NÜKLEER TIP; hastalıklara teşhis koymak ve tedâvi amacıyla vücut organlarının radyoaktif izotoplar kullanılarak incelendiği uzmanlık dalı. Radyoaktif izotopların tıbbî maksatlı kullanımı 1940’lardaki atom çağıyla başlayıp birçok saha ve uzmanlık dallarında günlük kullanıma girmiştir. Radyonüklid maddeler de denilen bu izotoplar modem cihazlarla farkedilebilen (gamma) ışınlarını yayarak enerjilerini açığa çıkarırlar. Bâzı radyonüklid maddeler ise (beta) ışını yayarlar ki bunlar da bâzı laboratuvar tahlilleri ve serum analizlerinde kullanılabilirler. Nükleer tıp teknikleri diğer radyografik tekniklere göre çok daha az bir radyasyon dozuyla klinik bilgi sağlayabilirler. Radyasyonun çoğu vücuttan kaçtığından hastanın aldığı doz çoğunlukla klasik bir göğüs röntgeni dozundan çok daha düşüktür. Bu tekniklerin çocuklarda da rahatlıkla uygulanabilen oldukça geniş bir güvenlik sınırı mevcuttur. Radyonüklid maddelerin çoğu teşhis maksadıyla eser miktarda kullanılırken, küçük bir kısmı da radyasyon kaynağı olarak tedâvi maksadıyla kullanılmaktadır. Nükleer tıpta kullanılan radyasyon kaynağı çeşitli şekillerde olabilir ve vücûda birkaç değişik yoldan verilebilir. Damardan, ağızdan, kas içine veya vücut boşluklarının içine zerk yoluyla uygulanabilirler. Radyonüklid maddenin cinsi de vücûdun hangi bölgesinin inceleneceğine bağlı olarak değişebilir. Meselâ, bir böbreğin fonksiyon görüp görmediğini araştırıyorsak kandan süzülebilen bir maddenin bir radyonüklidle birleştirilerek kullanılması gerekmektedir. Belirli organlarda yoğunlaşma eğilimi gösteren farklı izotoplar vardır. Radyoizotopların yaydığı radyasyon, çeşitli radyasyon dedektörleri tarafından ölçülür. Radyasyonun kaydedilmesiyle vücuttaki dağılımı tespit edilebilir. Dokulardaki yoğunluğu çeşitli organlardaki anormal oluşumların varlığı, boyu ve biçimi hakkında bilgi verir. Radyonüklid görüntüleme metodları: Bir organın radyonüklidle incelenmesi o organm fizyolojik, biyokimyasal özellikleriyle ve kullanılan radyonüklidin cinsiyle ilgilidir. Nükleer tıp metodları incelenen organın yapısal özelliklerinden ziyâde fizyolojisini ortaya koyar. Tiroid gibi bâzı özel organların başka alternatif inceleme metodu yoktur. Diğer organlardaysa radyografi ve radyonüklid görüntüleme birarada tamamlayıcıdır. Birçok organın nükleer tıp teknikleriyle incelenmesi mümkündür. Tiroid, karaciğer, dalak, akciğer ve beyin sintigrafileri birçok hastalığın teşhisinde yardımcı, yaygm olarak kullanılan metodlardır. Bir nükleer tıp departmanında en çok yapılan araştırma kemik sintigrafisi olup kanser taramasında sık kullanılan bir metoddur. Nükleer tıbbın son yıllarda en hızlı gelişen kısmı kardiyovasküler görüntüleme olmuştur. Kalp sintigrafisiyle çeşitli kalp hastalıklarının teşhisi mümkündür. Talyum sintigrafisiyle koroner arter hastalığının olup olmadığı ortaya çıkarılabilir. Kalp damarlarında tıkanıklık varsa kalpte kan akımının azaldığı bölgede aktivite azalacaktır. İstirahatten sonra kanlanma azlığı geçmiyorsa eski bir enfarktüs bölgesi sözkonusudur. Bu metodda kurulan bir gamma kamera radyonüklid maddenin kalpten pasajı esnâsmda sâniyede 25-100 görüntü kaydeder. Bilgisayar vâsıtasıyla bu görüntüler birleştirilerek yorumlanır. Nükleer kardioloji metodları, kardiologlara uygulaması zor olan klasik anjiografi tekniğine göre daha rahat bilgi elde etme imkânı sağlar. Nükleer tıp metodları; hastâneye yatmaya gerek olmadan uygulanabilen, kolay ve yan etkisiz testlerden ibârettir. Bu testler sâyesinde vücûdun birçok organının işleyiş ve yapılarına âit güvenilir bilgiler elde edilir.
Yeni