«Ey âdemoğlu! Günün evvelinde iki rek’ât namaz kılacağına ve buna devam edeceğine bana söz ver; ben sana günün sonunda kâfi olayım..» (Ş^ına şefaatçi olayım..)Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz kudsî hadîste buyuruyor
ki:
«Ey âdemoğlu! Günün evvelinde benim için dört rek’ât namaz kıl ki, ben de günün sonunda sana yeterli (rahmet ve mağfiretimle nazar kılmış) olayım!.»145 «Ey âdemoğlu! Günün evvelinde âcizlik gösterip benim için dört rek’ât namaz kılmamazlık etme ki, ben de sana günün sonunda (rahmet ve mağfiretimle) yeterli olayım..»140 «Sabah namazım cemaatle kıldıktan sonra oturup güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikreden ve sonra (kerahet vakti çıktığında) iki rek’ât (kuşluk) namazı kılan kimseye tastamam bir hac ve ömre sevâbı verilir.»147 «Sonra oturup »tan maksad, içinde namaz kıldığı mescid- de bulunduğu yerden kalkmayıp zikre başlaması demektir. Ancak bu arada tavâf, ilim meclisi için, va’z dinlemek için kalkması. buna aykırı düşmez. Hattâ evine dönüp zikre devam etse bile, yine de bu tavsiyeye uymuş sayılır. Bu sebepledir ki iyi edep görmüş sofiler sabah namazından sonra kerahet vakti çıkınca toplanıp kuşluk vaktine kadar zikir ederler. Buna işrak vakti denir ki, DUHÂ namazının evveli demektir. i Nevvas bin Sem’an diyor ki: Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu işittim: Azîz ve Celîl olan Allah buyuruyor ki: «Ey âdemoğlu! Günün evvelinde benim için dört rek’ât namaz kılmakta âcizlik gösterme ki ben günün sonunda sana (rahmet ve mağfiretimle) yeterli olayım!.»148 Bu konuda bazı hususlara işâret etmek gerekir: 1 — Duhâ namazının sayısı. Bu konuda vârid olan hadislerden iki rek’atten on iki rek’- ate kadar kılınabileceğini anlıyoruz.2 — Duhâ namazı müstehabdır. Bunun vâcib olduğunu söyliyenler de var. Ancak bu vücû- bun sadece Hazret-i Peygamber’e has olduğunu unutmamak gerekir. Hazret-i Âişe Vâlidemiz’den rivâyet edilen şu haber bunu kuvvetlendirmektedir: «Hazret-i Peygamber’! (S.A.V.) Duhâ vaktinde yapmış olduğu tesbîh gibi başka zamanda teşbih eder görmedim.» Bu vakitte tesbîh ve namaz gibi zikir ve ibâdetle meşgul olmanın Resûlüllah’a has olduğunu söyliyenler de var. Hem Allah katında amellerin en sevimlisi (değerlisi) az da olsa sahibinin devam ettiği ameldir. Abdullah bin Ömer (R.A.) diyor ki: Cenâb-ı Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bir bölük askeri bir tarafa gönderdi. Askerler gerekli ganimeti elde edip acele dönüp geldiler. Halk onların gaza ettikleri yerin yakınlığından, elde ettikleri ganimetin çokluğundan ve acele döndüklerinden bahsedip durdu. Bunun üzerine Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki: «Bundan daha yakın bir gazadan ve daha çok ganimetten ve daha çabuk dönmekten size haber vereyim mi? : Kim ab- dest aldıktan sonra Duhâ namazı ve teşbihi İçin mescide çıkarsa, işte o daha yakın bir gaza ve daha çok bir ganimet ve daha sür’atli bir dönüş sağlamış olur..»149 3 — Duhâ namazının vakti. Günün evvelinde güneş doğmakta ilk vakti başlar. (Ancak kerahet vaktini burada dikkatten uzak bulundurmamak gerekir.) Çünkü kudsî hadîste: «Günün evvelinde benim için dört rek’at namaz kılmakta âcizlik gösterme!» buyurmuştur. Nevevî’nin Ravza’da anlattığına göre, Duhâ vakti, güneşin doğmasıyla girmiş olur. Güneşin yükselmesine kadar te’hiri müstehab değildir. Şerh-i Mühezzeb’de bu görüşe muhalefet edilmiştir. Mâverdî’ye göre: Duhâ’nın muhtar olan vakti, günün dörtte biri geçincedir. Tahkîk’te bu görüşün daha kesin olduğu belirtilmiştir.Zeyd bin Erkam (R.A.) diyor ki: Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz Kubâ ehline uğramıştı. Onlar da tam bu sırada güneş iyice doğup etrafı aydınlattığı için Duhâ namazı kılıyorlardı. Buyurdu ki: «Gönülden Allah’a yönelenlerin namazı! Deve yavruları kumun sıcağından çöktüğünde.» Bu rivâyet Duhâ namazının işrak vaktinde kılınabileceğinin cevâzma delâlet etmektedir. Çünkü Resûlüllah (S.A.V.) onları bu vakitte namaz kılmaktan men’etmedi. Ancak «REME- DETİ’L-FİSAL» cümlesiyle bu namazın şiddetli sıcak vaktine geciktirilmesinin evvâbîn namazı sayılacağını bildirmiş oldu.1 0 Yine kuşluk —duhâ— namazıyla ilgili şu hadîslerin rivâyet edildiğini görmekteyiz : «Münâfık, Duhâ namazım kılmaz ve «Kul yâ eyyühe’l-Kâ- firûn!.» sûresini okumaz.»181 «Duhâ namazı sekiz rek’attir; onlan uzatabildiğin kadar uzat!-»152 Akabe bin Âmir (R.A.) diyor ki: «Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz bize Duhâ namazını VE’Ş-ŞEMSİ VE DUHÂHÂ ve VE’D DUHÂ sûreleriyle kılmamızı emretti.»158 «Cennette DUHÂ adında bir kapı vardır. Kıyâmet günü olunca, «Duhâ namazına devam edenler nerede?» diye bir ses gelecek ve onlara: «İşte bu sizin kapmızdır; Allah’ın rahmetiyle buradan içeri giriniz!» denilecek.»184 «Duhâ namazını dört rek’at olarak kılan kimse için Allah cennette bir bina (ev) yapar.»185 Ashâbdan Aiz bin Amr (R.A.) diyor ki: «Resûlüllah (S.A.V.)Efendimiz gelip abdest aldı, sonra bize namaz kıldırdı.»1S* Utban bin Mâlik (R.A.) diyor ki: «Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz duhâ vaktinde bizim evde bize iki rek’ât namaz cemaatle kıldırdı.»1 ,T Ebû Hüreyre (R.A.) diyor ki: «Gönül dostum Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bana üç şeyi tavsiye buyurdular: Her ay üç gün oruç tutmayı, duhânın iki rek’ât namazını, uyumadan önce vitir namazım kılmamı.»158 ibni Ömer’e (R.A.) muttasıl senedle ulaştırılan hadîste, Re- sûlülla h(S.A.V.) Efendimiz bir bölük asker bir tarafa göndermişti. Giden askerler işlerini çabuk bitirip büyük bir ganimetle hemen döndüler. Bunun üzerine ashâb-ı kirâmdan bir kısmı dediler ki: — Ya Resûlâllah! Biz bu askerlerden daha çabuk dönen ve daha çok ganimet toplayıp getiren kimse görmedik!?
Resûlüllah (SA.V.) onlara buyurdu ki: «Bundan daha çabuk döneni ve daha çok ganimeti edineni haber vereyim mi?»
— Evet, ya Resûlâllah! dediler.
— Sabah namazmı kıldıktan sonra bulundukları yerde oturup güneş doğuncaya kadar Allah’ı zikreden ve sonra iki rek’ât namaz kılıp çoluk çocuğuna dönen kimseler yok mu? İşte onlar daha çabuk dönenler ve daha çok ganimet elde edenlerdir..159 Hadîsleri nakletmeye devam ediyoruz : «Sabah namazmı cemaatle kılıp bulunduğu yerde Allah’ı güneş doğuncaya kadar zikreden, sonra da iki rek’ât (duhâ)namazı kılan kimse tastamam bir hac ve ömre sevâbı elde etmiş olur.»160 Beyhakî’nin yapmış olduğu rivâyette «Allah onu cehenneme haram kılar» kaydı da var. Ahmed bin Hanbel, Ebû Dâvud, Leylâ ve diğer bir hadîsçinin rivâyet ve tesbitine göre «Cennet ona vâcib olur» kaydı vardır. Taberânî ve Ebû Ya’lâ’mn rivâyetinde ise Hazret-i Âişe’- den merfûan, «annesinden doğduğu gündeki gibi günahlarından çıkıp kurtulmuş olur» cümlesi yer almaktadır. Aynı cümleye et-Tergîb ve’t-Terhîb’de de rastlanmaktadır. Şeyh Abdurrahman Bestâmî (K.S.) TERVÎHl’L-KULÛB adlı kitabında diyor ki: «îşrak namazı niyetiyle dört rek’at namaz kılınır. Sünnette vârid olduğu üzere birinci rek’atinde Fâtiha’dan sonra VE’Ş-ŞEMSÎ sûresi, ikinci rek’atte VE’L- LEYLÎ sûresi, üçüncü rek’atte VE’D-DUHÂ sûresi, dördüncü rek’atte ELEM NEŞRAH LEKE sûresi okunur. Nitekim aynı rivâyete, Rûhu’l-Beyân tefsirinde (SAD) sûresi tefsirinde yer verilmiştir