BEŞ HECECİLER; şiirlerini hece vezni ile
yazan ve bu vezni en güzel şekilde kullanan beş şâir.
İkinci Meşrûtiyetten sonra (1908) Ziyâ Gökalb
ve Ömer Seyfeddîn’in öncülüğünde edebiyâtta
yeni bir akım başladı. Bu akımı benimseyen Orhan
Seyfi Orhon, Enis Behiç Koryürek, Hâlid Fahri
Ozansoy, Yusuf Ziyâ Ortaç, Fâruk Nâfiz Çamlıbel’e
“beş hececiler” veyâ “hecenin beş şâiri” ismi
verildi. Bu şâirler 20. yüzyılın ilk çeyreğinde
millî bir dil ve edebiyât, yeni lisan akımını benimseyerek,
aruz veznini birBeş hececiler, şiir yazmaya, Balkan Savaşı
yıllarında başladılar. Üslup bakımından da Servet-
i Fünuncuların tesirinde kalan bu şâirler, aslında
aruz ile de çok güzel eserler verdiler. Aruz ve
hece zevki bu şâirlerde birleşmişti. Zâten aruz bu
sırada asırlar ötesinden gelen bir zevkle dile nüfuz
ederek, Türk şiirinin emrine girmiş ve en ileri
şekline ulaşmıştı. Bu alanda ilk şiirleri, Orhan
Seyfi (1910) Hıyâbân, Hâlid Fahri (1912) Rübâb,
Enis Behiç (1912) Şehbâl, Fâruk Nâfiz (1913)
Peyâm-i Edebi, Yusuf Ziyâ (1914) ise Kehkeşân
dergilerinde yazdılar. Bu beş şâir, 18-20 yaşlarındayken,
Ziyâ Gökalb ile Ömer Seyfeddîn Selanik’te
Genç Kalemler Dergisini çıkarıyorlardı
(1911). Bunlar millî edebiyât dâvâsı için bu dergiyi
çıkardıklarını söylüyorlardı. 1914 senesinde İstanbul’da
Bilgi Demeğini kurdular. Zamanla hepsi
bu demekte çalışmaya başladı. Birbirleriyle tanıştılar
ve verdikleri konferanslarla birbirlerini
teşvik ederek fikir birliği yaptılar. Enis Behiç ilk
şiiri Hodbin’i, bu demekte okudu. Balkan Savaşından
sonra, Edirne’nin düşmandan geri alınması
üzerine Enis Behiç, Ey Meriç şiirini yazdı. Yusuf
Ziyâ’nın ilk hece vezni ile yazdığı Türk Yurdu
Dergisinde yayınladığı manzumesi Gecenin
Hamamı şiiridir (1914). 1917-18 senelerinde, Ziyâ
Gökalb, Ömer Seyfeddin, Fuad Köprülü’nün çıkardığı
haftalık Yeni Mecmua Dergisinde beş hececilerden Orhan Seyfi ile Hâlid Fahri’nin, sonra
Fâruk Nafiz’in şiirleri çıkmaya başladı. İzmir’in
Yunanlılar tarafından işgâline kadar bu dergi aralıklarla
çıktı. İzmir’in işgâli üzerine şâirler dağıldı
ve dergi kapandı. Ülkü birliği bakımından beş
hececiler arasında tam bir birlik yoktu. Zamanla
Hâlid Fâhri ve Fâruk Nâfiz aruz vezni ile şiirler
yazdılar.Yusuf Ziyâ bunlara şiddetle çattı. Şâir
Dergisinde Yusuf Ziyâ hecenin, Nedim Dergisinde
Hâlid Fahri aruzun savunmasını yaptı. Fâruk
Nâfiz Büyük Mecmua’da hece, bir de Nedim
Dergisinde aruz şiirleri yazıyordu.
Hâlid Fahri, Orhan Seyfi, Fâruk Nâfiz (1921)
Yarın Dergisine şiirler vermeye başladılar. 1923-
1928 seneleri arasında çıkan Millî Mecmua’da
beş hececilerin dışında, Hâlide Nusret, Necmeddîn
Hâlil, Ahmed Kudsi, Necib Fâzıl, Ömer Bedreddîn,
Ali Mümtaz gibi yeni hece şâirleri de şiirler
yazmaya başladılar.
Beş Hececiler bâzan bir dergide birleştiler, bâzan
ayrıldılar. Konuşulan Türkçeyi yazı diline geçirerek
yeni bir dâvâyı kazandıranlar bunlardı. Beş
Hececiler, ferdî duyguları, eski korsan hikâyelerini,
vatan köşelerini, Anadolu gerçeklerini şiire geçirdiler.
Târihî hâdiseleri sâde bir dille yazdılar.
Çoğunlukla hecenin 11 ve 14’lü kalıplarını kullandılar.
Yeni yeni biçimler aradılar. Bâzan bir hikâyeyi
beyit beyit, kâfiyeli, uzun şiirler biçiminde de yazdılar.
Meselâ Fâruk Nâfiz’in Han Duvarları vb.
Beş Hececiler, dilde sâdeleşmeyi, duyguda
yerlileşmeyi seçtiler. Nesir ile şiiri karıştırdıkları
yazıları da olmuştur. Hattâ vezni; Binnaz, Canavar,
Sönen Kandiller gibi tiyatro eserlerinde bile
kullandılar.
BEŞ HECECİLER
29
Eki