Sultan İkinci Mahmûd’un yeniçeri ocağını ortadan
kaldırmasından sonra bu teşkilâtın yerine tesis edilen
ordunun adı. Sultan Mahmûd Han, bir anarşi yuvası
hâline gelen Yeniçeri ocağını, 1826’da Ağa Hüseyin
Paşanın da desteğiyle lağvetti. Bu durum, OsmanlI
târihinde “Vak’a-i hayriyye” adıyla anıldı.
Lağvedilen ordunun yerine Peygamber efendimizin
adına izâfeten “Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye”
teşkilâtını kurdu. Ağa Hüseyin Paşayı serasker ünvânıyla
bu teşkilâta komutan tâyin etti. 7 Temmuz
1826’da bu teşkilâta âit bir kânunnâme hazırlattı.
Bu ordunun teşkilâtlanmasına ilk olarak İstanbul’da
“tertip” adı verilen sekiz alayın kurulmasıyla
başlandı. Sekiz alayın ikisi Serasker kapısında, diğer
altı alay ise, o zamanlar inşâsı devâm eden Dâvûd
Paşa ve Üsküdar kışlalarındaki barakalarda iskân
edildi. Hazırlanan nizâmnâmeye göre kimliği belirsiz
kimselerle, dönmeler bu teşkilâta alınmayacaktı.
Şartları elverişli ve yaşları on beş ile otuz
arasında bulunanların kaydı yapıldı. On beş yaşından
küçük olanlar için, Şehzâdebaşı’ndaki eski acemi
ocağı kışlası tâlimhâne olarak tahsis edildi.
Yeni ordunun ilk mevcûdu 12.000 kişi olup,
1500’er kişilik sekiz tertibe ayrılmıştı. Mevcûd
sekiz tertibin hepsine birden kumanda eden bir
baş binbaşı vardı. Her tertibin mevcûdu binbaşı,
kolağaları, topçubaşı, arabacıbaşı, mehterbaşı,
imamlar, hekim, cerrâh vb. ile berâber 1527 kişiyi
buluyordu. Her tertip, “sa f’ adıyla on beş kısma
taksim olunup, her biri yüzbaşıların kumandasında
idi. Ayrıca her safta bir de top bulunurdu. Bu
toptan topçubaşı sorumlu,idi. Yüzbaşının rütbe
olarak altında iki yüzbaşı mülâzımı, bir sancaktar,
bir çavuş ve onbaşı bulunurdu.
Bu sistem 1828’de değişikliğe uğrayıp tertip
tâbiri Alay’a, saf tâbiri de Bölük’e çevrildi. Bu süre
içinde teşkilât büyüdü ve iki alaya bir Mirlivakumanda etmeye başladı. Ordu aynı zamanda Üsküdar
ve İstanbul olmak üzere ikiye ayrılıp, her kısmın
başına Ferikler tâyin edildi. Yeni ordunun seraskerlikten
sonra gelen en yetkili makâmı Asâkiri
mansûre nezâretiydi. Ordunun maâş gibi işlerinden
nâzır mesûldü. Yeni ordunun giderleri Mansûre
hazînesi adıyla kurulan ve yeni gelir kaynakları
olan bir hazîneden sağlanırdı.
Asâkir-i Mansûre ordusunun kuruluşundan
iki sene sonra Rusya ile savaş başlamasına rağmen,
ordunun teşkilâtlanmasına devâm edildi. 1834’te
ordunun subay ihtiyâcını karşılamak üzere Harbiye
Mektebi açıldı ve Avrupa’ya talebe gönderildi.
Aynı sene Asâkir-i Mansûre tâbiri yerine Asâkiri
Nizâmiye denildi ve bu tâbir uzun süre kullanıldı.
1836’da şimdiki askerî teşkilâtımızda olduğu gibi
belirli bir süre askerlik hizmeti yapılmasını öngören
“R ed if’ teşkilâtı kuruldu. 1879’da seraskerliğin
yerini harbiye nezâreti aldı ise de, 1884’te
tekrar seraskerliğe döndürüldü. 1908’de ise harbiye
nezâreti, kesin olarak seraskerliğin yerini aldı.
ASÂKİR-İ MANSÛRE-İ MUHAMMEDİYE
31
Eki