wiki

AMORTİSÖR

A M O R T İS Ö R ; Alm. Stossdâmpfer (m), Fr.
Amortisseur (m.), İng. Shock absorber. Makinalarda
çalışma sırasında meydana gelen sarsıntı ve
titreşimlerin şiddetini ve etkisini azaltmak için
kullanılan elemanlar. Amortisörler hareket yönüne
ters, hız ile orantılı bir direnç gösterirler. Böylece
sarsıntı ve titreşim doğuran enerjiyi ısıya çevirerek
yutarlar. Her türlü darbeli çalışan makinalarda
(tekstil makinaları, presler, iş makinaları,
kaldırma makinaları…) kullanılmalarına rağmen,
en yaygın kullanma alanı araçlardır.
Araç süspansiyon sistemleri ve yaylar: Yayların
araç süspansiyon sistemlerinde kullanılmaları
geçen yüzyıla kadar dayanır. İlk kullanılan yaylar
kalın çelik yaylardı. Bunların yoldan gelen darbeleri
bir ölçüde yutmaları, daha hızlı ve rahat
yolculuk yapma imkânını ortaya çıkarmıştı. Daha
sonraları halk arasında makas olarak bilinen yaprak
yayların büyükten küçüğe doğru yerleştirilmesi
ile meydana gelen yaylar, geniş kullanım alanı
bulmuştur. Bu yayların ön ve arka dingil ile şasi
arasında kullanılmasıyla araç gövdesi dolaylı olarak
dingillere oturtulmuş olur. Böylece yoldan gelen
sarsıntılar kadar, aracın kalkma ve fren sırasındaki
sarsılmaları da yumuşatılmış oluyordu.
İlk defâ 1928’de otomobil îmâlâtındaki bir uygulamayla
süspansiyon sistemi her bir tekerleğe bakullanılmasından
vaz geçilerek her tekerlek ayrı olarak yataklanmıştır.
B öylece bir tekerlek tarafından alman
darbe diğerine iletilmediğinden seyahat rahatlığı
artırılmıştır.
Bugün helezon yaylar, burulma çubukları,
yaprak yaylar gibi kullanılan bir çok yay tipi vardır.
Genellikle ön tekerlekler için helezon yaylar
kullanılırken, arka dingil yaprak yaylardan yapılan
makaslar üzerine oturtulur.
Yaylar enerji depolama kâbiliyetleri yüksek
olan elastik elemanlardır. Bu özellikleri, dolayısıyla
yol sathından alman darbeleri, boyut değiştirerek
ve enerji depolayarak şasiye iletmeden
alırlar. Fakat yalnız başlarına kullanıldıklarında ilk
anda depoladıkları enerjiyi sonra geri verirler ve bir
salınım hareketine sebeb olurlar. Bu salınınım sâdece
bir kısmı yayın rijitliği, yâni iç moleküller sürtünmesi
dolayısıyla ısıya çevrilerek yutulur ve salınınım
durması zaman alır. Eğer bu salınımlarm
devam etmesine müsâade edilirse araçta da sallanmalar
görülür.
Bilhassa İkinci Dünyâ Savaşı sırasında metalürji
sâhasındaki son ilerlemeler yayların enerji depolama
kâbiliyetlerini, yâni elastikiyetlerini arttırmış
ve araç süspansiyon sistemlerinde yaylar yanında
enerji yutma kabiliyetleri yüksek amortisörlerin
kullanılması bir ihtiyaç hâlini almıştır.
Bugün amortisörler, araç süspansiyon sistemlerinde
geniş bir şekilde kullanılmaktadır.
Amortisörlerin rolü: Amortisörler, araç süspansiyon
sistemlerinde yaylarla birlikte kullanılarak
yoldan tekerleklere gelen sarsıntı ve titreşimlerin
araba şasisine iletilmeden emilmesini
sağlarlar. Burada amortisörlerin rolü yaylardan
daha değişik bir karakter gösterir.
Bu sistemlerde yay tarafından depolanan enerji,
salınımlar hâlinde şasiye iletilmeden amortisörler
tarafından emilir. İşte bu prensibe dayanarak
yolun düzensizliklerinden dolayı meydana gelen
darbe ve salmımlan, yaylar, araç gövdesine iletmiyerek
depolarlar. Amortisörler ise hareket yönüne
ters doğrultuda gösterdikleri direnç ile gerek
ilk anda tekerlekten gelen enerjiyi ve gerekse yayda
depolanan enerjiyi yutarak ısıya çevirirler. Böylece
sarsıntıları yok ederler.
Amortisörler, sâdeçe aracın konforu için gerekli
elemanlar değillerdir. Aynı zamanda tekerleklerin
yolu iyi kavramaları gibi önemli bir fonksiyonu
da yerine getirirler. İyi bir amortisör virajda
savrulmayı önler. Tekerleklerin yere iyi basmalarını
ve zıplamamalarını sağlayarak hem çekişi artırır,
hem de fren yapıldığında duruş mesafesini kısaltır.
Amortisörlerin yapısı, tipleri: Genel olarak
amortisörlerin çalışma prensibi sürtünme yoluyla
herekete karşı bir direnç göstererek, hareket enerjisinin
ısıya dönüştürülüp, yutulması esâsına dayanır.
Amortisörler “kuru” ve “akışkan esaslı”
tipler olmak üzere iki ana bölüme ayrılırlar.
Kuru tipler, yaylar ve lastiklerde olduğu gibi
cisimlerin iç moleküler sürtünmesine dayanarak
veya doğrudan birbirine sürtünen cisimlerde olduğu
gibi dış sürtünme esasına dayanarak sarsıntı
ve titreşim doğuran hareket enerjisini ısıya çevirerek
yutarlar.
Akışkan tipleri ise sıvı veya gaz esaslı olabilirler.
Sıvı tiplerde daha çok yağ kullanılır. Yağların
iç moleküler sürtünmesi olan yüksek viskozite
(kıvamlılık) özelliğine dayanılarak basınç altındaki
yağın dar kanallardan geçmeye zorlanmasıyla sıkışan
moleküllerin arasındaki sürtünme yardımıyla
ısıya çevrilen enerji yutulur. Gaz esaslı tipler
de aynı prensibe göre çalışırlar. Gaz olarak
daha çok hava kullanılır.
Amortisörlerin bu iki ana esasa bağlı, sanâyi
ve araçlarda kullanılan bir çok tipleri vardır. Araçlarda
geniş bir kullanılma alanı bulması dolayısıyla
en çok tanınan teleskopik tipdir.
Teleskopik tip hidrolik amortisörler: Bu tip
amortisörler tekerlek kısmına bağlı içi yağ dolu silindir
ve arabanın gövdesine bağlı çubuk pistongelirler.
Silindir kısmının dış zarfı iki kat olup ara kısım
yedek yağ deposu vazifesini görür. Piston çubuğuna
silindirin üst tarafına geçen koruyucu toz
tüpü ve silindir içinde işleyen piston bağlıdır.
Bu tip amortisörlerin çalışma şekli şöyledir:
Eğer tekerlek bir darbe alırsa, amortisörün bu sıkışma
stroku esnâsmda silindirin alt kısmındaki süpap
kapanır. Yağ basıncı piston üzerindeki süpabı
açar ve yağ pistonun üst kısmına geçer. Bu kısımda
aynı zamanda piston çubuğu bulunduğundan
fazla yağ bir boru vâsıtasıyla yedek depoya gönderilir.
Bu borunun ucunda bir supap daha mevcuttur.
Bu işlem sırasında amortisör yukarı doğru
olan yay hareketini yumuşatır, darbeyi söndürür,
amortisörün aşağı doğru tepkisi lastiği yola bastırır,
zıplamasını önler.
Tekerleğin düşmesi sırasında amortisör şöyle
çalışır: Amortisörün açılması esnasında yağ önce
silindirin alt başındaki süpaptan içeri girer. Piston
üzerindeki süpap tek taraflı olduğundan kapanır ve
piston üstündeki yağ ince borudan geçerek yedek
depoya ve oradan silindire girer ve geri gelme
mukâvemetini te ’min eder. Bu işlem sırasında
amortisör tekerleğin düşmesi ile yayın birden boşalmasını
önler, darbeli açılımı frenler, tekerleğin
yola yumuşak bir hareketle oturmasını sağlıyarak,
zıplamasına engel olur.
Görüldüğü gibi yağın ince boru ve süpaplardan
geçmeye zorlanması amortisörün hareketini, ters
yönünden bir direnç göstererek sarsıntı doğuran
enerjiyi ısıya çevirip yutmasına imkân sağlar. Dikkat
edilecek diğer bir husus da amortisör içinde ısınan
yağın her zaman bir yönde hareket etmesi ve
böylece kendini ve cihazı soğutmasıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir