Musab,Mekke’nin zengin bir ailesine mensuptu ve Mekke’nin
en yakışıklısı olarak biliniyordu. Sahip olduğu bütün zenginlik
lerden vazgeçerek İslâm’ı kabul etmişti. Ailesinin tepkisinden
çekindiği için müslüman olduğunu başlangıçta ailesinden giz
ledi. Fakat kısa bir süre sonra ailesi onun müslüman olduğunu
öğrendi. Tekrar eski dinine dönmesi için onu hapsettiler.
Sıkıntılı bir dönemin ardından Musab, Habeşistan’a hicret
etti. Bir süre sonra Mekke’ye döndü ve Medine’ye gidip ora
da İslâm’ı anlatmakla görevlendirildi. Böylece Medine’ye hicret
eden ilk muhacir oldu. Bir yıl sonra Hz. Peygamber e(sas) büyük
bir müjdeyle geldi. “Medine’de İslâm’ın girmediği ev kalmadı ya
Resûlullah!” diyordu Akabe’de.
Musab’ın ön saflardaki görevi hicretten sonra da devam etti.
Bedir Savaşı’nda “Resûlullah’ın(sas) sancaktarı” olarak ün yaptı.
Uhud Savaşı’nda da bu görev ona verildi ve Resûlullah’ın(sas)
sancaktarı olarak Uhud şehitleri arasında yerini aldı. Dünya
malına değer vermeyen bu sahâbînin cenazesi defnedilirken ke
feni, başını içine aldığında ayaklarını açıkta bırakıyor, ayaklarını
örttüğünde başını açıkta bırakıyordu.
Mus‘ab b. Umeyr
21
Ağu