak istiyordu: “Doğrusu,
Sultânın pâk mizâcı, sıhhati bozulduğu için,sanki bütün âlem de bozuldu, kararsız kaldı. Âlemde
bozulma olmaması mümkün değildir. Zirâ Sultan
şu görünen dünyânın rûhu gibidir. Rûh rahatsız
olunca, elbette beden de rahatsız olur. Çünkü,
ten sarayı istihkâmının dayanağı rûhtur. Kısacası,
bu hükümdâr âlem için ruhtur. Ey Allah’ım onu
tahtında devamlı tut.”
DÜRRİ AHMED EFENDİ
18
Eki