FARKLILAŞMA VE ANAPLAZÎ:
İnsan organizmasını oluşturan çeşitli hücre türleri, temelde birkaç ana hücrenin belli işlevler üstlenecek olan hücre türlerine doğru bir yandan çoğalabilen, bir yandan da o işlev için farklılaşmaları ve özelleşmeleriyle gelişirler. Örneğin tek bir tükürük bezi salgı hürcresiyle, bir pankreas dış salgı hücresi farklı işlevlere sahiptirler. Fakat tek bir ana hücre tipinden f arklılaşarak gelişirler. Bu ana hücre tükürük ve pankreas hücresine doğru ve doğal olarak diğer hücre çeşitlerine doğru farklılaşıp, özelleşip çoğaldıkça yeni nesiller gitgide birbirinden farklı özellikler kazanmaya başlarlar ve sonunda tükürük hücresiyle tükürük bezinin dokusal yapısı, pankreas hücresi ve pankreas bezinin dokusal özellikleri birbirinden büyük farklılıklar izanmış olurlar. Özetleyecek olursak; herhangi bir ana hücrenin belli bir işlev gören belli bir hücre çeşidine doğru gitgide özelleşerek çoğalması olayına “farklılaşma” denir. Farklılaşma olayı sonucu özel işlevli hücre ve dokular oluşmaktadır. Farklılaşma olayı bazı durumlarda son basamağa kadar ulaşmayabilir. Ara basamaklardan birinde takılabilir. Bu durumda hücreler asıl olgunlaşmış, özelleşmiş düzeylerine ulaşamazlar. Doku ise normal yapısını kazanamaz. Farklılaşma merdiveninin basamaklarından birine takılmış olan olgunlaşmamış hücreler ise, farklılaşmaksızm ve özelleşmeksizin normalden fazla çoğalırlar. Bu olayların sonucu olarak da o bölgede bir tümör gelişir. Tümörü oluşturan hücre ve bu hücrelerin oluşturduğu yapı, normalden farklı olur. Eğer farklılık asıl dokuyu hatırlatacak kadarsa olaya “Pleomorfizm”, eğer hiç hatırlatmayacak kadarsa, yani asıl dokuya hiç benzemeyen bir doku oluşmuşsa olaya “Anaplazi”denir. Genel bir kural olarak, hücreler farklılaşma merdiveninin ne kadar alt basamaklarına takılırlarsa, bunlardan kaynaklanan tümörlerin habislik özellikleri de o oranda artar. Yani anaplazi arttıkça, habislik riski de artar. Ancak kuraldışı durumlar vardır. Yani iyice farklılaşmış olmasına karşın, yine de habis olan tümörler bilinmektedir.