Tâbiînin büyüklerinden bir hadîs âlimi.
Künyesi Ebû Yahya eş-Şâmi’dir. Künyesi
ile tanınır. Doğum tarihi bilinmemektedir.
119 (m. 737/ tarihinde Halife Hişam zamamnda
ve Mekhûl’den sonra vefât etmiştir.
Gazâlara katıhr, cihad ederdi. Babasımn
ismi Iyâs bin Yezîd veya Zeyd bin Iyâs’dır.
Abdullah bin Ebî Zekeriyya, Şamlıların
âlimlerinden olup, Mekhûl’un akrânıdır,
yani ilim bakımından onun gibidir. Hadîs
ilminde sika bir âlimdir. Umm-üd-Derdâ,
Recâ bin Hayve, Ubâde bin Şâmid’den
(r.anhüm/ hâdîs-i şerif rivâyet etti. Ondan
da, Rebîa bin Yezîd, Saîd bin Abdülaziz,
Evzâî, Yemân bin Adıy gibi âlimler, hadîs-i
şerif rivâyet edip, ilim öğrenmişlerdir.
Âlimlerin hakkında buyurdukları:
“Ibn-i Sa’d, onu Şamlı Tâbiîn’in üçüncü
tabakasında zikredip, “O, hadîs ilminde
sikâ bir âlim olup, rivâyet ettiği hadîs-i
şerifler azdır.”
Evzâî: “Zamamnda, Şam’ın en faziletli
ve seçilmişlerinden idi.”
Yemân bin Adiy: “Şam’da çok ibâdet
eden zâtlardan birisidir” dediler.
Rivâyet ettiği hadîs-i şerifler:
İbn-i Muhayriz’den rivâyet etti. Resûlullah
efendimiz buyurdular ki: “Allah
yolunda iken hâsıl olan tozla, Cehennemin
dumanı, bir müslümanın üzerinde
bir araya gelmez. ”
Ebûdderdâ’dan rivâyet etti: Resûlullah
(s.a.v/ buyurdular ki: “Siz, kıyamet
gününde, kendi isimleriniz ve babalarınızın
isimleriyle çağırılacaksınız,
‘öyleyse,’isimlerinizi güzel koyunuz.”
* Menkıbesi ve sözleri: Ebû Cemîleanlattı, ibn-i Ebî Zekeriyya’dan duydum.
Buyurdu ki: “Abdullah bin Ebî Zekeriyya’
nın meclisinde hiç kimse konuşamazdı. O
derdi ki: “ Allahü teâlâyı amp, onun emir ve
yasaklarından konuşursanız, sizinle ilgi
lenir, size kıymet veririm. Eğer, insanlardan
ve onların dedi-kodu ve gıybetlerinden
bahsederseniz, sizi terkeder, yammzda
durmam”.
Utbe bin Temim bildirdi. O şöyle dedi:
“Çok konuşan kimsenin düşmesi, hata
etmesi ve yanlışlara dalması çok olur. Bu
durumda olan kimsenin verâsı (şüphelilerden
sakınması; az olur. Vera’sı az olanın
kalbi, ölü bir kalb gibidir.”
1) Hilyet-ül-evliyâ cild-5, sh. 149
2) el-Kâşif cild-12. sh. 87
3) Tehzîb-ut-tehzib cild-5, sh. 218
ABDULLAH BİN EBİ ZEKERİYYA,
15
Şub