Kaygılı

1. Kaygısı olan kimse, bunu
dışa vuran tutum ve davranış için kullanılır;
endişeli: Kaygılı bir hali var, kötü
günler geçiriyor olmalı. Kaygılı bir bakış.
Kaygılı bir ses. —2. Bir şeyden kaygılı,
onunla ilgili bir kaygısı olan: Kendi geleceğinden
kaygıhydı.
KAYGILI (Osman Cemal), türk romancı
İstanbul 1890 – ay. y. 1945). Askeri katip
okı_ilu’nu bitirerek orduda görev aldı(1906). Mahmut Şevket Paşa’ya suikastla
ilgili görülerek Sinop’a sürüldü (1913). Yeniden
eski görevine döndü; ancak Birinci
Dünya savaşı sonunda sağlık nedeniyle
emekliye ayrıldı (1918). Yaşamını İstanbul’un
sur dışı Otakçılar mahallesi’nde
sürdürdü; geçimini öğretmenlik ve yazarlıkla
sağladı. Sahne sanatlanyla ilgilenmiş;
oyunlar yaımış (Balat’ta bir akşam, 1928;
Ofürükçü, 1939), kimi oyunlarda kendisi
de rol almıştı. Öykülerinde (Sandahm ge
fiyat- varda, 1938) kenar semtlerin günlük
yaşamını konu edinmişti. Çingene/er
(1939) romanı İstanbul Çingeneleri’nin ge
lenek göreneklerini, yaşamlarını belgesel
biçimde sergiler Aygır Fatma (1944) roma
nı, çocukluğunun geçtiği çevreleri, mahal
le yaşantısını verir Istanbul’da semai kah
ve/eri ve meydan şair/eri (1937) yapıtı, ken
di derlediği malzemeye dayandığı için
önemlidir