wiki

OYMACILIK

OYMACILIK; Aim. SchnitzkunstLaubsâgekunst,
Bildhauerei (f), Fr. Gravüre, sculpture (f), İng. Carving;
engraving, sculpture. Mâden, taş, ağaç vs. gibi
maddelerin yüzeylerini özel araç-gereçlerle oyarak
veya delerek önceden tasarlanan şekil, motif ve
cisimleri işleme sanatı. Ağaç ve taş parçalarına böyle
şekil yapmaya “oyma”, bu işle uğraşana “oymacı”,
yapılan sanata da “oymacılık” denmektedir.
Oymacılık sanatmm târihi; çok eski zamanlarda
insanlann taş, mermer ve ağaçlar üzerine çeşitli şekil
ve motifleri işlemeleriyle başlar. Oymacılıkla
meydana getirilen ilk eserler heykeller olmuştur.
Birçok kabartma taşlarının asırlar sonra yer altından
ortaya çıkması bunun delilidir. Eski Mısır ve Yunan
medeniyetinden kalma ağaç ve taş üzerine oyulmuş
heykel ve mezarlar mevcuttur. Ortaçağda bilhassa
ağaç bakımından zengin olan memleketlerde oymacılık
daha da gelişerek kendini göstermiştir. İskandinavya,
İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde o zamandan
kalma ağaçtan oyma eserler bulunmaktadır.
Roma’da da kabartma ve oymacılık sanatı ile kiliseler
tabîatten alman çiçeklerin motiflerinden meydana
gelen şekillerle süslendi. Bu durum putperestliği
önleme ve onun içerisine düşmek korkusuyla yapıldı
ve heykelcilik terk edildi. Aynı düşünce yedinci
asırdan, 12. aşıra kadar devam etti. On ikinci asırda
Gotik üslubunun kabartma oymacılığa girmesi, heykelin
tekrar kiliselere girmesine yol açtı.
İslâmiyeti kabul etmeden evvel Orta Asya Türklerinin
de birçok kabartma ve oyma resim şeklinde
heykel yaptıkları bilinmektedir. Bunlar Orhun’da
yapılan kazılarda ortaya çıkmıştır. Türkler İslâmiyeti
kabûl edince, put sayılan heykellerin yapımından
vazgeçip tezyînî oyma sanatı ile uğraştılar. Bu sanat
Türkistan’da gelişerek altın çağını yaşadı. Buradan
Selçuklulara geçti. Oymacılık Selçuklularda câmi,
saray, medrese vs. gibi yerlerin kapı ve pencereleriyle
binâların dış yüzeylerinde yapıştırma şeklinde kendini
gösterdi. Selçuklulardan Osmanlılara geçen
oymacılık ve kabartma sanatı daha da gelişti.Oymacılık sanatında genelde iki metod tâkip
edilir:
1. Alçak kabartma usûlü: İstenen ve tasarlanan
biçim ve şekilleri sert bir âletle herhangi bir maddenin
üzerine oymak.
2. Yüksek kabartma usûlü: Oyulması tasarlanan
şekillerin, oyulan cisim üzerinde bırakılmasıdır.
Bu şekildeki oymacılık usûlleri taş vs. gibi cisimlerin
tek yüzlerinin kullanılmasında uygulanır.
Şâyet oymacılık sanatıyla cisimlerin her tarafı oyulur
ve kullanılır hâle getirilirse buna da heykel ismi
verilmektedir. Aynı usuller ağaç oymacılığı için de
geçerlidir. Ayrıca ağaç oymacılığında şebeke ve
geçme usûlleri de uygulanmaktadır.
Şebeke oyma tekniği: Tasarlanan motifleri çevreleyen
düzeyin olduğu gibi oyularak çıkarılmasıdır.
Bu tekniğin uygulandığı ağaçların çok sert olmaması
gerekmektedir.
Geçme oyma tekniği: Selçuklu Türklerinde oyma
ile yapılan geometrik motifler. Osmanlılar zamânında
geçme parçalar kullanılarak tezyînî değeri
arttırıldı ve canlandırıldı. Süleymâniye Câmiinin
tahta kürsüsü, Zağanos Paşa Câmiinin kapı kanatlan
bu teknikle yapılmıştır.
Selçuklular ve OsmanlIlarda taş oymacılık gerek
şehircilik, gerek yapı mîmârîsi dalında çok uygulanan
bir sanattır. Diyarbakır, Konya, Kayseri,
Erzurum gibi şehirlerde yapılan câmilerde, hanlarda,
hamamlarda, çeşmelerde taş oymacılık sanatmm
değişik biçimde örnekleri görülmektedir. Çeşmelerin
yalaklarında ve aynalarında kullanılan motiflerle
kitâbelerde rastlanan yazı şekillerinde değişik
üslup özellikleri görülmektedir. Sultanahmed’deki
Üçüncü Ahmed Çeşmesi, Tophâne ve Azapkapı
çeşmeleri taş oyma sanatmm ince özelliklerini ortaya
koyan birer eserdir.
Türklerde ağaç oymacılık sanatı, taş oymacılığı
kadar bol değildir. Selçuklu devri ağaç oymacılığı
üslup ve şekillerini Beyşehir-Eşrefoğlu
Camii, Konya-Alâeddîn Câmii ve Manisa-Ulu Câminin
minberleri; Karamanî İbrâhim Beyin imâ-rethânesi ile Sadreddin Konevî Türbesinin pencere
kanatları; Keykâvus Rahlesi Selçuklu ağaç oyma
eserlerine misaldir.
Osmanlılar ise ağaç oyma işçiliğine kendilerine
has özel bir üslup uyguladılar. Selçukluların
geometrik ve rûmî süsleme şekli, OsmanlIlarda
çiçekli, değişik motiflerle daha da geliştirildi. Ayrıca
ağaç oyma sanatına sedef, bağa ve fildişi kakmasını
da ekleyen Osmanlılar Selçuklularda görülen
kûfî yazısının yerine sülüs yazı tekniğini
kullandılar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir