Buffier, Claude


Notice: Undefined index: tie_hide_meta in /var/www/vhosts/saglikdogasi.com/public_html/wp-content/themes/teknolojihaber2/includes/post-meta.php on line 3

Buffier, Claude (d. 25 Mayıs 1661, Varşova – ö. 17 Mayıs 1737, Paris), özgün çalışmalarıyla tanınmış Fransız filozof, tarihçi, filolog ve eğitimci. Kilisenin ayrıcalıklanna ve ruhban zümresine karşı tutumu ile tanınan Voltaire tarafından “ussal bir felsefe sistemi ortaya koyan tek Cizvit” olarak değerlendirilmiştir. Buffier, Rouen’de felsefe ve ilahiyat, yaşamının büyük bir bölümünü geçirdiği Paris’ teki Cizvit okulunda ise edebiyat dersleri verdi. Katoliklik içinde özgür iradeyi reddedip yazgıyı vurgulayan Jansencilik hareketini destekleyen başpiskoposuna karşı çıktı­ ğı için 1696’da beş yıllığına sürgüne yollandı. En ünlü yapıtı Traite des verites premieres et de la source de nos jugements’da (1724; İlk Gerçekler ve Yargıları­ mızın Kaynağı Üzerine İnceleme) bilginin temel ilkesini bulmaya çalıştı. Ben’in varoluş duyumundan başlayarak, Descartes’ın yaklaşımını benimsedi, ama Descartes’çı a priori ya da tümdengelim usavurma yöntemini reddetti. Bunun yerine, farklı insanlann benzer sonuçlara varmalarını sağlayan sağduyudan yola çıktı. Böylece, insan zihninin dışındaki nesnelerin, aslında kendi ayrı varoluşları olduğunu gösteren Descartes’çı sonucu onaylayabildi. Buffier’nin etkisi, İskoç sağduyu okulu, özellikle de Thomas Reid yoluyla 19. yüzyıl Fransız felsefesine kadar uzandı. Buffier ayrıca, Elements de metaphysique (1725; Metafiziğin Öğeleri), Cours de sciences (1732; Bilim Dersleri) gibi kitaplanndan başka, yaygın olarak kullanılan bir Fransızca dilbilgisi kitabı (1709), tarih, din ve eğitim üzerine sayısız denemeler’yazdı. Buffon (Kontu), Georges-Louis Leclerc, asıl adı (y. 1725’e değin) g e o r g e s -l o u i s l e c l e ç c ya da (y. 1725-73) g e o r g e s -l o u i s l e c l e r c d e b u f f o n (d. 7 Eylül 17Q7, Montbard – ö. 16 Nisan 1788, Paris, Fransa), Histoire naturelle, generale et particuliâre Buffon, bir res’imden C. Barun’un yaptığı oymabaskı, 1761 Hunt Botanical Library, Carnegie – Mellon University, Pittsburgh, Pennsylvania (Genel ve Özel Doğa Tarihi) adlı kapsamlı yapıtıyla tanınan Fransız doğabilimci. 1773’te “kont” unvanı almıştır. Buffon’un babası Benjamin Leclerc, Burgonya’da görevli bir devlet memuru, annesi ise zeki ve öğrenmeye meraklı bir kadındı; Buffon sık sık zekâsını annesinden aldığını söylerdi. Buffon adını da, 25 yaşındayken annesinden miras kalan malikâneden aldı. Dijon’daki bir Cizvit okulunda öğrenimine başlayan Buffon, oldukça sıradan, ama matematikten zevk alan bir öğrenciydi. Babasının isteği üzerine 1723’te hukuk öğ­ renimine başladı. 1726’da diplomasını almasına karşın hukuku bir türlü benimseyemediğinden, 1728’de Angers’e geçerek matematik, tıp ve botanik öğrenimine yöneldi. Bir düello nedeniyle Angers’i terk etmek zorunda kalan ve Nantes’a sığınan Buffon’, burada genç bir İngiliz olan Kingston dükü ile yakın dostluk’ kurdu. İtalya gezisine çıkan iki genç 1732’nin başlarında Roma’ya vardılar. Daha sonra İngiltere’ye yaptıkları yolculuk sırasında Buffon, Royal Society’ nin üyeliğine seçildi. Annesinin ölümü üzerine Fransa’ya dönen ve Mqntbard’daki aile malikânesine yerle­ şen Buffon, burada, olasılık hesapları ve fizik bilimleri üzerine ilk araştırmalanna başladı. O sıralarda özellikle bitki fizyolojisine ilişkin sorularla ilgileniyordu. 1735’te Stephen Hales’in Vegetable Staticks’inin (1727; Bitki Statiği) çevirisini yayımladı ve’ önsözünde, kendisinin geliştirdiği bilimsel yöntem kavramına yer verdi. Matematiğe duyduğu ilgiyi sürdürerek 1740’ta Sir Isaac ‘Newton’m De methodis serierum et fluxionum (1668; Sonsuz Seriler ve Flüksiyonlar Yöntemi) adlı yapıtının çevirisini yayımladı; bunun önsözünde de, sonsuzküçükler hesa- “bının bulunması konusunda Newton ile Leibniz arasındaki aynlıklann geçmişini tartışıyordu. Aynca kerestelerin özellikleri ve Burgonya’da, kendi ormanlannda bulunan kerestelik ağaçlann yetiştirilmesine iliş­ kin araştırmalar yaptı. 1739’da, henüz 32 yaşındayken, bilimin önemini kavrayan ve Buffon’un ağaçlar konusundaki bilgisinden Fransız hükümetinin gemi yapımı tasarılannda yararlanmak isteyen Donanma Bakanı J.-F.-P. de Maurepas’nın yardımlarıyla, Kraliyet Bahçesi ile onun bir bölümünü oluşturan müzenin yö­ neticiliğine’ atandı. Maurepas tarafından kraliyet müzesinin bir katalogunu hazırlamakla da görevlendirilen hırslı Buffon, bu görevi tüm doğanın kaydını tutma çalışmasına dönüştürdü. 1749’da başlayan ve yıllar süren bu çalışmasının sonucunda büyük yapıtı Histoire naturelle, genirale et particuliere ortaya çıktı. Günde 12 saat çalışarak yılın sekiz ayını Montbard’daki malikânesinde geçiren Buffon,’ bu yapıta yoğun bir emek vermesine karşın, yaşamı sırasında, öngördüğü 50 cildin ancak 36’sını yayımlayabildi. Birçok bilim adamıyla işbirliği yaptı; 1749-67 arasında yayımlanan ilk 15 cildi hazırlarken dostlarından yardım gördü. Sonraki yedi cilt öncekilerin eki niteliğindeydi ve 1774-89 arasında yayımlandı. Yapıtın en ünlü bölü­ mü olan ve 1778’de yayımlanan Ûpoques de la nature (Doğa Tarihi Çağlan), bu yedi cildin beşincisinde yer alıyordu. Bunu kuş­ lar üzerine yazılmış olan dokuz cilt (1770- 83) ile ‘mineralleri konu alan beş cilt (1783-88) izledi. İlk baskıyı tamamlayan ve Buffon’un ölümünden sonra yayımlanan son sekiz cilt ise, sürüngenler, balıklar ve balirialar üzerineydi. Buffon, hayvan tanımlannı tekdüzelikten kurtarmak için, doğa, hayvanlann yozlaşması, kuşların doğası gibi konular üzerine açtığı felsefi tartışmalarla bu tanımlan renklendirmişti. Academie Française üyeliğine seçilen Buffon, kurumun 25 Ağustos 1753 tarihli oturumunda Discours sur le style (Üslup Üzerine Söylev) başlıklı ünlü konuşmasını yaptı ve “Le style c’est l’homme meme” (“Üslup insanın ta kendisidir”) sözüyle üslubun önemini vurguladı. Aynı zamanda Fransız Bilimler Akademisi’nin saymanlığı­ nı da yapan Buffon, her yıl Paris’e yaptığı kısa gezilerde sık sık edebiyat ve felsefe çevrelerine katılır oldu. Diderot ve d’Alembert ile olan dostluğuna karşın onlann Encyclopidie çalışmalarına katılmadı. Montbard’da doğayla ve köylülerle iç içe yaşamaktan, mülklerini bizzat yönetmekten zevk alıyordu. Burada yabanıl hayvanlar ve kuşlar için birer barınak ^yapmış, ayrıca ek binalardan birini, ateşin doğasına ilişkin deneyler yapmasına yetecek büyüklükte ocağı bulunan bir laboratuvara dönüştürmüştü. Buffon’un eşi 1769’da öldü ve onu beş yaşındaki oğluyla yalnız bıraktı. Oğlu 17 yaşına gelince, Buffon, doğabilimci J.-B. Lamarck’tan, Avrupa’ya yaptığı botanik gezilerine onu da götürmesini istedi. Ama genç Buffon araştırmaya ilgi duymuyordu. Sonunda bir mirasyedi oldu ve Fransız Devrimi’nin tüm şiddetiyle sürdüğü sıralar, 1794’te bir tedbirsizliği sonucunda giyotinle idam edildi. 1785’te sağlığı bozulmaya başlayan Buffon, 1788’de sonunun yaklaştığını hissederek Paris’e döndü ve birkaç ay sonra bu kentte öldü. Halkın hayranlık ve desteğini kazanmış olan Buffon’u aydınlar arasında küçümseyenlerin ya da eleştirenlerin sayısı hiç de az değildi. Teologlar onun jeoloji tarihine ilişkin kavramlan yüzünden ayaklandılar; bazılan sınıflandırma konusundaki düşüncelerini eleştirdi; düşünür Etienne de Condillac, hayvanlann yetenekleriyle ilgili gö­ rüşlerini reddetti; birçok kişi de yapıtından, doğaya ilişkin genel felsefi düşüncelerinin yazdıklanyla uyumlu olmayanlarını ayınp ortaya çıkardı. Voltaire, Buffon’un üslubuna değer vermemiş, d’Alembert de onun İçin “süslü dil meraklısı” demişti. Matematikçi, kimyacı ve astronomlann küçümsedikleri Buffon’u doğabilimciler de pek desteklememişler, hatta bacıları basit ve doğal bir üslup gerektiren konularda çarpıcı bir dil kullandığı için onu kınamışlardı. Bilim hırsızlığıyla bile suçlanan Buffon, kendisini aşağılayanlara hiç yanıt vermemiş ve bir dostuna şöyle yazmıştı: “Mutlak suskunlu­ ğumu koruyacağım., saldırılan kendilerine dert olsun”. Buffon, doğa bilimlerinin bazı alanlannda kalıcı bir etki yaptı. Jeoloji tarihini Ğpoçues de la nature’deki gibi bir dizi aşama olarak ele alan ilk kişi Buffon’du. Yok olan canlı türler kavramıyla paleontolojinin gelişimine önderlik etti. Gezegenlerin Güneş ile bir kuyrukluyıldızın çarpışması sonucu oluştuklanna ilişkin kuramı ilk kez o ortaya attı. Histoire naturelle, doğa tarihinin birbirinden kopuk ve bağlantısız gibi görünen olgulannı kavranabilir biçimde bütünleştirerek sunan ilk yapıttır

Rate this post

Notice: Undefined index: tie_hide_share in /var/www/vhosts/saglikdogasi.com/public_html/wp-content/themes/teknolojihaber2/single.php on line 65
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*