OYUN; Aim. Spiel (n), Tanz, Fr. Jeu (m), İng.
Play, Game. Daha ziyâde eğlenme maksadıyla yapılan
faaliyetler. Oyuncaklarla oynamaktan, spora ve
bilgisayar oyunlarına kadar pekçok çeşidi vardır.
Oyun genellikle, oyunculan, kendi hareketlerinin
kontrolü altında tutması bakımından, diğer faaliyetlerden
ayrılır. Oyuncu, kendi arzusu ile oyunu
yönlendirebilir. Bu, daha çok, çocuk oyunlarındageçerlidir. Grup hâlinde oynanan oyunlarda ve sporda
ise, oyunun seyrine her oyuncunun tesiri olmaktadır.
O
yunların bir diğer özelliği de hâdiselerin,
hızlandırılmış ve basitleştirilmiş olmasıdır. İki saatlik
bir filmde bir insanın hayâtı anlatılabilir. Yarım
saatlik bir güreş müsâbakasında parlak bir gâlibiyet
elde edilebilir. Gerçek hayatta ise böyle
çabuk başarılar pek nâdirdir. Bu yüzden oyuncular
daha hareketli ve heyecanlı olur.
Bâzı ilkel cemiyetlerde oyun, kutsal kabul
edilmiştir. Bu toplumlarda oyunların neticesine
göre ölen kimseler veya kabilelerin geleceği hakkında
hüküm verilir.
Zamânımızda ise, bütün gün fabrikalarda çalışan
işçilerden bir kısmı için oyun, değişik bir
vakit öldürme vâsıtası olmakta, fakat oyunun neticesi
pek önemli olmamaktadır.
Çocukların oyunlarına dikkat edilirse, yaşlıların
hareketlerini taklit ettikleri görülür. Her çocuğun
oyunlarında, içinde yetiştiği çevrenin tesiri
vardır. Hayvan yavrularında da aynı durum görülür.
Yetişkinlerin hareketlerini alıştırma şeklinde
tekrarlarlar. Hattâ kuşlar yavrularını uçurabilmek
için onları zorlarlar ve yuvadan atarlar. Sonunda
yavru çâresiz uçmayı öğrenir.
Oyunun seyri üzerinde oyuncuların tesiri çok
az olduğu şans oyunları, gerçekle ulaşılamayan
üstünlükleri yakalama fırsatı olarak görülmekte
ve bu yolla bâzı kimseler kendilerini tatmin etmeye
çalışmaktadırlar. Strateji oyunları ise, diplomasi ile
harp kliniğine benzer bir tarzda olup, oyuncuları
stratejik düşünmeye zorlar.
Otomobiller, bilgisayarlar, bulaşık makinaları
ve birçok otomatik kontrollü cihazların içinde
yetişen bugünün çocuklarının oyunlarında da fikrî
yön ağırlık kazanmıştır.
Oyunlar, her yerde ve her zaman aynı olmazlar.
Memleketten memlekete ve asırdan aşıra değişirler.
Bununla berâber bütün dünyâda, her devirde
yaygın olan oyunlar da az değildir. Çocukların,
yetişkinleri taklidi, böyle oyunlara bir misâldir.
Günümüzde apartmanlara sıkışıp kalan çocuklar
sokakta oynamayıp, televizyondan gördüklerinin
tesiri altında kalmaktadırlar.
Erkek ve kız çocuklarının oyunları da farklıdır.
Erkekler ava çıkar, güreş yapar. Kızlar, çocukları
terbiye ve evcilik oyunu oynarlar.
Birbuçuk yaşma kadar çocuklar için oyun çok
lüzumludur. Bu devrede çevresini tanımaya çalışırlar.
Ayrıca, kendi özelliklerini de keşfederler.
Emekleme, ayakta durma, yürüme, tırmanma ve
koşma gibi hareketler ortaya çıkar. İki yaşındaki
çocuklar taklide başlarlar. Önce yeme, uyuma gibi
kendi hareketlerini, daha sonra da başkalarını
taklit ederler. Bu çağda anne babalar da çocukları ile çeşitli oyunlar oynarlar. Ebeveyni kendisiyle
çok oyun oynayan çocukların oyuna daha düşkün
oldukları müşâhede edilmektedir.
Başlangıçta kendi başlarına oynamayı tercih
eden çocuklar, iki üç yaşlarına gelince diğer çocuklarla
oynamaya başlarlar. Dört yaşlarında gruplar
hâlinde oyunlara katılırlar. Altı yaşlarında
oyunlarda hayâlin rolü artar. On yaşlarında ise,
sonunda kazanma ve kaybetme bulunan oyunlar
(güreş, futbol, zıp zıp gibi) önde gelir.
On beş yaşından sonra çocuk oyunlarının yerini
çeşitli sporlar alır. Bunlar takım hâlinde yapılan
sporlar olabildiği gibi, ferdî sporlar da olabilmektedir
(kayak, güreş gibi).
Yetişkinlik çağının başlangıcından îtibâren
artık oyun için fazla vakit ayıramayanlar, ya amatör
sporlarla meşgul olurlar veya haftada birkaç saatlerini,
seyirci olarak spora ayırırlar.
Çocuk oyunlarının çoğu, doğrudan veya dolaylı
yolda hayata alıştırma vazifesi görürler.
Çocuk oyunları, yetişkinlerde de benzer maksatlarla
devam eder. Küçük çocuklar, kendi kâbiliyetlerini
ortaya koyan oyunlara meylettikleri gibi,
yetişkinler de, dağcılık, jimnastik, dalgıçlık
gibi kendi mahâretlerini gösterecek oyunlardan
hatta araba ve motosiklet yarışları gibi tehlikeli eğlencelerden
hoşlanırlar. Çocukların oyunlarındaki
rekâbet, yetişkinlerde gelişerek devam eder.
Yetişkinlerin oynadığı an’anevî oyunlar, târih
boyunca milletlere göre değişmiştir. Eski Yunan’da
en meşhuru, olimpiyat oyunlarıdır. Bu oyunlarda
atletizm, boks, güreş gibi bugün de bilinen oyunlar
vardı. Tabiî ki oyun kâideleri daha değişikti.
Meselâ güreşte o zamanlar rakîbini üç defâ yere
düşüren, oyunu kazanırdı.
Romalılarda ise en revaçta olan oyun, gladyatör
döğüşü idi. Gâyet vahşice oynanan bu oyundan
başka Romalılar, araba yarışları da yaparlardı.
Çok hafif ve zayıf olan yarış arabaları çarpışır
veya devrilirse sürücü ölür veya ağır yaralanırdıTürklerin an’anevî oyunları, harbe hazırlık
maksadıyla yapılan güreş, cirit, okçuluk, kılıçkalkan
gibi oyunlardı.
Hayvanlarda oyun: Kuşlar ve memelilerde
bâzı oyunlara rastlanmaktadır. Omurgalıların daha
alt cinslerinde ise oyun görülmez. Her tür hayvanın
da kendine has oyun özellikleri vardır. Meselâ kediler,
daha çok av oyunları oynarlar. Köpeklerde, değişik
cinslerin oyuna ilgileri çok değişiktir. Av köpekleri
oyuna çok düşkünken, kurtlarda oyuna ilgi
orta derecede, çakalda ise hiç yoktur.
Hayvanlarda oyun miktârı, beslenme ile de
yakından ilgilidir. Yiyecek azaldıkça oyun da azalmaktadır.
Oyun, korku ile de azalır. Civarda yırtıcı
hayvanlar varsa oyun durur.
İslâmiyet, bedeni ve zihin gelişmelerini sağlayan,
düşman ile harpte lüzumlu olan oyunlara,
kumar şeklinde olmamak şartı ile izin vermiştir.
Yarış oyunlarının ve diğer oyunların kumara vesile
edilmesi yasaklanmıştır.
Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem,
yalnız erkeğin hanımı ve çocukları ile oynamasının
ve harp oyunlarının helal olduğunu haber vermiştir.
Nitekim hadîs-i şerifte; “Ok atmasını ve ata
binmesini öğreniniz.” buyruldu. Diğer bir hadîsi
şerifte; “Oyunun faydası olmaz. Yalnız, ok atmayı
öğrenmek ve atını terbiye etmek ve âilesi
ile oynamak haktır.” buyruldu. Yâni faydalı ve lüzumludur.
Bu hadîs-i şerifler, bütün harp vâsıtalarının
hazırlanmasını ve kullanılmalarının sulh zamânında
öğrenilmesini emir ve teşvik buyurmaktadır.
İslâmiyet, zararlı olan ve boş yere vakit geçirmeye
sebep olan oyunları yasaklamaktadır.
OYUN
21
Eki