Delhi


Notice: Undefined index: tie_hide_meta in /var/www/vhosts/saglikdogasi.com/public_html/wp-content/themes/teknolojihaber2/includes/post-meta.php on line 3

Delhi, Hindistan’ın ortakuzey kesiminde
kent ve birlik toprağı. Doğuda Uttar Pradesh, kuzey, batı ve güneyde Haryuna ile
çevrili olan birlik toprağı, genellikle Eski
Delhi olarak bilinen Delhi’yi, başkent Yeni
Delhi’yi ve çevredeki kırsal alanları kapsar.
Bir bütün olarak ortakuzey kesimindeki
ulaşım ağının odak noktasını oluşturur.
Adının İO 1.yüzyılda yörede hüküm süren
Maurya krallarından Raca Dhilu’dan geldi­
ği söylenir. Tarih boyunca çeşitli imparatorluk ve krallıklara başkentlik yapan Eski
Delhi, günümüzde yörenin ekonomi ve
yerleşme merkezidir. Hemen güneyindeki
Yeni Delhi ise yönetim hizmetlerinin toplandığı bir kenttir. Delhi üçgeni olarak
bilinen alanda değişik dönemlerde kurulmuş kentlerin kalıntıları bulunur. Delhi’nin
yüzölçümü 932 km2, Yeni Delhi’nin 438
km2, birlik toprağının ise 1.485 km2’dir. Nü­
fus (1981) Delhi, 4.884.234; Yeni Delhi,
273.036; birlik toprağı, 6.220.406.
Doğal yapı. Deniz düzeyinden yüksekliği
213-305 m arasında değişen Delhi birlik
toprağı, Ganj’ın kolu Yamuna Irmağının
batı yakası boyunca uzanır. Batısında Ara-
karşıtlık gösterir. Eski Delhi’de ana dış
kapılar arasında uzanan biçimsiz caddeler
dar ve dolambaçlı sokaklar, pasajlar ve
dolaşık yollarla konut ve işyeri alanlarına
açılır. Buna karşılık İngiliz yönetimi sırasında üst rütbeli subaylar için inşa edilen ve
günümüzde yüksek gelirlilerin oturduğu
kuzeydeki Kibar Yollar (Civil Lines) ile
güneydeki Yeni Delhi, planlı yapılaşmanın,
Delhi’de kırmızı kumtaşı ve mermerle yapılmış Hümayun Türbesi, y. 1564
P. Chandra
valli Sıradağlarının kuzey uzantısını oluşturan Delhi Sırtı yer alır. Delhi kenti Himalaya Dağlarının 160 km güneyine düşer,
iklimin belirgin özelliği aşın kuraklık ve çok
sıcak yazlardır. Mart ortasından temmuz
sonuna değin süren yaz mevsiminde ortalama sıcaklık 25°-36°C arasında değişir;nisan
ve mayıs aylarında sık sık rüzgâr patlamaları ve şimşekli fırtınalar görülür. Eylül sonuna değin süren muson mevsiminde ortalama
660 mm yağış düşer. Bir geçiş döneminin
ardından kasım sonlarında başlayan kış
mevsimi şubat ortalarında biter; ortalama
sıcaklık 11°-21°C arasında değişir. En sıcak
ay temmuz, en soğuk ay ocaktır. Genelde
düşük olan nem oranının yükseldiği temmuz ve ağustos aylarında boğucu bir hava
görülür.
Sırt ve tepe yamaçlarında akasya gibi
dikenli ağaçlar bol miktarda bulunur. Muson mevsiminde çok sayıda otsu bitki yeti­
şir. Bangar denen ovalık kesimde kerestelik
siso ağacı yaygındır. Yamuna kıyısında
yabanıl ot ve çimenlerden oluşan bir bitki
örtüsü görülür. Yeni Delhi, caddeleri süsleyen gölgelik ağaçları ve rengârenk çiçekleriyle ünlüdür. Yöredeki cangıl, orman ve
tepelik alanlarda leopar, sırtlan, tilki, kurt
ve çakal gibi hayvanlar yaşar. Yamuna
kıyılarında yaban domuzuna rastlanır. Başlı­
ca kuş türleri keklik, dağ güvercini, papa­
ğan ve çalı bıldırcınıdır. Tepelik sırtlarda
sayısız tavus kuşları vardır. Birçok balığın
bulunduğu Yamuna’da bazen timsahlar da
görülür.
Kentin görünümü. Eski Delhi’nin iç içe
girmiş yapısı ile Yeni Delhi’nin düzenli,
diyagonal ve modern yolları çarpıcı bir
yeşil alanların ve sessizliğin yarattığı bir
ferahlık duygusu verir.
Düzlük alanlara bakan alçak bir tepenin
çevresinde gelişmiş olan Yeni Delhi’nin en
göz alıcı bölümü, doğudaki Ulusal Stadyum’dan batıdaki Başkanlık Sarayı’na
(Rashrapati Bhawan) kadar uzanan Merkezî Manzara Parkı’dır. İçinde resmî binaların, müzelerin ve araştırma merkezlerinin
yer aldığı bu ana eksen, kuzeydeki alışveriş
merkezi Connaught ile güneydeki konut
alanlarını birbirinden ayırır.
Delhi Gelişme İdaresi’nin hazırladığı 20
yıllık (1962-81) ana plan uyarınca, Yeni
Delhi’nin Kendriya Saçivalaya bölümü ve
Kibar Yollar’ın Eski Valilik bölümü kamu
yapılarına ayrılmıştır. Eski Delhi’nin hemen
her yanında küçük imalat kuruluşları bulunmakla birlikte, başlıca sanayi alanları batı­
daki Nacafgarh Caddesi ile planlı bir sanayi
bölgesinin (Okhla) kurulduğu güneydeki
Mathura Caddesinde toplanmıştır. Ticari
kuruluşlar genellikle Çandni Çouk, Khari
Baoli, Sadar Bazar, Ecmel Han caddeleri
ve Connaught Meydanı gibi belirli yerlerde
kurulmuştur. Eğitim kuruluşlarının çoğu
kuzeydeki Delhi Üniversitesi ile güneydeki
Cavaharlal Nehru Üniversitesi çevresindedir.
Delhi’nin son yıllarda karışık bir yapı
kazanmış olmasına karşın, bazı semtlerin
özgün yapısı hemen dikkati çeker. Güçlü
bir mahalle (mohalla) duygusunun bulunduğu Eski Delhi’de evler tek kapılı avlular
çevresinde sıralanır. Yeni konut alanlarında
gelir düzeyi ayrımı oldukça belirgindir.
Yabancı elçiliklerin toplandığı Çanakyapuri, uluslararası mimariyi sergileyen bir maket görünümündedir. Bengal pazarı gibi
kapalı kültürel alanlar, Kotla Mubarekpur
gibi köy görünümlü semtler ve gecekondu
mahalleleri Delhi’nin öteki ilginç özelliklerini yansıtır. Son yıllardaki göçler ciddi bir
konut açığı yaratmıştır. Eski Delhi’deki
plansız evler genellikle birkaç katlıdır ; birer
odalı apartmanlar yaygındır. Zenginlerin
oturduğu semtlerde eski tek katlı evlerin
yanında çok katlı binalar yükselir.
Delhi’nin çarpıcı mimari anıtları Hindistan
tarihinin bütün evrelerini yansıtır. Erken
Peştu üslubunun örneği olan Kutb Minare
ve Kuvvetü’l-İslam Çamisi’nde Hint üslubu
ve yapı malzemeleri İslam motifleri ve yapı
koşullarına uyarlanmıştır. Tuğlukâbad ile
Seyyid ve Ludi hükümdarlarının türbelerinde görülen Geç Peştu üslubu, zarif kubbe,
mermer, çini ve süslemelerle ayırt edilir.
Geç Babürlü mimarisini yansıtan Kırmızı
Kale (Lâl Kila) ve Mescid-i Cuma’nın
belirgin özellikleri süslü dış yüzeyler, üst
üste binmiş kubbeler ve yüksek minarelerdir. 25 m yüksekliğindeki kırmızı kumtaşı
surlarla çevrili Kırmızı Kale’nin içinde bir
dizi saray, bahçe, kışla ve bina yer alır.
İngiliz döneminden kalma Kendriya Saçivalaya, Parlamento Binası ve Başkanlık Sarayı modern İngiliz mimarisi ile geleneksel
Hint kalıplarının özelliklerini birleştirir.
Yararcı bir eğilimin ağır bastığı bağımsızlık
sonrasındaki kamu yapılarında Hint ve Batı
üslupları arasında bir sentez oluşturma arayışı görülür. Günümüz mimarisine işlevci ve
insana dönük bir anlayış egemendir. Yamuna Irmağına bakan çiçekli bahçelerde ulusal
önderler anısına dikilmiş çeşitli anıtlar
yükselir.
Nüfus. 1911’de 240 bin olan Delhi’nin
nüfusu, 1981’e değin 20 katı aşan bir artış
göstermiştir.Bu artış en yüksek hıza yoğun
mülteci akınmın yaşandığı 1941-51 arasında
ulaşmıştır. Tam bir kozmopolit yapı gösteren Delhi halkının yarısı dışardan gelmedir.
Hindular nüfusun dörtte üçünü oluşturur.
En büyük dinsel azınlık olan Müslümanları
küçük Caynacı, Hıristiyan ve Budacı topluluklar izler.
Ekonomi. Delhi ekonomisinin temelini
işgücünün büyük bölümünü kapsayan hizmet sektörü oluşturur. Sanayi ikinci, ticaret
ise üçüncü sırada yer alır. Yüzyıllar boyunca Kuzey Hindistan’ın en önemli ticaret ve
alışveriş merkezi olan Delhi’nin fildişi oymacılığı, işlemecilik, altın ve gümüş işçiliği,
bakır ve tunç eşya yapımı gibi el sanatları
bugün de önemini korumaktadır. El dokuması ürünler, hazır giysi, spor ve deri eşya
imalatı da yaygındır. Son yıllarda gelişen
orta ve küçük ölçekli sanayi kuruluşlarında
elektronik eşya, makine, otomobil parçaları, ölçüm aletleri, elektrikli aletler gibi
mallar üretilir. Hindistan Merkez Bankası
ile bir borsanm bulunduğu Delhi, aynı
zamanda canlı bir depolama, toptan ticaret
ve dağıtım merkezidir.
Hindistan’ın kuzeybatısından doğudaki
ovalık kesime giden bütün yollar, coğrafi
konumundan dolayı Delhi’den geçer. Burada buluşan beş ulusal karayolu ve çeşitli
demiryolu hatları, kenti ülkenin her yanına
bağlar. İki havaalanından Palam uluslararası, Safderceng ise iç seferler için kullanılır.
Kent içi ulaşım ağı bisiklet ve kağnılar ile
otomobil ve kamyonların yan yana yer
aldığı ağır trafik yükünü kaldırmaktan
uzaktır. Otobüs ve tren hatlarına dayanan
kitle ulaşım sistemi yetersizdir.
Yönetsel ve toplumsal koşullar. 1952’de
merkezden yönetilen eyalet, 1956’da da
birlik toprağı statüsü kazanan Delhi’nin
yönetim sistemi üç kademeli bir yapıya
dayanır. Devlet başkanınca atanan ve birlik
toprağının en üst yöneticisi olan valiye,
gene devlet başkanınca atanan dört kişilik
bir Yürütme Konseyi yardım eder. Büyük
Şehir Konseyi kent sorunlarının görüşüldü­
ğü bir organdır. Seçimle belirlenen Belediye, Yeni Delhi Belediye Komitesi, Delhi
Askeri Bölgesi Kurulu ve Delhi Gelişme
İdaresi dışında bütün özerk organları yönetir. Su, çöp toplama ve elektrik hizmetleri
yetersizdir. Kentte resmî hastanelerin yanı
sıra çeşitli dispanserler vardır. Polis örgütü
valiye bağlı bir genel müfettişin yönetimindedir. İlk ve orta düzeydeki okullann
eğitim sistemi merkezî bir kurulca düzenlenir. Delhi ve Cavaharlal Nehru üniversitelerine bağlı birçok yüksekokul ve araştırma
kurumu vardır.
Kültürel yaşam. Delhi’nin kültürel özellikleri bir değişim süreci içindedir. Eski dönemin dans, müzik ve şiir toplantıları müşaare
gibi eğlencelerinin yerini sinema, kabare ve
kulüpler almaktadır. Öte yandan yerel edebiyat ve güzel sanatları geliştirmeye yönelik
tiyatro topluluklan ve kurumlan da etkinlik
göstermektedir. Bunların başlıcaları Sangit
Natak, Lalit Kala ve Sahitya akademileridir. Ulusal Modern Sanat Galerisi’nde yüze
yakın sanatçının yapıtları bulunur. Kentte
birçok dinlenme alanı, park, bahçe ve spor
tesisi vardır.
Tarih. Kentin bilinen en eski yerleşmesi
ünlü Mahabharata destanında sözü edilen
Indraprastha’dır. İÖ 1400’de Pandava krallarından Yudhishthira’nm kurduğu bu kent
sonradan Eski Kale ve Hümayun Türbesi’
nin kurulduğu yerler arasındaki büyük bir
tümseği kaplıyordu. Efsanelere göre canlı
bir merkez olmasına karşın, zamanla bütü­
nüyle yıkıldı. Raca Dhilu’nun İÖ 1.yüzyılda
bugünkü Kutb Minare yakınlarında kurdu­
ğu kent, uzun bir gerileme döneminin
ardından 12.yüzyılda Çauhan (Çahamana)
hükümdan III. Prthviraca’nm başkenti olarak yeniden önem kazandı. Daha sonra
Müslümanların eline geçti ve Muizzi hanedanının kurucusu Kutbeddin Aybek’in baş­
kenti oldu. Alaeddin Halaci (hd 1296-1316)
kuzeydoğuya düşen Siri’de ikinci bir kent
kurdu. Giyaseddin Tuğluk’un (hd 1320-25)
Tuğlukâbad’da kurduğu üçüncü kent bir
süre sonra su sıkıntısı yüzünden terk edildi.
Muhammed bin Tuğluk (hd 1325-51) geniş­
leterek surlarla çevirdiği dördüncü kente
Cihanpenah adını verdi. Onun ardılı III.
Firuz Şah Tuğluk (hd 1351-88) başkentini
daha kuzeyde, bugünkü Kotla Firuz Şah
alanında kurduğu Firuzâbad adlı beşinci
kente taşıdı.
14.yüzyıl sonlarındaki Timur istilası sırasında başkentin Agra’ya taşınmasıyla, Delhi
önemini yitirdi. İlk Hint-Türk imparatoru
Babür’ün 1526’da burayı merkez edinmesinden sonra Hümayun’un kurduğu Din Penah’ı 1540’ta yerle bir eden Şir Şah, Eski
Kale (Purana Kila) olarak bilinen altıncı
kenti inşa etti. Başkent olmaktan çıkarak
yeniden önemini yitiren Delhi, Şah Cihan’
m 1638’de Şahcihanâbad adlı yedinci kentin
(bugün Eski Delhi) temelini atmasıyla eski
parlak günlerine döndü. 18.yüzyıl ortalannda Hint-Türk İmparatorluğu’nun yıkılması­
nı izleyen Maratha akmları ve Nadir Şah’m
saldırıları yüzünden önemli yıkımlara
uğradı.
1803’te İngiliz yönetimine girdikten sonra
giderek gelişti. 1857 Hint Ayaklanması
sırasında birkaç ay ayaklanmacıların elinde
kaldı. 1912’de Ingiliz Hindistam’mn başkenti, Kalküta’dan yeni Delhi’ye taşındı

Rate this post

Notice: Undefined index: tie_hide_share in /var/www/vhosts/saglikdogasi.com/public_html/wp-content/themes/teknolojihaber2/single.php on line 65
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*