NOTER; Alm. Notar (m), Fr. Notuire (m), İng. Notary. Hukûkî güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için hukûkî işlemleri belgelendiren, Adâlet Bakanlığına bağlı ve özel statüye tâbi kişi.
Târihçesi: Hukûkî yapısı gereği olarak, noterlik iş ve işlemleri, her milletin târihinde, çok eskiden beri bulunagelmiştir. Noterliğin esaslı bir şekilde ilk tatbikatlarına Roma Hukûkunda ve İslâm Hukûkunda rastlanmaktadır. Roma’da noterlik, başlangıçta, hiçbir resmî sıfatı olmayan kimselere ücret karşılığında veya ücretsiz olarak kölelere yaptırılıyordu. Sonraları, “Tabellion” adı verilen, noter işini gören kimseler, devlet tarafından tâyin edilerek, belediye kontrolüne verildi. Dördüncü ve beşinci yüzyıllarda Roma Devlet teşkilâtı düzeltilirken, amme hizmeti gören yerlerdeki bu kâtiplere Exceptores, kayzer yanında görev yapanlara da Notari adı verilirdi. Bu kelime, çabuk yazan anlamına gelmektedir. Fransa’da ilk zamanlarda noterlik işleri, sinyorlar ve mahkemeler tarafından görülürdü. On altıncı yüzyılda bunlara, Tabellion veya Garde-Note denirdi. Kral Dördüncü Henry zamanında bu kimselere Noter adı verildi ve babadan oğula geçen bir meslek hâlini aldı.
İslâm Hukûkunda noterlik işlerini yapacak kişilerin âdil, güvenilir, kusur ve açıktan günah işlemeyen kimseler olması istenmiştir. İslâmiyette noterlik işleri Kur’ân-ı kerîmfde, bir borcun âdil bir kâtip tarafından şâhit huzûrunda yazılması em- redildiğinde, başlamış ve bu işlemi yapana “kâtib- i âdil” denmiştir.
Osmanlı Devletinde noterlik işlerini kadı veya nâibler yapardı. 1877’de bunlara “Mukâvelât Muharriri” denilmiş ve bu isimde bir tüzük yürürlüğe girmiştir. 1913’te Kâtib-i Âdil Kânunu Muvakatı kabul edilmiştir. Osmanlı Devletinde,hukûkî işlemlerin vesikalandırılmasına son derece önem verilirdi. Çünkü bu, dînî bir emirdi. Bunun en açık delili de ağzına kadar dolu olan devlet arşivleridir. Ülkemizde 1939’da Noterlik Kânunu’nun kabul edilişine kadar, bu kânun yürürlükte kalmıştır. Bugün 1512 sayılı Noterlik Kânunu yürürlüktedir. Noterlik mesleği, 1512 sayılı Noterlik Kânunu ve bu kânun gereğince hazırlanmış Noterlik Kânunu Yönetmeliğince düzenlenmiştir. Her asliye mahkemesinin bulunduğu yerde (ilçedb), o mahkemenin yargı çevresindeki noterlik işlerini görmeğe yetkili olmak üzere bir “Noterlik” kurulur. Her noterliğin başında bir “Noter” vardır.
Noter olabilmek için Hukuk Fakültesi mezunu olmak ve noterlik stajını tamamlayarak, noterlik belgesini almış olmak gerekir. Noterlik bir kamu hizmetidir. Fakat noterler devlet memuru değildir. Devletten aylık almazlar. Gördükleri hizmete karşılık iş sâhiplerinden Noterlik ücret târifesine göre belli bir ücret alırlar. Bundan başka noterler, tahsil ettikleri vergi, resim ve harç tutarları üzerinden, yüzde üç oranında noterlik hissesi alırlar. Noterler, devlet memuru olmadıkları hâlde memurlar gibi, Adâlet Bakanlığı tarafından tâyin edilirler. Kural olarak hiçbir hizmet ve görev noterlikle birleşemez. Ayrı noter bulunmayan yerlerdeki (ilçelerdeki) noterlikler (dördüncü sınıf noterlikler), Adâlet Bakanlığınca görevlendirilecek kâtip sınıfından bir adâlet memuru (genellikle mahkeme başkâtipleri) tarafından geçici olarak yönetilir. Bu gibilere “Geçici Yetkili Noter Yardımcısı” adı verilir.
Noterin vazifeleri: Noterler, hukûkî güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirirler. Bunlar, yapılmaları kânunen başka bir makam veya şahsa verilmemiş hukûkî işlemlerle, yapılmaları ve resmiyet verilmesi noterlerden istenen hukûkî işlemler, gayri menkul satış vaadleri ve noterlikte ve dışarda yazılan kâğıtlardaki imzâlarm onaylanması, resmî yazılı belgelerin örneğini vermek, bir dilden bir dile yazıyı çevirme işleri ile ihtar, ihbar, protesto, tescil, tespit, emânet gibi iş ve işlemlerdir.
Noter odaları: Üç veya daha fazla, noterlik bulunan her belediye hudûdu içinde bir “Noter odası” kurulur. Her noter, bölgesi içinde bulunduğu odaya kayd olmak mecburiyetindedir.
Türkiye Noterler Birliği: Bütün noterlerin tabiî üyesi bulundukları bu birlik, tüzel kişiliğe sahip, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Noter odaları, bu birliğin mahallî organlarıdır. Noterlik Kânunu hükümlerine göre belgelendirilen, yapılan işlemler resmî sayılır. Gerek düzenleme, gerekse tasdik etme (onaylama) biçimindeki noter senetleri resmî senettirler. Kesin delil olup, sahteliği ispatlanmadıkça doğru kabul edilirler. Gayri menkul satış vaadi sözleşmesi gibi bâzı hukûkî sözleşmeler noterlikçe yapılmadıkça geçerlilik kazanamazlar.