ALİ SEMER KANDÎ;
Osmanlı Devletinin kuruluş devrinde Anadolu’da yaşamış olan evliyânın büyüklerinden. Babasının ismi Yahyâ olup’, soyu hazret-i Ömer’e dayanır. 1320 (H. 720) senesinde İsfehan’da doğdu. 1457 (H. 862) senesinde Ankara’nın Çamlıdere kazâsında vefât etti.
Küçük yaşından îtibâren ilim tahsîline başlayıp, Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Zamânınm âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Genç yaşında tefsîr, hadîs, fıkıh ve tasavvuf ilimlerinde yüksek derecelere kavuştu. Tahsilini tamamladıktan sonra, Mekke-i mükerremeye gitti. Kâbe-i muazzamada yıllarca imâmlık yaptı. Mânevî bir işâretle Medîne-i münevvereye geldi. Resûlullah efendimizin kabr-i şerifinde yedi sene türbedârlık hizmetinde bulundu. Peygamber efendimizin mânevî işâretiyle oradan Anadolu’ya gitmek üzere ayrıldı. Gittiği yerlerde İslâmiyeti öğretmek için uğraştı. Akdeniz sâhilindeki Alanya’ya oradan da bugünkü Ankara’nın Çamlıdere havâlisine geldi. Burada yerleşip insanlara, Allahü teâlânın emirlerini bildirmek, yasaklarından sakındırmak için yıllarca çalıştı. Pekçok talebe yetiştirdi. Kerametleri görüldü. Zamanla şöhreti yayılıp, Osmanlı Devletinin başşehri olan Bursa’ya ulaştı. Pâdişâh, Ali Semerkandî’yi Bursa’ya dâvet etti. Ali Se- merkandî Bursa’ya geldiğinde Pâdişâh ona ikrâm ve iltifâtlarda bulundu. Bursa’da kalmasını istediyse de, kabûl etmeyerek Çamlıdere’ye döndü. Orada vefât etti. Çamlıdere kabristanının ortasındaki kabrini ziyâret edenler, ondan çok feyz almaktadırlar. Türbesinin kapısından girilince tam karşıdaki büyük sandukalı kabir ona, etrâfındaki kabirler de talebelerine âittir. Ali Semerkandî’nin Karaman’da vefât ettiği söyleniyorsa da o zât başkadır