PAKİSTAN
DEVLETİN ADI………… ……………………Pakistan
… ……………………………………..İslâm Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ…………………………………. Jslamâbad
NÜFÛSU..,………….’..:…… …………….. 130.129.000
YÜZÖLÇÜMÜ……………. …….. . ..803.943 km2
RESMÎ DİLİ……………………………Urdu, İngilizce
DÎNİ……………………………………………………. İslâm
PARA BİRİMİ……… ……….. ……………………..Rupi
Güney Asya’da (20° 46′ – 36° 55′) kuzey enlemleri
ve (60° 52′-92°41′) doğu boylamları arasında
yeralan, doğusunda Hindistan, batısında Afganistan
ve İran, kuzeydoğusunda Çin ve güneyinde
Umman Denizi ile komşu olan bir ülke.
Târihi
Pakistan Devleti, yirminci yüzyılda kurulmuş
genç bir devlettir. Pakistan’ın 15 Ağustos 1947
yılından evvelki târihi Hindistan ile aynıdır. (Bkz.
Hindistan)
“Pakistan” adı ilk olarak, İngiltere’de öğrenim
gören Müslüman öğrenciler tarafından 1940
yılında ortaya kondu. Pakistan, Pencap, Afgan,Keşmir, Sind ve Belııcistan isimlerinin başharflerinin
y any ana gelmesinden meydana gelip, mânâ
itibariyle “temiz ülke” demektir. Hindistanlıların,
İngilizlerin egemenliğinden kurtulmaya çalıştıkları
sırada, bölgedeki Müslümanlar birleşerek 1947 yılında
bir dominyon kurdular. Bu dominyon, İngiliz
Milletler Cemiyetine dâhil durumdaydı. Bu yıllarda
Pakistan liderliğini M.Ali Cinnah yürütmekteydi.
Pakistan 1956 yılında cumhûriyet oldu. İki
yıl sonra General M.Eyüb Han darbe yaparak idâreyi
ele geçirdi. 1960 yılında ve 1965’te yeniden
başkan seçildi. Bunun 1969 yılında istifâ etmesi
üzerine Doğu Pakistan’da ayaklanmalar başgösterdi.
Daha sonra General Ağa M. Yahya Han idâreye
el koydu. İdâreyi ele alır almaz ülkede sıkıyönetim
îlân etti. 1970 seçimleri sonucunda Doğu
Pakistan, Avamî Partisi büyük çoğunluk elde etti.
Fakat seçimlerden bir yıl sonra Yahya Han, Millet
Meclisini dağıttı. Bunun üzerine ülkede grevler ve
isyanlar artmaya başladı. Bundan dolayı hükümet
kuvvetleri Doğuya taarruzlar tertipledi. Fakat çok
geçmeden Hindistan’dan kuvvet desteği alan doğulular,
bağımsızlıklarını îlân ederek Bangladeş
Devletini kurdular. Ayrıca çarpışmalar kesilmedi.
Binlerce insan öldürüldü. 10 milyonu aşkın DoğuluHindistan’a göç etti. Nihâyet Pakistan-Hindistan
Harbi patlak verdi. Doğu Pakistan’daki, Pakistan
birlikleri kuşatılınca, ateş-kes imzâlandı. Her iki taraf
da birliklerini geri çekti. İki ülke arasındaki münâsebetler
1976 yılında yeniden normal hâle getirildi.
Bu esnâda Pakistan başkanlığına, Pakistan
Halk Partisi Başkanı Zülfikâr Ali Butto geldi. 1973
yılında yeni bir anayasa kabul edildi. Pakistan,
bundan böyle “Federal İslâm Cumhûriyeti” adını aldı.
Butto, aynı yıl Başbakan oldu.
1977 yılının Haziran ayında, General Ziyâ-ül
Hak, askerî bir ihtilâlle idâreye el koydu. Butto
başbakanlıktan alındı. Evvelce, Butto’nun siyâsî
muhâlifi öldürüldüğünden, ihtilâl sonrası Butto, bu
suçtan mesul tutuldu. 1974 yılında işlenmiş bulunan
bu cinâyet sebebiyle, Butto 1979 yılında îdâm
edildi. Bunun üzerine Pakistan-ABD münâsebetleri
gerginleşti. Bu hadiselerden sonra halk Amerikan
üslerine ve görevlilerine tepki gösterdi. 1981
yılında Sovyet Rusya’nın Afganistan’ı işgâli üzerine,
ABD Pakistan ile anlaşmak mecburiyetinde
kaldı. İki ülke arasında altı yıllık askerî ve ekonomik
yardım programı hazırlanarak imzâlandı.
Afganistan işgâli iki milyon civârmda AfganlInın,
Pakistan’a göç etmesine sebep oldu. 1988
Ağustosu’nda esrârengiz bir uçak kazâsmda devlet
Başkanı General Muhammed Ziyâ-ül-Hak’m ölmesi
üzerine yerine Gulam İshak Han geçti. Yapılan
seçimleri sol eğilimli Pakistan Halk Partisi
kazandı ve Müslüman bir devletin ilk kadın başbakanı
olarak Benâzir Butto hükümeti kurdu. Bâzı
yolsuzluklar ve iç asâyişin sağlanmaması üzerine
Devlet başkanı Gulam İshak Han 1990’da Benazir
Butto’yu görevden alarak yerine Nevaz Şerifi
başbakanlığa atadı. 1993’te yapılan seçimleri
kazanan Benâzir Butto tekrar başbakanlığa getirildi.Fizikî Yapı
Güney Asya’da yeralan Pakistan, yaklaşık olarak
803.943 km2lik bir yüzölçüme sâhiptir. Normal
olarak dört ana bölgeye ayrılır; Pencab, Sind, Belucistan
ve Kuzeybatı Sınır Bölgesi.
Pakistan’ın büyük bir bölümü dağlık arâzidir.
Kuzeydeki dağlar oldukça yüksek ve karlıdır. 7700
m yükseklikteki Tiriş Mir Dağı ülkenin en yüksek
noktasıdır. Batı bölgeler, İran Yaylasının bir devamı
olup, bir seri yayla ile doludur. Bölgenin etrafı dağlarla
çevrili durumdadır. İran Yaylası çoğunlukla
çıplak ve kurak, bazı bölgeler ise sulaktır. Pakistan
fizikî yapısı içinde en önemli göze çarpan husus
İndus Nehridir. Pakistan’ın ikinci çölü, Pencab bölgesindeki
Tar Çölüdür. Pakistan’ın kuzey dağlannın
tamâmı ormanlık bir arâzidir.
İklim
Pakistan iklimi, umûmiyetle sıcak ve kuraktır.
Fakat çoğu yerde hava sıcaklığı geniş ölçüde değişmektedir.
Dağlarda sıcaklık yüksekliğe bağlı olarak
değişir. Dolayısıyla bütün Pakistan’da bölgeler
kutup iklimi veya aşın sıcak iklim arasında değişebilen
iklime sâhiptir. Yaylalarda ise hava sıcaklığı,
mevsimden mevsime çeşitli farklılıklar gösterir.
Haziran ayında hemen hemen 46°C’yi bulan hava sıcaklığı
ocak-şubat aylarında 4°C’ye kadar inebilir.
Kuzey bölgeler çoğunlukla yağış alan sahalardır.
Dolayısıyla Himalayalar bölgesinin güneyinde
ormanlık alanlar mevcuttur. Batı Pakistan ise
umûmiyetle yeşil alanlarla doludur. Güneyde Makran
kıyı bölgesi, Karaçi ve Haydarabad Okyanus
iklimi tesiri altındadır.
Tabiî Kaynaklar
Pakistan’ın yeraltı kaynakları fazla zengin değildir.
Daha çok tabiî gaz ve demir filizi mevcuttur.
Bundan başka kömür, petrol, kromit, kireçtaşı
ve alçıtaşı da bulunmaktadır.
Pakistan’ın, kuzey bölgeleri ve buradaki dağlar
tamâmen ormanlık alanlardır. Bu ormanlarda
çok çeşitli vahşî hayvanlar yaşamaktadır. Leopar,siyah ayı, kahverengi ayı ve ayrıca Sibirya dağkeçisi
bulunur. Bu bölgelerde mavi koyun da yetiştirilir.
Yaylalık sahalarda ve batı bölgelerde geyik,
ayı, çakal, sırtlan, vahşî cins kediler ve çok çeşitli
sürüngen ve kemirgen hayvanlar mevcuttur.
Ülkenin umûmiyetle bitki örtüsü ormanlık ve çayırlıktır.
1 0 0 ‘den fazla türde kuşa, bu yeşil sahalarda
çok rastlanmaktadır.
Pakistan’ın, yer üstü kaynaklarının en önemlisi
İndus Nehridir. Tibet bölgesinden doğar, Süleyman
Bölgesi ve Tar Çölünün arasındaki bölgede,
kuzeyden gelen iki ana kol birleşir ve İndus
Nehrini meydana getirir. Bu kollardan batıda olanı
esas olarak Tibet’ten doğar, Hayber Geçidinin
doğusunda ve Sayda’nın güneyinde Swat Suyu ile
birleşir, Pencap üzerinden İndus Nehrine katılır.
Doğu kolu ise Sutley, Ravi, Cenab ve Jelum (veya
Şelum) nehirlerinin birleşmesinden meydana
gelmiştir. Geçtiği yerlere verimlilik getiren İndus
Nehri, Sukkur’da üç kola ayrılır ve Haydarabad’ın
güneyinde ve Karaçi’nin doğusunda geniş bir delta
meydana getirerek Umman Denizine dökülür.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Pakistan, yaklaşık olarak, 130.129.000 nüfûsa
sâhiptir. Yıllık nüfus artış oranı ortalama olarak% 3 dolaylarındadır. Nüfus yoğunluğu ise 148 civârındadır
(1993).
Pakistan nüfûsunu umûmiyetle Pencablılar
meydana getirir. Nüfûsun üçte ikisine yakın bir bölümünü
teşkil ederler.Pencablı PakistanlIlar nüfusun % 6 6 ’sim meydana
getirirken, geri kalan nüfusu Puştular (İranlIlar),
Sindliler, Urdular ve Beluciler teşkil etmektedir.
Bunlardan en kalabalık olanı Sindliler nüfusun
% 13fünü ve diğerleri de sırasıyla İranlılar % 8 ‘ini,
Urdular % 7,5’ini ve Beluciler % 2,5’ini meydana getirirler.
Çok az sayıda diğer küçük gruplar da mevcuttur.
Sovyet işgâlinden sonra 1,5 müyona yakın AfganistanlI
mülteci, Pakistan’a göç etmiştir. Bunların
büyük kısmı hâlâ Pakistan’da yaşamaktadır.
Nüfûsun % 70’i kırlık sahalarda ve % 30 kadarı
da şehirlerde yaşar. Başşehir İslâmabad yaklaşık
250.000 nüfûsa sâhiptir. Şehir, Himalaya Dağlarının
yeşil tepeleriyle çevrilidir. Deniz seviyesinden
yaklaşık 600 m yukardadır. Pakistan’ın diğer büyük
şehirleri Karaçi, Lahor, Ravalpindi, Haydarabad,
Multan ve Peşaver olup hepsi İslâmabad’dan daha
kalabalık nüfûsa sâhiptir. Karaçi, Pakistan’ın en
büyük ve en gelişmiş şehri olup nüfûsu
5.208.132’dir. Milletlerarası havaalanı mevcuttur.
Ülkenin eğitim ve öğretim sahasmda önde gelen şehirlerinden
biridir. Karaçi’nin kuzeyinde yer alan
Haydarabad diğer bir gelişmiş şehir olup, özellikle
kutu tipi binâlarıyla dikkati çeker. Pencab bölgesinin
başşehri durumundaki Lahor bir endüstri ve
ticâret merkezidir.
Pakistan halkı, umûmiyetle Urdu dilini konuşur.
Urdu dili Osmanlı İdâresinin Asya’ya yayılması sıralarından
îtibâren buralarda teşekkül etmiştir. Osmanlı
ordusu bölgeye geldiğinde Osmanlıca konuşurdu.
Bölge halkı, askerin konuşmasına ordu dili,
dedi ve dilin ismi biraz daha değişerek bugünkü adını
aldı. Pakistan, uzun yıllar İngiltere zulmü altında
kaldı. Bütün devlet dâirelerinde ve hükümet işlerinde
Hindistan’da olduğu gibi İngilizce kullanılırdı.
Bu yüzden İngilizce resmî dil hâline gelmiştir.
Halkın çoğu İngilizce bilmektedir.
Pakistan halkının % 99’una yakın bir bölümü
Müslümandır. Pakistan, Hindistan’da yaşamış ve
zamanla güçlenmiş olan Müslümanların, Hindistan’dan
ayrılarak kurdukları bir devlettir. Ülke hayâtına
her bakımdan İslâmiyet hâkimdir.
Kardeş Müslüman ülke Pakistan’ın, çoğu âdetleri
Türk âdetlerine benzemektedir. Halkın yediği yiyecekler
ve pişirdiği yemekler hemen hemen Türkiye’dekinin
aynısıdır. Giyim eşyâsı, ev eşyâlan
ve dînî günler gibi birçok özellikler Türkiye ile
benzerlik arz eder.
Eğitim ve öğretim oranı % 30 dolaylarındadır.
5-19 yaş arası gençlerin % 40’ından fazlası okula gitmektedir.
Okullar çoğunlukla devlet kontrolündedir.
Ülkede 12 üniversite vardır. Karaçi Üniversitesi
meşhurdur.
Siyâsî Hayat
Mahallî idâre bakımından Pakistan Federal başşehirli
4 bölgeye ve kabile sahalarına ayrılmıştır. 14Ağustos 1947’de bağımsızlığını kazanmış olan Pakistan,
esas olarak bir Federal İslâm Cumhûriyetidir.
İki meclisli bir senatosu bulunur. Federal yasama
yetkisi Millî Meclis ve Senato’nun elindedir.
Millî Meclis, doğrudan halk tarafından seçilen 237
üyeden meydana gelir. 87 sandalyeli Senato’nun
üyelerini ise eyâlet meclisleri seçer. İki meclis ve
eyâlet meclislerinin 5 senelik bir dönem için birlikte
seçtiği Cumhurbaşkanı aynı zamanda Silahlı Kuvvetler
Başkomutanıdır. Geniş yetkilere sâhiptir.
BM ve alt kuruluşlarına üyedir. Ayrıca AT ile
anlaşma hâlindedir.
Ekonomi
Pakistan ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır.
Halkın yarıdan fazlası tarımla uğraşır. Ekili
alanların yaklaşık % 50’si pirinç ve buğdaydır.
Bunlardan başka yetişen diğer tarım ürünleri arpa,
mısır, darı, pamuk lifi ve pamuktur. Pakistan’ın
en çok gelir getiren kıymetli ürünü Jüt’tür. Çay, tütün,
şekerkamışı, meyve ve sebze de yetiştirilmektedir.
Tarım ürünlerinin memleket ekonomisine
olan katkısı % 30 dolaylarındadır.
Pakistan endüstrisi orta seviyede olup, son
zamanlarda gelişme içerisine girmiştir. En önemli
endüstri dalı tekstildir. Özellikle pamuklu mâmüller
önemli gelir kaynağıdır. Jüt îmâlâtçılığı
ise yüksek bir seviyededir. Diğer endüstri kolları;
kâğıt, kereste, çimento, kauçuk, kimyevî maddeler,
gübre, şeker, sigara, gıdâ maddeleri ve eczâcılık
ürünleridir.
Endüstrinin ve sanâyinin gelişmesine, hiç şüphesiz
yeni bulunan tabiî gaz sebep olmuştur. Diğer
yeraltı kaynaklarından kömür, krom ve demir endüstri
için önemli mâdenlerdir. Tuz, alçıtaşı ve
kireçtaşı ülkenin diğer minerallerini meydana getirir.
Çalışan nüfûsun yaklaşık % 16’sı endüstri
ve sanâyi alanında istihdam edilmektedir. İhrâcât
hacmi, ithâlâtının üçte ikisine yaklaşmıştır. Daha
çok Suudi Arabistan, Japonya, ABD, Kuveyt, Çin
ve Türkiye ile yapmaktadır. Dışarıya pamuk ve pamuklu mâmüller, yünlü kumaşlar, pirinç, kürk,
deri ve kimyevî maddeler satılmaktadır. Son zamanlarda
AT ülkeleri, Körfez ülkeleri, Almanya ve
Endonezya ile ticârî münâsebetleri artmıştır.
Pakistan, dünyâ ülkeleri arasında, ekonomik
bakımdan 137’nci sırayı işgâl eder. Ekonomik büyüme
hızı % 2’nin üstüne çıkmıştır. Turizm, Pakistan’ın
önemli bir gelir kaynağıdır. Ülkenin demiryolu
ve karayolu ulaştırma sistemi orta seviyededir.
Hava yolu ulaştırması ise oldukça gelişmiş
durumdadır.
Pakistan, atom reaktörlerine sâhip ülkelerden
biridir. Yabancı milletlerin yardımı olmadan, yaptığı
reaktör, 1962 yılında işlemeye başladı.
Ulaşım daha çok karayoluna dayanır. Karaçi’den
çıkan ana kara ve demiryolları Lahor ve
Ravalpindi üzerinden Peşaver’e uzanır. Karayolları
110.128 km, demiryolları ise 12.620 km uzunluğa
ulaşmıştır. Önemli hava alanları Lahor, Revalpindi,
Peşaver ve Karaçi’dedir. Karaçi aynı zamanda
önemli bir liman şehridir.
PAKİSTAN
21
Eki