wiki

MUHAMMED CEZÛLİ

MUHAMMED CEZÛLİekran-alintisi

Fakat mensûb olduğu kabile ile komşu kabile arar smda çıkan bir anlaşmazlık sebebiyle memleketinden ayrılıp Hicâz’a gitti. Orada uzun bir müddet kaldı.; Mekke, Medine ve Kudüs şehirlerini dolaşarak, pek çok âlimin sohbetlerinde ve ilim meclislerinde bulundu. Bir müddet sonra tekrar memleketine döndü. Tit şehrinde bulunan Ebû Abdullah Muhammed’in sohbetlerine katılıp tasavvufta Şâziliyye yoluna girdi. On dört sene halvete (yalnızlığa) çekildi. Şâziliyye yolunda ilerledikten sonra insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatıp, talebe yetiştirmeye başladı. Pekçok kimse onun sohbetlerine katılıp talebesi oldu. Delâil- Ül-Hayrât ve Şeyâriku’l-Envâr (Hayırlara Deliller ve Parlayan Nurlar) adlı selevât-ı şerife kitabını yazdı: Başka eserler de yazan Muhammed Cezûlî 1465 (H, 870) senesi Rebîülevvel ayının on altısında zehirlenerek şehit edildi. Fas’ın Fugal bölgesinde yaptırdığı câminin bahçesine defnedildi. Şehit edilişinden yetmiş yedi sene sonra kabrinin bulunduğu yer küffar eline geçince, talebeleri tarafından kabri nakl edilmek üzere açıldı. Kabri açtıklarında bedeninin, nasıl defnedil- mişse o halde olduğunu gördüler. Oradan mübârek bedenini alıp, Merrâkûş’a getirip defnettiler. Kabrinin üzerine de bir türbe yaptırdılar. Türbesi günümüzde ziyâret edilmektedir. Muhammed Cezûlî hazretlerinin Delâil-ül- Hayrât ve Şevârikufl-Envâr adlı salevât-ı şerife kitabını Kara Dâvud Muhammed bin Kemâl İzmitî Türkçeye tercüme ve şerh etmiştir. Muhammed Cezûlî’nin bu eserinden başka eserleri de vardır. Bunlardan bir tânesi Hizbül-Felâh ve Hizbü’s- Sübhan Eddâim’dir.
; on beşinci yüzyılda Kuzey Afrika’da yetişmiş olan hadîs âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Süleymân’dır. Künyesi Ebû Abdullah olup Cezûlî diye meşhur olmuştur. Peygamber efendimizin torunu hazret-i Ha- san’ın soyundan olup, şeriflerdendir. Fas’ın Sûs şehrinde doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Muhammed Cezûlî bir müddet memleketinde tahsil gördükten sonra Fas şehrine giderek Saffâ- rin Medresesinde tahsiline devâm etti. Tahsilini tamamladıktan sonra tekrar memleketine döndü.Fakat mensûb olduğu kabile ile komşu kabile arar smda çıkan bir anlaşmazlık sebebiyle memleketinden ayrılıp Hicâz’a gitti. Orada uzun bir müddet kaldı.; Mekke, Medine ve Kudüs şehirlerini dolaşarak, pek çok âlimin sohbetlerinde ve ilim meclislerinde bulundu. Bir müddet sonra tekrar memleketine döndü. Tit şehrinde bulunan Ebû Abdullah Muhammed’in sohbetlerine katılıp tasavvufta Şâziliyye yoluna girdi. On dört sene halvete (yalnızlığa) çekildi. Şâziliyye yolunda ilerledikten sonra insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatıp, talebe yetiştirmeye başladı. Pekçok kimse onun sohbetlerine katılıp talebesi oldu. Delâil- Ül-Hayrât ve Şeyâriku’l-Envâr (Hayırlara Deliller ve Parlayan Nurlar) adlı selevât-ı şerife kitabını yazdı: Başka eserler de yazan Muhammed Cezûlî 1465 (H, 870) senesi Rebîülevvel ayının on altısında zehirlenerek şehit edildi. Fas’ın Fugal bölgesinde yaptırdığı câminin bahçesine defnedildi. Şehit edilişinden yetmiş yedi sene sonra kabrinin bulunduğu yer küffar eline geçince, talebeleri tarafından kabri nakl edilmek üzere açıldı. Kabri açtıklarında bedeninin, nasıl defnedil- mişse o halde olduğunu gördüler. Oradan mübârek bedenini alıp, Merrâkûş’a getirip defnettiler. Kabrinin üzerine de bir türbe yaptırdılar. Türbesi günümüzde ziyâret edilmektedir. Muhammed Cezûlî hazretlerinin Delâil-ül- Hayrât ve Şevârikufl-Envâr adlı salevât-ı şerife kitabını Kara Dâvud Muhammed bin Kemâl İzmitî Türkçeye tercüme ve şerh etmiştir. Muhammed Cezûlî’nin bu eserinden başka eserleri de vardır. Bunlardan bir tânesi Hizbül-Felâh ve Hizbü’s- Sübhan Eddâim’dir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir