İSHAL (DİARE)

ekran-alintisiİSHAL (DİARE): İshal, dışkının bağırsaklardan hızla geçmesi ve çok sulu olarak çıkartılması durumuna verilen addır. Kalınbağırsaklara geçen besin artıklarından fazlalık suyun geri emilmesi, özellikle çıkan ve yatay kolonlarda gerçekleştirilmektedir ve dışkı içinde günde 100 mİ kadar suyun atılması normal sayılmaktadır. Besinlerle alman suyun büyük bölümü, incebağır- saklarda emilmektedir. Kalınbağırsakların günlük su geri emilim kapasiteleri 2 litre kadardır. İncebağırsaklardan kalınbağırsaklara gönderilen besin artıkları içindeki günlük suyun miktarı 2 litrenin üzerinde ise, kalınbağırsakların bu suyu tümüyle geri emmeleri olanaksızlaşmaktadır. İncebağırsaklarda gelişen bakteriyel ya da virüslere bağlı (viral) infeksiyonlar, incebağırsaklar- daki emilim işlevlerini bozacağından, kalınbağırsaklara aşın sulu bir besin artığı gönderilir. İncebağırsaklann bir bölümünün ameliyatla çıkartılması halinde de kalınbağırsaklara yeterli su emilimine uğramamış besin artıklan gönderilir. Kalınbağırsakların iltihaplanması ya da bir bölümünün ameliyatla çıkartılması halinde, kalınbağırsağın suyu geri emme kapasitesinde bir azalma oİur. Ancak incebağırsak bozukluklarında kalınbağırsakların kapasitesinde bir azalma yoktur, yalnız kapasitesi üstünde bir yükle karşılaşma durumu vardır. Bağırsaklardaki ileri hareketleri hızlandıran bazı hormonal ve sinirsel uyanlar da ishale yol açabilirler. İshaller, ani ve müzmin olmak üzere başlıca iki grupta incelenebilir.
A) Ani (akut) ishaller: 1) Viral gastroenterit: Çeşitli virüslerin neden olduğu sindirim kanalı iltihaplarında halsizlik, kas ağrısı, iştahsızlık, bulantı ve kusmayla birlikte ishal de gelişir. Genellikle hastalarda ateş ortaya çıkmaz. Belirtiler 48 saatte kaybolur. 2) Stafilokoklara bağlı ishaller: Stafilokok denilen bazı bakteriler, besin maddelerine bulaştıklarında burada ürerler ve “Enterotoksin” denilen bir zehir maddesi üretirler. Enterotoksinler ise ishale yol açarlar. Stafilokokların besinlere bulaşması genellikle derideki ve özellikle ellerdeki yaralardan ya da kirli ellerden olmaktadır. Stafilokok- ların bulaşmış olduğu besin maddesini yemiş olan kişide, 1-6 saat sonra kanlı bir ishal gelişir. Hastada bulantı, kusma, karında kramp tarzında ağrı da gelişir. Belirtiler birkaç saat sürer. Besinlerin temiz koşullarda hazırlanıp korunması gerekir. 3) Koleraya bağlı ishal: Vibrio kolera ile bulaşmış besin maddelerini yiyen kimselerde 1-3 gün sonra şiddetli, kansız bir ishal gelişir. Çıkartılan dışkı, yıkanmış pirinç suyu gibidir. Hasta aşın miktarda su kaybeder. İshal sırasında karında kramp tarzında ağrılar da gelişir. 4) Dizanteri ishalleri: Dizanteri ishallerinde çıkartılan dışkı kanlı ve cerahatlidir. “ Şigella dizantesi”; “Şigella fleksneri”, “Şigella solei”, “Salmonella paratifo” adlı bakteriler, “Giardia lamb lia”, “Balantidium koli”, “Entamoeba histo- litika” ve “Trikomonas hominis” adlı protozoalar dizanteri etkenleridirler. Kolitis ülseroza: Ani ve kanlı bir ishale yol açar. B) Müzmin (kronik) ishallerin bazıları aralıklarla ortaya çıkarlarken, bazıları da süreklidirler. 1) Aralıklı olarak ortaya çıkan ishalleri şöyle özetleyebiliriz: İritabl kolon (spastik kolon), karsinoid tümörleri, paratiroit hormon yetersizliği, böbreküstü bezi korteksi yetmezliği, hiperti- roidizm pernisiyöz anemi, müzmin pankreas
iltihabı (kronik pankreatit), fibrokistik hastalık, nontropikal spru, Crohn hastalığı, kolitis ülseroza, bağırsak tüberkülozu. 2) Sürekli ishaller ise şöyle sıralanabilir: Whipple hastalığı, bağırsak fistülleri, bazı safra kesesi ya da yollan hastalıkları. İshallerde uygulanacak olan ilk yardım, hastaya bol miktarda su içirmektir. Böylece vücut ishalle kaybettiği suyu yerine koyabilecektir. Uygulanacak asıl tedavi ise, ishal yaratan etkenin saptanıp, ortadan kaldırılmasıdır.
21.42. GAZ: Sindirim kanalındaki gaz başlıca üç kaynaktan kaynaklanmaktadır. Bunlardan ilki yemek yerken ya da su içerken bir miktar havanın da yutulmasıdır (aerofji). İkincisi bağırsaklarda normal olarak bulunan bazı bakterilerin karbondioksit, metan ve hidrojen gazı üretmeleridir. Üçüncüsü ise kandaki bazı gazların ve özellikle de azot gazının bağırsak boşluğuna geçmesidir. Bu gazların bir bölümü geğirme ile, bir bölümü yeniden kana karışarak, bir bölümü ise bakteriler tarafından kullanılarak, geri kalan bölümü de anustan geçerek, bağırsak kanalından uzaklaştı- rılmaktadır. Hidrojen, karbondioksit ve metan gazlarının büyük bir bölümü bağırsak boşluğundan kana geçtikten sonra, bakterilerin bazı gazları özellikle, hidrojen gazını kullanmalarını engellediklerinden, bağırsaklardaki hidrojen gazının artmasına neden olurlar. Bağırsaklarda birikmiş olan fazla miktardaki gaz, karında gerginliğe, ağrıya, şişliğe, geğirmeye, anustan sık sık ve fazla miktarda gaz çakartıl- masma yol açabilir. Ancak gazdan yakman kimselerde gerçekten fazla miktarda gaz bulunduğu, her zaman saptanamamaktadır. Bu gibi vakalarda bağıksaklarm normalin biraz üstündeki bağırsak gazlarına dayanamayıp, uyarıldıkları düşünülmektedir. Birçok normal insanda saatte 1 litre hacminde gaz, yukarıda belirttiğimiz yollarla bağırsak içine girebilir ve hiçbir belirtiye yol açmaz. Gaz olaylarına karşı bazı önlemler alınabilir. Sinirli kimselerde, sürekli sakız çiğneyenlerde hava yutma daha fazla olmaktadır. Bu da gazdan yakınmaya yol açabilmektedir. Aşın sakız çiğnemekten ve kötü psikolojik uyarılardan uzak kalınması yararlıdır. Burun tıkanıklığı ve bazı damak ve diş bozuklukları olan kimseler yemek yerken ya da su içerken normalden fazla hava yutarlar. Bu gibi bozuklukların tedavi edilmesi
Karın ön duvarının bölümleri gaz oluşumunu engelleyebilir.Hızlı ve fazla yemek yemek, yemekler sırasında fazla miktarda içki içmek aşırı hava yutulmasına yol açmaktadır. Bazı içki ve yumuşak besinler içinde fazla miktarda gaz bulunmaktadır: Örneğin gazozlar, dondurma, mayonez, sufle, bazı kremalar. Bu gibi besin maddelerinin aşın kullanılması gazdan yakınmalara yol açabilirler. Bazı kimselerde ise laktoza karşı hazımsızlık vardır. Bu gibi kimseler süt içtiklerinde, gazdan yakınırlar. En doğrusu sütün içilmemesidir. Bazı bitkisel besinler de gaza yol açmaktadır: Örneğin kuru ya da yeşil fasulye, karnabahar, lahana, kavun, karpuz, soğan gibi. Sözünü ettiğimiz bu ve benzeri besin maddeleri kişiyi aşırı biçimde rahatsız ediyorlarsa, bunlardan uzak durulması yarar sağlar. Yağlı yemekler de gaz oluşumuna neden olurlar. Bu yakınmayı gidermek için kullanılan ilaçların yeterince etkili olduklarını söylemek bir hayli güçtür.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*