D İY Â N Â T ; Allahü teâlâ ile kulları arasında olan
işler, ibâdetler. Müfredi (tekili) diyânettir. İnsanların
birbirleri ile olan münâsebetlerine “Muâmelât”
denir.
Diyânâtta âdil (adâletli) ve bâlig (ergenlik yaşma
gelmiş) bir Müslümanın sözüne inanılır. Müslüman
olmayanların, açıkça günâh işleyenlerin
sözlerine inanılmaz. Diyânette bir kadın da bir
erkek gibidir. Suyun pis olduğunu söylerse, bu su
ile abdest alınmaz, toprakla teyemmüm edilir. Fâsık
(büyük günâh işlemeye devâm eden) veya hâli
belli olmayan bir Müslüman söylerse, kendi
araştırır. Gâlip zannına (kuvvetli kanâatine) göre
hareket eder. Kâfir veya çocuk suya pis derse ve
inanırsa, dökmeli, sonra teyemmüm etmelidir. Hediyede
ve izin vermekte bir çocuk sözü de kabul
edilir. İçeri buyurun deyince girilir. Çocuğun satın
almak için izinli olup olmadığı satanın çok
zan ile anlamasına bağlıdır.
Adil bir kimse, bir etin leş olduğunu söylerse,
meselâ mürted (İslâm dîninden çıkmış) kesti dese,
bir başka âdil de, leş değil dese, meselâ Müslüman
kesti dese, leş kabul edilir. Su ve her çeşit şerbet
ve taam (yiyecek) için pis dese, öteki de pis değil
dese, temiz kabul edilir. Haber verenler çok ise, sayısı
fazla olanların dedikleri kabul edilir. Temiz ve
pis kumaşlar karışmış ve temizleri az ise ve kaplar
karışınca temizleri çok ise, temizlerini araştırıp,
temiz zannettiklerini kullanır. Kapların temizleri
eşit veya az ise, hepsi diyâneten pis kabul
edilir.
DİYÂNÂT
06
Kas