wiki

Peygamber Efendimizin Ahlakı

Hz. Peygamber’in(s a-s) eşsiz ahlâkını “Emrolunduğun gibi dosdoğru olf’ (Hûd 11 / 112) âyetinin emrine uygun davranma endişesi şe
killendirmekteydi. O, dua ve ibadetlerinde, yeme içmesinde, giyim
kuşamında, dostları ve hasımlan ile ilişkilerinde, ticarî faaliyetlerinde, zenginlik ve fakirlik dönemlerinde, savaş ve barış zamanlarında, hayatının her alanında ve bütün safhalarında hep bu endişeyi taşımaktaydı. O kadar ki “Beni, Hûd sûresi ihtiyarlattı ” buyurmuştu.
Onun ahlâkı Kurandan ibaretti. O, güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderilmiş bir elçiydi.
Güvenilirdi. Dostları kadar düşmanları da onun sözüne güvenir, emanete ihanet etmeyeceğini bilirdi. Verdiği bir sözden döndüğünü hiç kimse görmemişti.
Cömertti, insanlara yardım etmek için elinden geleni yapar, kendisine gelen bir kişiyi istediği şeyi ya da ondan daha iyisini ona verme
dikçe göndermezdi.
İsraftan hoşlanmazdı. Malını, sağlığını, zamanını; elindeki her şeyi Allah’ın emaneti olarak görür, en iyi şekilde değerlendirirdi.
Misafirperverdi. Müslüman olsun ya da olmasın bütün misafirlerini
en güzel şekilde ağırlar, onlara ikramda bulunurdu.
Adildi. Hiçbir ayırım yapmadan haklıya hakkını verir, yakınının
aleyhine de olsa adalede hükmederdi.
Müsamahakârdı. Hoşlanmadığı bir söz, bir davranış karşısında ses çıkarmaz, memnun olmadığı ancak yüzünden belli olurdu.Bağışlayıcıydı. Kendisine kaba ve saygısızca davrananları bile güler yüzle ve tatlı dille karşılar, dertlerini dinler, ihtiyaçlarını temin ederdi.
Edepliydi. Hayânın imandan olduğunu söylerdi.
Sadelikten hoşlanırdı. Giyim kuşamında, günlük yaşam alışkanlık
larında, insanlarla ilişkilerinde abartıdan kaçınırdı. Bir topluluk içindeyken, onu tanımayanlar, herhangi bir özelliğinden hareket
le onu diğer insanlardan ayırt edemezlerdi.
Hediyeleşmeyi severdi. Arkadaşlarına hediyeler verir, kendisine ve
rilen hediyeleri de kabul ederdi.
Cesurdu. Düşmanlarının her türlü baskı ve işkencesine metanetle göğüs gerer, savaşlarda saldırıların yoğunlaştığı anlarda cesaretiy
le ashabına örnek olurdu.
Merhametliydi. Canlı cansız bütün varlıklar onun merhametinden
pay alırdı. Kimseye karşı kötü bir davranışta bulunmaz, kırıcı bir
söz söylemezdi.
Azimli ve kararlıydı. Herhangi bir konuda karar vermeden önce düşünür, çevresindekilere danışır; karar verdiğindeyse her türlü
güçlüğe sonuna dek göğüs gererdi.
Sabırlıydı. Doğumundan itibaren sevdiklerini bir bir kaybetmişti.
Peygamberlik vazifesini yerine getirirken açlıkla, fakirlikle, yur
dundan çıkartılmakla, savaşla ve daha birçok zorlukla imtihan olundu. Ancak sabır ve şükürden bir an dahi vazgeçmedi.
Mütevekkildi. Rabbine güvenir, güçsüzlüğü karşısında ona el açardı. Elde ettiği güzelliklerden dolayı da yine Allah’a şükre
derdi. Elinden geleni yaptıktan sonra, Allah’a güvenip ona teslim olurdu.
O, Rabbi tarafından en güzel şekilde terbiye edilmişti ve ümmetine dünden bugüne her zaman en güzel örnek oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir